Çok eskiden traducir portugués
1,011 traducción paralela
- Çok eskiden.
- Há muito tempo.
Çok eskiden öyleydi.
- Era, há muito tempo.
Çok eskiden, Truva denen bir yeri ele geçirmeye çalışan bir ordu varmış. Ama hiçbir ilerleme kaydedemiyorlarmış.
Há muito tempo, um exército inteiro tentou derrubar um local chamado Tróia, sem o menor êxito.
Çok eskiden tanırım.
Há muito tempo.
- Çok eskiden olamaz mı belki?
- De há muito tempo atrás, talvez?
Çok eskiden, Santa Cruz'da Şerif olarak görev yapıyordum.
Há muito tempo, eu era o xerife de Santa Cruz.
Çok eskiden değil.
E há bem pouco tempo.
- Yabancılar? Ölmekte olan Tyree'nin arkadaşıymış, çok eskiden.
Diz-se que um deles é amigo do Tyree, de há muito tempo.
Çok eskiden Oneothea, genç ve güzeldi.
Há muitos anos, Enotea era jovem e bela.
Bu felaketlerin var olduğuna dair kesin kanıtlar mevcut. Çok eskiden yaşanmış olmaları birer mit olduklarını düşünmemize sebep oluyor.
Há poucas dúvidas de que as pragas ocorreram... embora o tempo remoto faça-o parecer uma lenda.
Doğru çok eskiden.
Onde isso já vai!
Bu çeşme çok eskiden oynadığım... bir filmin setinden "Sarah Goes to College".
Aquela fonte fazia parte do cenário de um filme que fiz há muito tempo, intitulado "Sarah Goes to College".
Çok eskiden batıdan geldi.
Veio para cá há muito tempo, do Ocidente.
Harper, eskiden çok sakin bir yerdi.
Harper era uma cidade calma até ele começar a bater!
Eskiden sorunumuz, çok fazla adamın zirveye oturmak istemesiydi. Sorun buydu.
O problema é que havia muita gente... a querer mandar.
Seni eskiden olduğu gibi, dizime yatırıp dövmem lazım! Çok da eskiden değil üstelik!
Eu deveria espancar-te como já o fiz, e não assim há tanto tempo atrás.
Ben eskiden bir çok dansı bilirdim :
Dantes, eu sabia muitas danças :
Çarkçılar bu Donanmayla eskiden beri çok ilgilenmişlerdir, Bay Caldwell.
Há muito tempo que os sargentos cuidam dos marinheiros, Mr. Caldwell.
Eskiden çok iyiydim.
Costumava ser bom.
Eskiden çok içerdin.
- Costumavas beber muito.
Shige eskiden çok daha sevecendi.
- A Shige era muito mais simpática.
Eskiden çok sık dua ederdim.
Já rezei uma vez a mais.
Eskiden çok badminton oynardım.
Jogava muito badminton.
Eskiden bu numarayı çok yapardım.
Fiz isso antes de ti.
Eskiden çok rahattık ve tatminliydik.
Estávamos ricos, muito satisfeitos.
Eskiden daha çok yerdi. Kocaman bir adam o.
- É um homem grande.
Hatırladın mı, eskiden patatesli keki çok severdin.
Lembra-se, a que você gostava.
Eskiden çok iyi tabanca kullanırdın, değil mi?
Você era muito bom com uma arma nos seus tempos, não era?
Ondaki bu değişikliğin bir tek nedeni olabilir. Eskiden çok iyiydi.
Percebi que se tinha passado algo que o tinha mudado, a ele, um rapaz que era tão bom.
Eskiden Dünya böyleymiş. Çok uzun bir süre önce de değil.
Era assim a vida na Terra, não há muito tempo atrás.
Onu eskiden sevdiğimden daha çok sevemem sanıyordum.
Pensei que nunca o poderia amar mais do que amava.
Eskiden çok gözde olan ama şimdi neredeyse gözden düşmüş bir şey, bu yüzden daha gözde ya da gözden düşmüş bir ad takacaktık.
Dantes estava na moda e agora quase já passou, e vamos-lhe dar um nome mais na moda, ou mais fora de moda.
Uçmak eskiden çok eğlenceliydi.
Voar costumava ser divertido.
- Eskiden çok mu çalardı?
- Ele tocou muito?
Eskiden çok iyi olduğunuzu söylediler.
Disseram-me que era muito bom.
Demeliyim ki, seni görevde donatmak, eskiden olduğu gibi çok kural dışı.
Tenho que dizer que acho que equipar-te em campo, em fuga, como foi o caso, altamente irregular.
Eskiden kötü olduğu kadar kötüydü, kimsenin yaralanmadığını görmek bizi çok rahatlattı.
Por pior que tenha sido, foi um grande alívio ver que ninguém estava magoado.
- Eskiden orada çok eğlenirdik.
- Divertíamo-nos muito lá.
Eskiden bir şey söylemekten utanıyordu elbette. - Çok iyi.
Ele estava envergonhado por dizer alguma coisa agora mesmo, claro.
Eskiden çok iyi tabanca kullanıyormuş.
Ouvi dizer que era bom com armas.
Durumunu iyi görmedim. Eskiden sofran çok zengindi.
Não estás muito bem.
Bu ülke eskiden çok güzeldi.
Sabem... Este país já foi porreiro.
Eskiden bir İnsan Oğlu vardı, o da çok ufaktı.
Houve, em tempos, um Ser Humano que era muito pequeno.
Eskiden çok iyi bir adamdın, biliyor musun?
Já foste mais simpático, sabias?
Eskiden çok garip bir doktordum ben. Başka doktorların henüz icat etmemiş, olduğu hastalıklara tedavi bulurdum.
Eu era um médico muito peculiar naquela época, tentava encontrar tratamentos para doenças que não existiam... até outros médicos as inventarem.
Eskiden, beni Matthias'dan daha çok korkuturdun.
Às vezes, assusta-me mais do que o Matthias.
Eskiden bizimle çalışırdı ve işini çok severdi.
Estava acostumado a trabalhar conosco, e gostava.
Eskiden çok yumuşaktı. Tenin solmuş, makyaj yapıyorsun.
Agora a tua pele é mais pálida por isso te maquilhas.
Eskiden çok kolaydı.
No passado, isso era simples.
Annie, işlerin eskiden olduğu gibi, yani sokak arasından birini bulup kafasını patlattığımız zamanlardaki gibi olmaması çok üzücü.
- Sabes, Annie? Há muitas coisas más que fiz nesta vida, e tão simples como apanhar alguém pelo pescoço e... fazer-lhe estourar o cérebro, sabes?
Biliyor musun, eskiden ölümü çok düşünürdüm.
Você sabe? Eu costumava pensar muito sobre a morte.
eskiden 151
eskiden olduğu gibi 35
eskiden öyleydi 22
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150
çok eski 44
çok erken 73
çok etkilendim 172
çok endişeliyim 39
çok enteresan 39
eskiden olduğu gibi 35
eskiden öyleydi 22
çok etkileyici 243
çok eğlenceli 150
çok eski 44
çok erken 73
çok etkilendim 172
çok endişeliyim 39
çok enteresan 39