Bir şekilde traducir ruso
26,919 traducción paralela
Olağanüstü bir şekilde ters gitti.
По-крупному не так. — Джереми!
Niçin gidip ahırda durarak şehvetli ve erotik bir şekilde ötmüyorsun?
Не пойти ли тебе в амбар и не начать пищать оттуда призывно и эротично?
O gece, Örümcek Adam ahırın içinde... şehvetli ve erotik bir şekilde öttü ve yarasa nihayet pes etti.
В ту ночь Человек Паук стоял в амбаре и пищал призывно и эротично... и в конце концов мышь не устояла.
"... tekerleklerinin dönmesini ve sersemletmesini sağlayacak bir şekilde uzaklaşmak. "
"езду с рёвом и дымом из под колёс".
Onları kusurlu, karanlık ve tiksinti bir şekilde buluyorum.
Я считаю их испорченными, в каком-то тёмном и омерзительном смысле.
Can sıkıcı bir şekilde.
К сожалению.
Konuşma Caddesi'ne nazik bir şekilde ayrılmamızın zamanı geldi.
Пора аккуратно свернуть в Болтальню.
Hiçbir şekilde "Bir değil..." diyemem. Bilmiyorum.
Но не думаю, что это значит "Никаких..." Не знаю.
Muhtemelen bir şekilde ekolojik olan bir motorsport olayı.
Но там должны быть замешаны машины и экология.
Sinir bozucu bir şekilde aldım domuz eti Bir çeşit üçgen ve doğru görünmüyor. Gerçekten uymuyor, bu yüzden sığır eti bir yana var,
К сожалению, свинина тут отпадает, потому что этот треугольный ломоть тут не смотрится.
Tek ciltli bir tuğla duvar elde edersiniz. Gördüğünüz gibi çok düzgün bir şekilde toparlanır.
Укладываем кирпичи в один слой, и корпус получается ровным.
Ancak bu bana karşı mükemmel bir şekilde görünüyor.
Мне показалось, этого хватит.
Hammond'un gemisi onu güvenli bir şekilde diğer tarafa çevirdi.
Ковчег Хаммонда безопасно перебрался на ту сторону.
Hammond'un konu hıza gelince garip bir şekilde sessizleştiğini düşündün mi hiç?
А вы заметили, что Хаммонд стал подозрительно тихим на тему скорости?
Problemsiz bir şekilde geçti şimdi de Trafo'ya giden sarsıntılı düzlükte gazlayabilir.
Проезжает поворот безо всякой драмы И теперь он едет по неровной дороге к Подстанции
Bu, Ford'un GT40'ı ilk defa Le Mans'da test ettiğinde çok acımasız bir şekilde öğrendiği bir ders oldu.
И в этом Форд убедились самым жёстким образом когда GT40 впервые оказался на тестах в Ле-Мане
Gidiş korkunç olsa da plaj arabaları, şaşırtıcı bir şekilde,
Хотя условия были ужасающими, багги, на удивление, оставались практически целыми.
Can sıkıcı bir şekilde, James May gezisi Fark ettiklerimden daha fazla hasara neden olmuştu.
К несчастью, экскурсия Джеймса Мэя нанесла больший урон, чем я думал.
Kaybolmuş gibi görünüyor bir şekilde silindirlerimden.
Похоже, я как-то потерял один цилиндр.
Ve yine de, bir şekilde, yönettiğiniz Plaj arabayıcınızı sıkıcı hale getirmek için.
И, тем не менее, ты как-то умудрился сделать свой багги скучным.
Her zaman bir şekilde başkaldıran biriydi.
Всегда был бунтарем.
Sonra enteresan bir şekilde, babamın çağrı cihazı çalardı. Hastaneden çağrı gelmiş gibi yapardı ama, hepimiz bilirdik ki becerdiği hemşireden başkası değildi.
Потом неизбежно звонил звонил папин пэйджер, он притворялся, что это из больницы, хотя на самом деле, он спал с какой-то медсестрой.
Ama lütfen, kemerleriniz bağlı bir şekilde koltuklarınızda oturun.
Не о чем волноваться. Но, пожалуйста, оставайтесь на местах и пристегнитесь.
Doğru bir şekilde test ettiğinizden emin misiniz? Jack, ne kadar zeki olduğunu zaten biliyoruz.
Джэк, мы знаем, какой он умный.
Yani, evet, bir şekilde. Ama genelde kendine göre değiştirerek.
Но ты их в основном перефразируешь.
Aman Tanrım, sesli bir şekilde, söylediğimde çok kötü geliyor kulağa.
Я думала, что, может быть, вы сможете... понять её. Её проблемы.
Eteğim yırtık bir şekilde kalçalarıma doğru çekilmişti.
Юбка разорвана и на бедрах сперма.
Gözlem altında kalacak, fakat doktorları ihtiyatlı bir şekilde iyimserler.
Он всё ещё остаётся под наблюдением, но доктора настроены оптимистичнл.
Videoyu yayınladıktan sonra yayınlananın çarpıcı bir şekilde benzeri olan Trinity'yle rızasız cinsel ilişkiye girmek zorunda kalan kadınlardan bir dizi çağrı aldık.
После показа видео, мы получили дюжины звонков от женщин, которые обвиняли Тринити в том, что у него были с ними отношения без их согласия, что очень похоже на то, что было показано.
Ve bir şekilde sevdiğimiz insanları kurtarabiliriz.
И каким-то образом попытаться спасти тех, кого любим.
Yani, o kadın beni çok gerdi, durduk yere sebepsiz bir şekilde İngiliz aksanı yapmaya başladım!
Ясно? Я так нервничал из-за этой женщины, что просто так начал эмитировать английский акцент!
Süper bir şekilde yardımcı olmamana rağmen.
Хотя ты не особо помогала.
Eğer yanılıyorsan ve herhangi bir şekilde ona zarar gelirse senin ve Ardıç Kuşlarının itlafını bizzat gerçekleştiririm.
Если ты ошибаешься, и он поврежден, я лично посмотрю, ты ли виновата, и "Дроздов" уничтожат.
Ve bir şekilde, her şeye rağmen, bir aile olduk.
И каким-то чудом, вопреки всему, здесь мы стали одной семьёй.
Sonra bir şekilde buraya dönmenin yolunu bulmam gerektiğini fark ettim.
И поняла, чёрт, надо придумать, как вернуться сюда.
Karını aldatırsan acısı bir şekilde çıkar.
Ты изменяешь жене, это должно вернуться тебе сторицей.
Beni, her gün kendimi yargıladığımdan daha sert bir şekilde yargılayamayacağını bilmelisin.
Но, клянусь, ты не можешь судить меня суровее, чем я сам сужу себя ежедневно.
Bu açıkça organize bir şekilde planlanmış ve gece yarısında eyleme geçirilmiş.
С какой стороны не посмотри, а это была четко спланированная операция, задуманная и произведенная под покровом ночи.
Çok hevesli bir şekilde üçüz bekliyorduk, ama, isimlere henüz karar verdik.
Кайл. Я ждала тройняшек, и мы решили назвать их
Kollarını göğsü üzerine sarmış bir şekilde huzur içinde, şüphesiz. Hiç bir fikrim yok onun gibi birisinden nasıl oldum?
Без сомнения спокойно сложил руки на груди.
Sanal bir dosya ve şifreli bir şekilde bu belleğin içerisinde.
А виртуальная папка, и она зашифрована на этой флэшке.
Bu nedenle dahice bir plan yaptılar ama maalesef her şey felaket şekilde ters gitti, değil mi Bob?
Поэтому они придумали гениальный план, который, к сожалению... провалился, не так ли, Боб?
Ve böylece, bir yıl sonra... Amerikalı dev Le Mans'a geri döndü. Tüm ümitleri buna bağlı şekilde :
И таким образом, год спустя, the American giant returned to Le Mans with its hopes resting on this.
Bir şeylere dokunmamaya çalışın. Bizim istediğimiz şekilde yapıldı.
Ничего не трогайте, у нас тут рабочий порядок.
Geçen yılki olana çok hasta olduğum için katılamadım, ben de... bu şekilde yeni bir Şükran Günü geleneği başlattım.
В прошлом году я был слишком болен. чтобы прийти, поэтому я начал новую традицию на День Благодарения.
Her gün oraya çıkıp muhteşen bir kadının hayatını trajik şekilde son bulmasını insanlara hatırlatmanı istiyorum.
Я хочу, чтобы каждый день ты напоминал, что была оборвана жизнь прекрасной женщины.
Yoksa o yüz ifadenle sessiz bir şekilde yargılamak mı niyetin?
Нормально я смотрю.
Bu tişörtü giydiğin zaman, nasıl görünmek istiyorsan düşmanlarının sen o şekilde gördüklerini söyledi. İster bir... savaşçı gibi, ister bir prenses.
Что когда ты её надеваешь, твои враги будут видеть тебя так, как ты этого захочешь, и только так.
Ben de hata yaptım ve beni yetiştirenler bunu büyüme fırsatı olarak değerlendirmemi sağladılar. Ben de Karev kadar iyi bir cerraha aynı şekilde davranacağım.
И я делала ошибки, но мои учителя дали мне шанс развиваться, и я чертовски хочу продолжить эту традицию в случае такого хирурга, как Карев.
Bu yüzden hızlı bir şekilde yapmamıza da gerek yok. Ağır ağır tadını çıkara çıkara.
И не нужно торопиться.
Bir şekilde benimle olur.
- и все это каким-то образом совмещается.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şey söyle 257
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şey söyle 257
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir sorun mu var 1028
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir saat sonra 47
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir saniye 1866
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir saat sonra 47
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir saniye 1866