Bir şey olmadı traducir ruso
3,520 traducción paralela
Bizi Kalif'in peşine gönderdiğinde heykelde bir şey olmadığını biliyordun.
Ты знал, что в статуэтке ничего не будет, когда посылал нас за Калифом.
Burada bir şey olmadığını söylemiştim.
Говорила же, тут ничего нет.
Gerçekten öyle bir şey olmadığı için ama.
В основном потому, что этой штуки нет.
Böyle bir şey olmadı ve olmayacak gerçi.
И они могут произойти или нет
Şimdi, sence bu gerçekten bir şey olmadığından mı, yoksa...
Так ты думаешь, у него действительно ничего нет или он ее защищает?
Az zaman içinde babası dizanteriye yakalanmış. Yiyecek bir şey olmadığından ve hasta bir koca ile kaldığından annesi kaçmış.
Вскоре отец подхватил дезинтерию. поэтому мать от них сбежала.
Ama bir aydır böyle bir şey olmadı.
Но проект сдавать только через месяц.
Tamam, böyle bir şey olmadı.
Ну ладно, этого не случится.
Ama her şey ortaya çıktıktan sonra, en başta endişe edecek bir şey olmadığını anladım.
Но теперь, когда все стало стало известно, я поняла, что не о чем было беспокоиться с самого начала.
Ülkeyle hiçbir irtibatımız yok. Ve artık Amerikan hükümeti diye bir şey olmadığına inanmak için yeterli sebebim var.
У нас нет связи с домом, и у меня есть повод думать, что американское правительство больше не функционирует.
Muhtemelen çok fazla söylenecek bir şey olmadığı içindir.
Вероятно, расказывать и нечего.
Tabii örtbas etmen gereken bir şey olmadıysa yani.
За исключением того, конечно, что ты должен был скрыть.
- Bir şey olmadı, tamam mı?
- Ничего не было, понятно?
- Carrie, bu kesin bir şey olmadığını biliyoruz.
— Кэрри, мы знали, что успех не гарантирован.
Bir şey olmadı.
Ничего.
Bunun o kadar da korkunç bir şey olmadığını idrak etmem zaman aldı.
Мне надо привыкнуть к мысли что все не так ужасно.
Annem tavayı hemen kavradığı için bana bir şey olmadı.
потому что мама голыми руками подхватила сковороду.
Bana söylemediğin bir şey olmadığına emin misin?
- Погоди-ка. Ты уверен, что ничего не хочешь мне сказать.
Hayır, bu biraz karışık, ama, Killian ve benim aramda hiçbir zaman gerçek bir şey olmadı.
Это сложно, но, у Киллиана и меня никогда ничего не было.
Ben sadece... Bu acil bir durumun ortasında konuşulacak pek uygun bir şey olmadı.
Я просто... это не... это не подходящий предмет для разговора посреди чрезвычайной ситуации с... вами, ребята.
IEK'deki insanlar benim sıkılmış bir ev kadınından başka bir şey olmadığımı düşünüyorlar.
Работники КОР считают меня скучающей домохозяйкой.
Kişisel bir şey olmadığını öğrendiğim iyi oldu.
Я рад, что ничего личного.
Tüm kış boyunca bu elemanlarda test ettim ama bir şey olmadı.
Я проводил тесты на этих ребятах всю зиму и они в порядке.
Yemin ederim bir şey olmadı.
Ничего не было, клянусь.
Şimdi buradan ayrılıyorum ve sen ve ben hiç bir şey olmadı.
Я сейчас уйду и как будто меня и не было?
Söylenecek bir şey olmadığının farkındayım ama sen de dünyanın şu an bize ihtiyacı olduğunun farkındasın...
Знаю, ничего не можно сказать, но также знаю, что ты понимаешь, что мир нуждается в нас...
Endişelenecek bir şey olmadığını söylemiştim.
Я же говорил, что нечего беспокоиться.
Vücudun üzerinde yanmayı artıracak bir şey olmadığı dışında!
За исключением того, что на теле не было катализатора.
Lakin seni temin ederim, karınla aramda uygunsuz bir şey olmadı.
Но я вас уверяю, между мной и вашей женой не было ничего неприемлемого.
Sana bir şey olup olmadığını söylemen için yalvardım ve sen dedin ki : "Hiçbir şey olmadı." - "Hiçbir şey olmadı" dedim çünkü benim açımdan öyle...
Я умолял тебя сказать о том, что между вами было, и ты ответила, что ничего. - Я сказала "ничего", потому что с моей точки зрения...
- Öyle bir şey olmadı.
— Этого же не было?
Böyle bir şey olmadı.
Всё было не так.
Hayatında bunun gibi birşey dışında başka bir şey olmadığı hissine kapıldım, o halde bunu mümkün kılan tek kişiyi neden öldürsün ki?
У меня такое чувство, что в его жизни не было ничего похожего на это, так зачем ему убивать человека, который делал это возможным?
- Bak, istediğimin kolay bir şey olmadığını biliyorum.
Я понимаю, что прошу вас о многом...
Bankada bir şey olmadı.
В банке ничего не произошло.
- Uzun zamandır sahip olmadığım bir şey.
Единственное, что я не делала уже очень долгое время.
Ciddi olmadığın bir şey söyleme.
Не говори ничего, что бы это не значило, хорошо?
Henüz emin olmadıkları için sana bir şey söylemek istemedim ama bir sürü test yaptırdım ve çok korkuyorum.
Я не хотела говорить тебе, потому что они не знают ничего наверняка. по я проделала все тесты и мне очень страшно.
Çünkü başına gelen şeyi yani Alzheimer'i trajik bir şey olarak görebilirsin, ama hiç de trajik bir hayatın olmadı.
Потому что то, что случилось с тобой... ты знаешь... Альцгеймер, ты можешь смотреть на это как на трагедию, но... твоя жизнь была чем угодно только не трагедией.
Julian'ın sahip olmadığı bir şey.
Согласно Джулиану, на их отсутствии.
Ernst burada olmadığından yasadışı bir şey yapıyormuş gibi hissediyorum.
Без Эрнста, у меня такое чувство, что я занимаюсь чем-то незаконным.
Ama gerçek bir teklif olmadığından dolayı raporlamak için ufak bir şey.
Но так как фактически предложения не было, сообщать было особо не о чем.
O zaman hiçbir şey gelişmiş olmadığı için sentetik DNA da muhtemelen bir şekilde askeriyenin kontrolüne girmiş.
В те времена продвинутые вещи вроде синтетической ДНК наверняка причислялись к военным разработкам.
Farkında olmadığın bir şey olabilir, Priscilla. O da arkadaşımın da bir doktor olduğu gerçeği.
- Возможно, вы не в курсе, Присцила, но моя подруга а врач.
Ama bir şey olmadı.
Ты жив!
Ne zaman senin hakkında önemli bir şey sorsam bir şey söylemiyorsun bu da senin samimi olmadığını gösterir.
Когда я спрашиваю тебя о чем-то важном, а ты не хочешь сказать мне. Значит ты не хочешь сближаться.
Dışarda duran bir forklift olmadığı sürece bir şey söylemen yasak.
Тебе не позволено это говорить если только на улице не стоит грузоподъемник
- Ve sana herhangi bir şey olup olmadığını sorduğumda...
- И когда я тебя спрашиваю, было ли что-то между вами...
- Ne oldu? İyi bir şey olmadığı kesin.
Ничего хорошего.
- Olmadığına eminim ama olsaydı tomografide görünürdü. Ayrıca ameliyattan sonra halledilebilecek bir şey.
У неё её нет, но если и есть, она покажется на снимках, и мы разберёмся с ней позже.
Benim için böyle bir şey yapan hiç kimse olmadı daha önce.
Никто никогда не делал ради меня ничего подобного.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105