English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Yapabileceğim bir şey yoktu

Yapabileceğim bir şey yoktu traducir portugués

163 traducción paralela
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Eu nada podia fazer.
Ne var ki benim yapabileceğim bir şey yoktu.
Tinha as mãos atadas.
Onun için yapabileceğim bir şey yoktu.
Lamento, mas não pude fazer nada por ele, lnspector,
- Yapabileceğim bir şey yoktu!
- Não havia nada que pudesse fazer.
Yapabileceğim bir şey yoktu. Yalan söyledim.
Disse que não.
O delikanlιya yardιm etmek için yapabileceğim bir şey yoktu.
Não pude fazer nada para ajudar aquele rapaz.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Não pude fazer nada.
Evet ama vebadan. Yapabileceğim bir şey yoktu.
Sim, mas a peste não me permitiu salvá-lo.
Biliyorum. Yapabileceğim bir şey yoktu.
- Não pude fazer nada.
Oh, çok üzgünüm, Bay Holmes! Yapabileceğim bir şey yoktu!
Sinto muito, Sr. Holmes, não pude fazer nada.
Belki sen de benim deli olduğumu düşünüyorsun, baba. Bu mektubu sana ulaştırırlarsa tabii. Yani gerçekten yapabileceğim bir şey yoktu.
Talvez também pense que estou louca, papá, se a produtora lhe entregar esta carta.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Não podia fazer nada.
Ne olduğunu bilseydim bile, yapabileceğim bir şey yoktu... çünkü onu yaratabilmek mümkün değil.
Mesmo que soubesse o que era, não havia nada a fazer... porque isto não se pode criar.
Ama sonunda anladım ki yapabileceği bir şey yoktu ve benim de ona yardım etmek için yapabileceğim bir şey yoktu.
Mas no final, percebi que não havia nada que ele pudesse fazer e que eu pudesse fazer para ajudá-lo.
Benim yapabileceğim bir şey yoktu değilmi?
Tu viste tudo. Não pude fazer nada, certo?
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Não pude fazer nada. Ele saltou para cima de mim.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Não pude fazer nada!
- Evet? Yapabileceğim bir şey yoktu.
- Fomos apanhados no meio disso.
Benim yapabileceğim bir şey yoktu.
Eu não pude fazer nada.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Não há nada que eu possa fazer.
Kendim için yapabileceğim bir şey yoktu.
Não havia nada que pudesse fazer.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Não tive nada a ver com isso.
Yapabileceğim bir şey yoktu, biliyorsun?
Não havia nada que eu pudesse ter feito, sabes?
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Eu não podia fazer nada.
- Yapabileceğim bir şey yoktu. - Kes sesini. Oyunu aleyhine verdin.
também votaste.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
- Não houve nada que eu pudesse fazer.
Yapabileceğim bir şey yoktu. Başı belada. Söyleyebileceği kimsesi yoktu.
Ele estava em apuros, não podia contar com mais ninguém.
Yapabileceğim bir şey yoktu ben de hayatıma devam edip, unutmaya karar verdim.
Não havia nada que eu pudesse fazer, então eu escolhi ir seguir em frente e esquecer.
Yapabileceğim bir şey yoktu. Üzgünüm.
Não havia nada que pudesse fazer.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Não posso fazer nada.
Kız zaten ölmüştü. yapabileceğim bir şey yoktu.
A rapariga já estava morta. Não podia fazer nada.
Yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
Não pude fazer nada.
Onunla konuştum ama yapabileceğim pek bir şey yoktu.
Falei com ele, mas não pude ajudá-lo.
- Yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
- Não podia fazer nada.
Kokain alemine daldığında, bir dava çıkar da kendine gelir diye umut ve dua etmekten başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
Eu não podia fazer nada quando ele caía na cocaína a não ser esperar e rezar que surgisse algum caso que o tirasse daquilo.
Ağaçtan düşerken yapabileceğim bir şey yoktu.
Não tive nada a haver com a tua queda daquela árvore.
Yapabileceğim bir şey yoktu. Elimde değildi.
Não podia ser evitado.
Yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
Eu não podia fazer nada.
Görünenlerin benim aleyhime olduğunu biliyorum, ama bana inanmalısınız yapabileceğim başka bir şey yoktu.
Eu sei que, aparentemente, tudo joga a meu desfavor, mas acredite que não podia ter agido de maneira diferente.
Bir iki adım ötedeydim. Yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
Estava a três metros de distância.
Yapabileceğim bir şey yoktu.
- Mentes!
Yapabileceğim bir şey yoktu.
Antoine perdoava a dívida.
Yapabileceğim başka bir şey yoktu.
- Não tenho mais nada a fazer.
Yapabileceğim pek bir şey yoktu.
- Havia pouco que pudesse fazer.
Yapabileceğim bir şey gerçekten yoktu.
Ele precisa ver o pai dele, enquanto está por aqui.
Yani yapabileceğim pek bir şey yoktu.
Não podia fazer muitas coisas.
Yapabileceğim hiç bir şey yoktu.
Eu nao podia fazer nada.
- Yapabileceğim bir şey yoktu.
Não havia nada que eu pudesse fazer.
Rehberde kayıtlı olmayan bir numara aldım, fakat yapabileceğim başka bir şey yoktu.
Arranjei um número que não vem na lista, mas não havia outra solução.
Bakıyorum, bakıyorum fakat... pişmanlık duymuyorum, çünkü yapabileceğim başka bir şey yoktu.
Procuro e procuro mas... Não me arrependo de nada. Não há nada que teria feito diferente.
hiç pişmanlık duymuyorum, yapabileceğim başka bir şey yoktu.
Não me arrependo de nada. Não há nada que teria feito diferente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]