Bir traducir ruso
2,182,152 traducción paralela
Duruyorum çünkü iyi bir film.
Я смотрю, потому что это хороший фильм.
Ama filmde sevdiğim bir bölüm var.
Но есть в фильме момент, который мне нравится.
Magic Mike'da çok beğendiğim bir bölüm var, o nedenle o bölümü bekliyorum.
У меня есть любимая сцена в "Супер Майке", и я всегда досматриваю до неё.
Matthew McConaughey'in oynadığı bir bölüm.
В этой сцене Мэттью МакКонахи...
Çünkü bana bir haller oluyor.
У меня появляется ощущение!
Bir şeyler hissetmeye başlıyorum.
Начинает появляться, ну, ощущение.
Ama sikimin bir miktar döndüğünü hissediyorum.
Но я чувствую, как мой член потихоньку переворачивается.
İçine hava alıp şişmeye başlayan bir havuz oyuncağı gibi.
Как надувная игрушка, которую немного надули.
Buruşukluklar düzelmeye başlar, bir şekil alır. Şu şekilde :
Складки расправляются, становится видна форма...
JC Penney'ye gidip bir grup herife sakso çekmeyeceğim.
Не буду я сосать "розничные" члены в обычном магазине.
Asla bir şişe Hennessy alıp evimde saklamam.
Я никогда не куплю бутылку Hennessy и не поставлю её дома.
Biri bana şöyle derse, " Burada bir adam var, en iyi sik ondadır.
" У нас тут есть парень - у него лучший член.
" Tamam, bir göreyim.
- Ну, дайте посмотреть!
Bu uzun bir süre. Bu 20... Yirmi saniye.
20 секунд - это же много!
Bu, kararsız kaldığınız bir siki... ağzınızda tutmak için uzun bir süre.
Это много, чтобы просто подержать во рту член, насчёт которого ты не уверен.
Bir sik 20 saniye ağzınızda kalıyorsa bu, karar vermek değildir.
Если у тебя целых 20 секунд член во рту, ты уже не раздумываешь!
Size göstereyim. Bir siki 20 saniye ağzında tutmak budur.
Вот 20 секунд с членом во рту.
Küçük bir oğlanken bazen babanızın sikini görürsünüz.
Когда ты маленький мальчик, иногда ты видишь член отца!
Sanki çok tuhaf bir babam varmış gibi oldu.
Звучит так, будто у меня странный отец.
Hayır, bazen... Ailecek bir restorana giderseniz çişiniz gelince, küçük bir oğlansanız, babanızla tuvalete gidersiniz.
Не, просто иногда, если идёте семьёй в ресторан, когда тебе надо в туалет, ты идёшь писать с папой.
Pisuvar olmaz, sadece bir oluk vardır.
Я помню, там не было писсуаров. Было корыто!
Babamın Meksikalı, Katolik, kesilmemiş, saf, organik... yerel, kahrolası yabani bir Meksikalı siki vardı.
У папы был мексиканский, католический, необрезанный, сырой, органический, местный, блядь, выращенный в естественных условиях мексиканский член.
Çişi ucundan dört bir yana püskürürdü.
И моча из него разбрызгивалась!
"Baba, işemeden önce şu sikini bir aç!" derdim.
Я такой : " Пап, открой ты хер, прежде чем писать!
Sanki bir yastık kılıfının uç kısmından işiyorsun.
Ты будто из угла наволочки писаешь ".
Babamın tuhaf bir yaşamı vardı.
И у моего папы была странная жизнь.
Uzun, iri yarı bir erkek arkadaşım olsun isterdim.
Хочу большого, высокого парня...
Hayatımda iri yarı bir adam olması hoşuma gider.
Я хотел бы в своей жизни большого мужика.
Ama o güzel kısımları elde etmek için götünüze girip çıkan kocaman bir yarak olmalı.
Но чтобы получить это всё, надо, чтобы тебя в жопу ебал огромный хер.
Götünü dolduran sert bir...
Огромный член, который тебя долбит...
Nasıl hastalıklı bir insan Edgewood Yolu'nu Edgewood Caddesi'nden bir kilometre öteye koyar?
Что за больной человек называет улицу Эджвуд А она за полмили до переулка Эджвуд
Bana şey gibi geliyor sanki böyle bir şeyi söylemen gerekirmiş gibi geliyor az biraz.
Просто... Ты могла бы... Это упомянуть.
- Öyle bir şey olmayacak. Öncelikle üçüncü kez aday olsaydı babam yine oyunu Obama'ya verirdi.
Во первых, мой отец и в третий раз голосовал бы за Обаму если бы мог.
Bayağı da rezil olacaktır, garanti ama sebebi her şeyden önce sıradan bir baba olması.
И это по любому будет отстой. Но это только потому, что он отец.
- Sana söylerdim zaten. Seni yanlarına götürmezdim herhalde, bir düşünsen iki saniye.
Я бы не стала вести тебя домой если бы у них были подобные мысли.
Resmen bir doları camdan fırlattın. O doları nikotine ve tütüne harcamaya karar veren sendin sonuçta.
Чтож, это был доллар, который ты решил потратить на табак и никотин.
Evet, işteyim. Chris, şunu bir dinlesene.
Слушай, Крис, вот скажи мне
Yaşlı bir kadını aradım diye neden başım derde girsin ha?
Как я мог накосячить с досмотром старушки? Это же стандартная процедура.
Ciddiyim ama ben dostum. Bir sonraki 11 Eylül olayını yaşlı insanlar yapacak, gözünü aç bak.
Следующее одинадцатое сентября устроят пенсионеры.
Bir dahaki sefere Hayvan Kontrol Hizmetleri'ni arayın.
Если такое повторится, звоните в Службу Контроля за Животными. Да.
- Yanlış bir şey yapmadın ki.
Да ладно, детка.
- Bir olay olduğunda kimlik sorgulamak hakkımız.
Каждый раз когда происходит авария мы имеем право просить...
- Fena değildi. - Gelirken bir geyiğe çarptık.
На самом деле мы сбили оленя.
Yol kenarında ölü bir geyik görsem kendi kendime "Bu daha başlangıç" diyorum.
Я вижу дохлого оленя у дороги и думаю, это начало. Я ничего не понимаю.
Sık sık seyahat ederim. Duramıyorum, hediyelik bir şeyler getirip duruyorum eve.
Я путешественник и постоянно привожу сувениры.
Başka birinin kültürünü yaşamak çok özel bir ayrıcalık, anlarsın ya.
Это так здорово, изучать другую культуру. Понимаешь?
- Owens, Hitler'in önünde birinci oldu. - Öyle, ne muhteşem bir an.
Да, что за момент.
- İnanılmaz bir şey. - Babanız için kötü olmuş ama.
Не повезло Вашему отцу.
Aptalca bir şey yapma.
Не делай глупостей.
Bir dolar eder o be.
Ты только что выбросила доллар.
- Beyaz bir kızın aile evine gitme.
Типо не ходи домой к родителям белой девушки.
bir şey değil 1063
bir tanem 228
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
bir tanem 228
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
birisi 209
bir gelişme var mı 30
birini 32
bırakıyorum 119
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir ay sonra 33
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29
bir gelişme var mı 30
birini 32
bırakıyorum 119
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir ay sonra 33
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29