English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Yasa böyle

Yasa böyle traducir portugués

97 traducción paralela
Yasa böyle, beyler.
É a lei, senhores.
Yasa böyle.
É a Lei.
Yasa böyle.
Assim manda a lei.
Yasa böyle.
É a lei.
Yasa böyle, Lawrence.
É a lei, Lawrence.
Bay MacMillan, uygulama nasıl olursa olsun sizin de bilmeniz gerektiği gibi yasa böyle.
O decreto é assim, seja qual for a sua aplicação, como devia saber.
- Yasa böyle.
A lei é assim.
Bunu size anlatmam gerek. Yasa böyle. "Açıklık ilkesi" deniyor.
Sou legalmente obrigado a dizer-lhes tudo o que sei.
Yasa böyle. "Açıklık ilkesi."
A lei obriga-me.
- Yasa böyle.
- A lei é que manda.
Yasa böyle.
Tiveram de abatê-lo. É a Lei.
Yasa böyle! - Boş versene.
Eu faço batatas fritas.
Yasa böyle mi?
É essa a lei?
Yasa böyle gerektiriyor.
É a lei.
Yeni yasa böyle. Üç tane hap, ağır suça girer.
É uma nova lei, "yo" - três pastilhas, já é crime.
- Yasa böyle, efendim.
! - É a lei, senhor.
Üç ayın vardı Jessie, tamam. Yasa böyle.
Teve as suas três semanas.
"İlk bulan alır", yasa böyle.
É para quem encontra, é essa a lei.
- Öyle olsa da, yasa böyle.
- Seja como for, é a Lei.
Tabii ki, Leydi Grantham için fazla adaletsiz duruyor ama yasa böyle.
Claro que deve parecer muito injusto a Lady Grantham, mas é o estabelecido por lei.
Diyelim ki, Siyam'da böyle bir yasa var ve biz uygulamak istemiyoruz.
Suponha que houvesse tal lei aqui e não a quiséssemos?
Biliyor musun, Komiser, bana öyle geliyor ki, şöyle ya da böyle, yasa değiştirilmeli.
Sabe, Tenente, parece-me que, de uma forma ou de outra, a lei deve ser mudada.
- Var mı? - Evet. Ne zaman böyle saçma bir yasa çıkardılar?
Quando é que aprovaram essa lei?
Böyle bir yasa çıkana kadar ben bu uygulamaya devam edeceğim.
E até haver uma, eu vou continuar a fazê-lo.
Ben vali oluğum zaman, böyle lanet soytarıların, özel mülkiyet üzerinde uçmalarını engelleyecek bir yasa çıkaracağım.
Vou dizer-te uma coisa. Quando for eleito governador... Vou criar uma lei que proíba loucos de sobrevoarem propriedades privadas.
Böyle matbu mektuplara karşı bir yasa olmalı.
Devia haver uma lei contra cartas feitas.
Birçok şey kanunen yasaktır. Böyle yerlerde nasıl bir yasa vardır?
Mesmo com proibições, não existe lei em sítios destes.
Kanunlarda böyle bir suçlu için yasa olduğuna emin değilim.
É novo para nós todos. A lei não está preparada para lidar com este tipo de criminosos.
- Ben çok memnunum. Böyle yasa dışı psikoterapik maddeler kullanmak... bence kızımız için iyi bir örnek.
Usar substâncias psicotrópicas ilegais é dar um óptimo exemplo à nossa filha.
Evet, ee... artık öldükleri için taşındılar... yani taşınmışlardı... çünkü... aslında annem hep,'Fisher lsland'da yaşa ama mezarın Palm Beach'te olsun'Florida'nın tadı böyle çıkar'derdi.
Pois, agora que estão mortos. Mudaram-se foram mudados... porque... Bem...
Böyle şeyleri önleyen bir yasa yok mu?
Não existem leis contra este tipo de coisas?
Böyle yasa dışı psikoterapik maddeler kullanmak... bence kızımız için iyi bir örnek.
Penso que usar substâncias psicótropicas ilegais... é um exemplo muito positivo a dar á nossa filha.
Onlar : "Bugün için yaşa." derler. Biz : "Böyle şeyler olur." deriz.
Tiveram o "Está aqui agora!" Nós temos "A Merda Acontece."
Yaşa Buster! İşte böyle Buster!
Força, Bravo!
Banana Splits'i öldüren uçak kazasından sonra ilk kez insanlar böyle bir yasa boğuldu Krusty yüzünden.
A retirada de Krusty provocou uma onda de angústia como não se via desde o acidente de avião que matou The Banana Splits.
Yasa böyle efendim.
É o regulamento.
Hiçbir şey öğrenemeden bu yaşa nasıl geldin sen böyle?
Como consegues ser tão velha e não saber fazer nada?
Bundan böyle istediğin gibi yaşa.
Apartir de agora..... vive como queiras
- Yasa bunu böyle görmüyor.
- A lei não vê as coisas assim.
Böyle davranmak yanlış, ve yasa dışı gibi geliyor bana.
Parece-me errado e abusivo.
Sen söyle bana, böyle insanları hangi yasa korur?
Diz-me que lei protege gente desta.
Galiba öyle. Bu yaşa geldiğinde böyle düşünceler geçiyor aklından işte.
Quando se chega à minha idade, ás vezes ocorrem-nos estas ideias.
Böyle bir gelenek ya da yasa yok.
Nem à luz dos bons costumes, nem da lei.
Şey, böyle bir yasa var, ama...
Não... isso é... um tipo de lei, mas...
Böyle bir yasa yok.
Pensas que as pessoas se voluntariaram para vir para aqui?
Var mı böyle bir yasa?
Há algum tipo de lei?
Gel ve benimle yaşa. Böyle durursan zaman kaybederiz sadece ve ben...
Vamos ficar sem tempo, se não parares...
Michael, veri tabanımda böyle bir program yok. Ve plajda açık alkollü içecek kutuları bulundurmak yasa dışı bir durum.
Michael, a minha base de dados não contém tal programa, e é ilegal ter bebidas alcoólicas abertas na praia.
Michael, Veritabanımda böyle bir program yok ve plajda açık alkollü içecek kutuları bulundurmak yasa dışı bir durum.
Michael, a minha base de dados não contém esse programa, e é ilegal ter bebidas alcoólicas na praia.
Ve tecrübelerime göre, böyle bir yaşa geldiklerinde, bebeklerden ve o saçmalıklardan zevk alıyorlar.
Quando elas chegam numa certa idade, ficam nervosas sobre os bebês e coisas do gênero.
Böyle şahsi sorular sorduğum için üzgünüm ama ben sizin tarafınızdayım ve eşinizin avukatı olarak temyiz mahkemesine kocanızın, bir bölge savcısı olarak, yasa dışı davranışları sebebiyle gerçek olmayan beyanlar vermediğini, sadece eşinden ilişkisini saklamaya çalıştığını kanıtlamak zorundayım.
Lamento fazer estas perguntas pessoais, mas estou do seu lado e como advogado do seu marido, o nosso recurso depende de provar que o seu marido fez declarações falsas no trabalho, não porque tentava ocultar atos ilegais como um procurador estadual, mas sim porque tentava ocultar um caso da mulher dele.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]