English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ Y ] / Yemekler

Yemekler traducir portugués

1,789 traducción paralela
Görünüşe göre burada çok besleyici yemekler var. Bayan Carter.
Isso realmente parece ser um jantar nutritivo esse daí, Miss Carter.
Yemekler yemek salonunda.
Refrescos na sala-de-jantar.
Merhaba. Yemekler yemek salonunda.
Refrescos na sala-de-jantar.
Yemekler ne tarafta?
Onde é o espectáculo?
Bütün yemekler bitmiş!
Estão sem comida!
Yemekler pek iyi değil, ama odam koskocaman.
A comida não é grande coisa, mas o meu quarto é enorme.
Kahveler kokteyl oldu kokteyller akşam yemekleri, yemekler de...
O café transformou-se em cocktails, que se transformaram em jantar e o jantar transformou-se em...
Yemekler soğuyor.
Está a arrefecer.
Geceleri sokaklar kötü yemekler.. Bana göre değil. Hadi.
Não sei como você faz, sair tarde, comendo hambúrguer as 4 horas da tarde.
- İkisi de köri soslu yemekler. - Yani?
- São ambos pratos baseados em curry.
Yemekler çok güzeldi ama tatlıları pek beğenmedim.
Achei a comida desta noite muito boa, mas a sobremesa...
- Ayrıca yemekler de...
- E a comida. Então..
Bay Tang, bugün soğuk yemekler yiyeceğiz!
Senhor Tang, hoje vamos comer comida fria.
Bu yemekler nasıldır bilirsin.
Sabe como são estas coisas.
İşte yemekler de geldi.
Aí está. Petiscos.
Yüce İsa, bize verdiğin yemekler için sana teşekkür etmek istiyorum ve...
Querido Jesus, quero agradecer-te a refeição que vamos comer e...
Viskiler, yemekler ve inciler.
Whiskey, carne e pérolas
Tanrım bize iyi dostlar, güzel yemekler verdiğin için sana şükürler olsun birleştirdiğimiz ellerimizi kutsa. - Amin. - Amin.
Pai Nosso, obrigados pelos bons amigos, boa comida, e abençoe as mãos que a prepararam.
Bunları da bil, onunla konuşurken sakın Jimmy Carter, bahçıvanlar, yabancılar, eşcinseller Sean Penn, Vatikan II, bireysel silahlanma, organik yemekler belirlenmiş vurucu kuralı, geri dönüşüm ve Yahudi olduğun konularını açma.
Eu devia apagar isto. Obrigado por me fazeres chá.
Pis bir iklim, rezil yemekler. Korkunç insanlar.
Clima horrível, comida péssima e pessoas ignorantes.
E-postalarla, telefon görüşmeleriyle ve yemekler de onlar uğraşsınlar.
Vamos deixar que eles se preocupem com os e-mails, os telefonemas e os lanches.
Yemekler için çek yazsam olur mu?
Posso passar um cheque?
Donmuş yemekler yemekten bıkman ile hiç bir ilgisi yok mu? Ne? Senin de hayır demen esrarengiz biriyle görüştüğün ile ilgisi olmadığı anlamına mı geliyor?
Queres dizer que o teu "não" não tem que ver com o teu namorado-mistério?
Hapishaneden kartpostal mı atsaydı? " Yemekler harika.
" A comida é óptima, adoro as vistas.
Egzersiz yapmak yok, abur cubur yemekler ve kafein.
Não fazes exercício e só comes porcarias.
Artan yemekler. Niçin tuzak kursun ki?
Porque faria ela uma forca?
Büyük ihtimalle yağlı yemekler, az egzersiz ve o merdivenleri çıkabileceğini düşünmesinden kaynaklanan damar tıkanıklığı.
Um ataque cardíaco. Provavelmente causado pela combinação de um regime ocidental de alto teor de gordura, pouco exercício e o erro de acreditar que podia subir a correr todas aquelas escadas.
Doku analizlerinin sonuçlarını bekliyorum ama hiç şüphem yok ömrü boyunca yediği kızarmış yemekler yüzünden ölmüş.
Espero a análise de tecidos, mas não tenho dúvidas que morreu por ter comido fritos toda a vida.
Genellikle sarımsaklı yemekler yapar.
Para afastá-la, normalmente é preciso um crucifixo e alho.
Çıplak aramalar, kötü yemekler. Sana söylediklerinde işeyecek, sana söylediklerinde dışkını yapacaksın.
Fui revistado todo nu, comi coisas terríveis, fui à casa de banho quando me mandaram.
Sana bir bilgi vereyim. Bu yemekler yenilecek gibi değil.
Bem, aqui está minha opinião, essa comida é "incomestível".
Hiç denizaltıya binmedim ama bahse girerim orada da yemekler daha iyidir.
Eu nunca estive em um submarino, mas eu aposto que a comida lá é melhor também. - É um ajustamento.
İnsanlar yerli yemekler yemek istemezler.
- Por que não? Porque as pessoas não querem comida natural.
Ama şu yemekler var ya... Şunlara bak.
A comida que esse povo come, está brincando, olhe para isso.
Buzdolabında artık yemekler var.
Há restos no frigorífico.
bayım, yemekler için teşekkürler... ama ne yaptığınızı biliyorum. gece ülkeme sızıp... dürüst insanları yataklarından kaçırıyorsunuz seninle konuşmak isteyen kişiler var
Agradeço-lhe por estas refeições, mas gostaria de saber porque se esgueira pelo meu país e rapta homens inocentes das suas camas.
Bunlar programında yaptığın yemekler.
Estes são pratos que já fizeste no teu programa.
Hep güzel yemekler yap ona.
Não te esqueças de preparar também alguma comida saborosa.
Eğer Northwestem ya da Rush'ta çalışıyor olsaydık yemekler daha güzel, içkiler daha çok olurdu.
Porque se fosse no Northwestern ou no Rush, a comida era melhor e havia muito mais bebida.
- Yemekler harika.
- A comida está deliciosa.
Eğer daha fazla pahalı yemekler sipariş verirlerse keşkin nişancılara vur emri vereceğim.
Se eles tivessem pedido algo mais caro do que aquilo, Eu teria matado eles com os atirador de elite.
Hazır yemekler, otomatik silahlar, cephane, su...
Enlatados, armas automáticas, munições, água...
Ucuz fiyatlarda güzel yemekler görüyorum.
Eu vejo boa comida a preços competitivos.
Anne, bu yemekler sana göre değil.
Mãe, a comida aqui não presta.
- Yemekler güzeldi.
Estava bom.
Senin için bütün gün köle gibi mutfakta nefis yemekler yapmamın komik olduğunu mu düşünüyorsun?
Achas bem ter-me matado o dia todo na cozinha, para te preparar uma bela refeição?
Kendilerine riskli bir havayolu aldılar,... ve daha sağlıklı yemekler vermeyi düşünüyorlar.
Começaram por comprar uma companhia aérea e pensam fornecer refeições mais saudáveis.
Hemen leziz yemekler yiyeceğiz.
Vamos estar a comer comida gourmet daqui a pouco tempo.
Camden Yabancı Yemekler lokantasının dağıtım elemanı olmuştum.
Então era o novo moço de entregas do restaurante de comida estrangeira de Camden.
Evet, yemekler güzel görünüyor değil mi?
Esta comida parece ser boa, não?
Yemekler hazir.
A comida está a esperar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]