Çok uzak traducir portugués
2,158 traducción paralela
Orası çok uzak.
É longe de onde tu estás.
Yaşanabilirliği tespit etmek için çok uzak.
Demasiado longe para determinar habitabilidade.
Belki de buna benzer yengeç-kıskacı tasarımı olan yelkenler, Lapita nın çok uzak mesafelere gidebilmesini sağladı
Velas, parecidas com pinças de caranguejo, permitiram aos Lapitas cobrirem grandes distâncias.
Koç, çok uzak.
Treinador, é muito distante.
Ama sana, 313... bunlar çok uzak görünüyor.
Mas você, 313, naturalmente, veja onde ele a levou.
Bu çok uzak.
É longe demais. Não podemos pegar daqui.
Harvard buradan çok uzak.
Harvard é muito longe daqui.
Çok uzak bir ihtimal.
Bem remotas.
Çok uzak!
É demasiado longe!
Bree, hiç çok uzak bir yere gitmeyi...
Bree, já pensaste em viajar?
Bu kurbağa çok uzak bir ülkede annesi babası ve erkek kardeşi ve Bay Muggles adındaki iribaş ile birlikte yaşarmış.
E o sapo vivia em uma ilha bem distante. Com a mãe, o pai, o irmão, e um girino chamado Sr. Muggles.
Postaneye gidiyorum, çok uzak değil.
Vou aos correios, não é distante.
Mümkünse sabah yürüyüşüne çıkmak çok iyi bir fikir olabilir bence ve siz de postaneye çok uzak değilsiniz, hem herkesin özel hayatı vardır.
Eu, eu, acho que pode ser uma ideia muito boa fazer uma caminhada matutina se possível, e você não está tão longe do correio, e então, claro, há o assunto da privacidade.
Çok uzak sayılmaz. Yapma Richard.
- Pára, Richard.
Bilemiyorum, fakat çok uzak görünüyor.
Não sei. Mas parecem muitas.
İyi düşünsek bile, çok uzak bir ihtimal.
O que sei, é que tentar isto, vai dar trabalho.
Benim sevgim ve senin adamın kaybolmaktan çok uzak.
Meu amor, o teu tipo está longe de estar perdido.
Ona tehlikeden çok uzak olduğunu söyledim.
Disse-lhe que você era muito perigosa.
Çok uzak değil, yürüyebilir.
Ele pode ir a pé.
Biz de kimsenin bizi tanımadığı bir yere gideriz. Çok uzak bir yere!
Então vamos para um sítio onde ninguém nos conheça, longe daqui.
Çok uzak.
Fica longe.
Ama zafer flu ve çok uzak.
mas a vitória está mesmo incerta e muito longe.
Lütfen söyleyin! Nereden geliyorsunuz? Çok uzak bir yoldan mı?
Mas, mesmo assim, é uma grande distância.
Çok uzak olduğunu biliyorum ama nasıl oldu da gelmeniz 8 saati buldu?
Sei que é um longo caminho, mas como é que demoraste 8 horas?
Bizde bakıyoruz ama orası çok uzak.
Estamos à procura, mas longe.
şimdi bu konuda çok düşünüyorum, çok, çok uzak.
Agora, pensando sobre isso, muito, muito distante.
Çok uzak değil.
Não está longe de lá.
- Malvern çok uzak değil.
- Malvern não é assim tão longe.
Kamptan çok uzak değil.
Perto da reserva.
- Moğolistan çok uzak görünüyor.
- A Mongólia parece muito distante.
Çok uzun zaman önce, çok uzak bir diyarda bir savaşçı yaşardı.
Há muito, muito tempo, numa terra muito, muito distante, lá vivia um guerreiro.
Tam olarak niçin haydut yangeçlerin bu kadar çok büyüdükleri bir sırdır, böyle birkaç yaratık bu uzak adalara özgüdür, dev kabuklular Normalde orta büyüklükteki bir memeliyi içine alabilecek kabuklarının olduğu görülebilir.
Não se sabe, exatamente, por que esse caranguejo cresceu tanto, mas com tão poucas criaturas nestas ilhas remotas, são os crustáceos gigantes que parecem ter chegado a um lugar tomado por mamíferos de tamanho médio.
Çok uzun süredir gözlerden uzak yaşayan hayvanlar, en ilginç ve şaşırtıcı yollardan evrimleştiler.
Os animais vivem em isolamento tanto tempo que evoluíram em formas mais curiosas e marcantes.
Açıkca görülüyor ki, geçen yıl Naomi ye çok acı yaşattın. İkimizde biliyoruz ki en iyisi ondan uzak durman.
Aparentemente, tu causaste à Naomi muita dor no ano passado, por isso ambas concordamos que era melhor que tu te afastasses.
Biliyorum, daha çok sorumluluk, evden uzak olacağın daha uzun saatler.
Eu sei. Mais responsabilidade, mais horas fora de casa.
Bir zamanlar, çok çok uzak bir ülkede bir kraliçeydin.
Era uma vez, numa terra longínqua, eras uma rainha!
Anneme şunu söylemek için bu akşam burada olmayı gerçekten çok istedim bir kere daha ve sonsuza dek... benden uzak dur
Eu quis mesmo estar aqui hoje para poder dizer à minha mãe, de uma vez por todas, para se afastar de mim.
Benden uzak dur, çok ciddiyim benim için sen bir ölüsün
Afasta-te de mim. Estou a falar a sério. Tu morreste para mim.
"Onlardan uzak dur" bakışı için henüz çok erken değil mi?
É demasiado cedo para o olhar "não me toques".
Bizden uzak dur yeter. Yoksa çok pişman olursun.
Por isso afasta-te, ou irás arrepender-te.
Burgess'ı öldürmek sizin için çok da uzak değil.
É só um passo para matar o Burgess.
Bu dava onun çok seyahat etmesine neden oluyor ve evden ve destek grubundan uzak kalıyor. Biliyorsun işte...
Não sei, esse caso faz ele viajar bastante, ele está sempre longe de casa, ele suporta o sistema.
Ama sen çok heyecanlanıyorsun, kendini tehlikeden uzak tutuyorsun.
Mas ficaste tão entusiasmado, que apostaste mais do que devias.
- Tanrım, Patty. Nezaketten uzak olduğunu biliyorum, ama inan bana çok daha kötüleşecek.
Eu sei que isto é desagradável mas, acredita em mim, vai ser ainda pior.
Bu yer, ilk cesedin atıldığı yere çok da uzak değil.
Este lugar é a escassos quilómetros dessa estrada rural onde a primeira vítima foi abandonada.
Hiç endişelenme. Evimiz çok sakin ve gözden uzak bir yerdedir.
Não se preocupe, a nossa casa fica numa praceta muito calma.
Buradan çok da uzak olmayan bir yere yüksek bir hızla gidiyor gibi görünüyor.
Ele está a voar a grande velocidade mas muito longe daqui.
Hakkımda ne kadar çok şey hatırlarsam--hakkımızda, onları kendimden uzak tutmam daha kolay oluyor.
Quanto mais posso lembrar de mim... Nós. Mais fácil me controlar.
Ancak bir tanesi var ki, tasarımı sayesinde diğerlerinden çok daha uzak mesafelere gidebiliyor.
Mas há uma cuja forma lhe permite percorrer distâncias maiores do que todas as outras.
Kısa bir süre önce çok da uzak olmayan bir galakside...
HÁ POUCO TEMPO, NUMA GALÁXIA NADA, MAS NADA LONGÍNQUA...
Aslında benden ne kadar uzak durursan o kadar çok sevinirim.
Na verdade, gostaria que ficasses o mais longe de mim que puderes.
çok uzaklarda 16
çok uzakta 50
çok uzak değil 39
çok uzaklara 31
uzak 22
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzak dur benden 215
uzaklık 23
uzak dur 425
çok uzakta 50
çok uzak değil 39
çok uzaklara 31
uzak 22
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzak dur benden 215
uzaklık 23
uzak dur 425
uzak durun 130
uzaklaşma 31
uzaktan 27
uzaklarda 21
uzak durun benden 23
uzakta 58
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzak dur ondan 40
uzak değil 34
uzaklaşma 31
uzaktan 27
uzaklarda 21
uzak durun benden 23
uzakta 58
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzak dur ondan 40
uzak değil 34