English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ B ] / Buraya bakın

Buraya bakın traducir ruso

584 traducción paralela
Buraya bakın, bu gece ne yaptığınızı olduğu gibi anlatmanızı istiyorum.
Слушайте, молодой человек, я хочу, чтобы Вы рассказали мне... в точности все, что вы делали сегодня вечером?
Buraya bakın küçük hanım, bunun saçma olduğunu biliyorsunuz.
Теперь Вы, девушка. Вы знаете, что это глупо.
Buraya bakın Şerif, zaman kaybetmeyi bırakın.
Послушайте, констебль, перестаньте терять время.
Sen oradaki! Buraya bakın beyim!
Стоять!
- Buraya bakın, Bay Gimbel.
Cмoтpитe cюдa, миcтep Гимбeл.
Buraya bakın, Başımız belada.
Сюда, мы в беде.
Buraya bakın.
Только посмотрите на это.
Buraya bakın.
Внимание.
Buraya bakın, Bay Frampton.
Так... Значит так, м-р.
Buraya bakın. Ben Bay Fraser'in avukatıyım ve sizi uyarıyorum...
Послушайте, я адвокат мистера Фрейзера, и я предупреждаю -
Hey, buraya bakın...
- Отдай...
Bay Moreland, buraya bakın.
й. лояекамт, екате еды.
Buraya bakın
Давайте сюда
- Gelin, gelin, buraya bakın.
– Идите сюда! Взгляните!
Buraya bakın bayanlar.
Только посмотрите, леди.
- Buraya bakın!
Лапша!
Çocuklar, buraya bakın.
Класс!
Buraya bakın. Dikkat edin.
Смотрите, смотрите!
Hepiniz buraya bakın.
Смотрите все внимательно.
- Hayır. - Buraya bakın, Bay Vyse!
- Послушайте, мистер Уайс!
Siz üstadlar buraya bakın!
Там что-то шумит, на крыше.
- Buraya bakın. Merhaba!
Привет!
Bak buraya, sürücü, bu arabayı Lordsburg'e gitmek üzere yola çıkardın ve oraya vardırmak da görevindir!
Мы отправились в Лорцбург, и ваш долг, кучер, нас туда довезти.
Bakın bayım, ben buraya altı çocukla geldim...
Слушайте, мистер, я пришёл сюда с шестью детьми...
Sonra karısına diyorum ki "Buraya bak kızım, dünyanın senin olduğunu düşü..."
А я и говорю жене : Послушай, если ты думаешь, что весь мир...
Bakın, hemen buraya gelin!
Идите сюда!
Buraya gelin. Bakın şunlara.
Посмотрите на них.
Buraya bakın.
- Взгляните.
Buraya bak Martin Pawley, ben bir kadınım.
Послушай, Мартин Поли, я женщина.
Şimdi etrafınıza bakın. Bu mekana gözünüz alışsın. Yarın geri geliyoruz buraya.
А теперь осваивайте обстановку, может, ваши глаза подскажут вам тайник.
Buraya bak. Bunu yapamazsın.
Послушайте, так нельзя!
Buraya bak, Yoldaş Müze Sorumlusu,... bu özgürlüklerine kavuşturulmuş Doğunun dokuz kadını da çok değerli... Ve konuyu artık tartışmayalım.
¬ от что, товарищ хранитель, эти 9 освобожденных женщин ¬ остока тоже величайша € ценность.
Bakıyorum, buraya alıştınız.
Все нормально?
Ona karşı ne hissediyorum? Gel buraya, Rock. - Bakın.
Что вы думаете о вашем сопернике?
Ben buraya biraz elektrik şok tedavisi görmeye gelmiştim de şansa bakın elektrikler kesilmiş!
Я собирался принять шоковую терапию, но там был энергетический кризис.
Bakın, ben buraya milyonlarca kez geldim.
- Послушайте, я здесь был миллион раз.
Albay şuna bakın. Bu kanal sistemi Gençlik Merkezi'ne bağlı. Geminin diğer bölgelerinden geçerek tam buraya, köprüye geliyor!
сумтацлатаява, ауто то сустгла ацыцым епийоимымеи ле то йемтяо амафыоцомгсгс йаи ле аккес пеяиовес тоу пкоиоу, опыс тгм цежуяа!
Neyse, bak bir daha buraya yemeğe gelme fırsatını yakalamam uzun zaman alabilir.
ем пасеи пеяиптысеи, лпояеи ма пеяасеи кицо йаияос левяи ма намаяхы циа цеула еды.
Bak Yüzbaşı, Dedem ve amcamın babası.. ... buraya geldiklerinde... Hiçbirşey yoktu...
Знаете, капитан, когда мой отец... вместе с его дядей приехали сюда... здесь не было ничего...
Yeni bir zührevi hastalık salgını konusunda bu sosyoekonomik düzeydeki herkesi uyarmak üzere şehirden buraya gönderildim. Bakın hanımefendi.
Леди, не беспокойтесь обо мне.
Baba, Eiko, buraya gelin! Şuna bakın! Bu nedir?
Отец, Эйко, посмотрите на это!
Ona bak, buraya gel, soytarılık yaptığını göster. Bakın hayaletimiz kimmiş!
Посмотрите на него, иди сюда, покажись, ты, клоун посмотрите, кто был наш призрак!
Buraya bak kaftanımın altına!
Смотри... под мантию!
Buraya gelin ve bakın.
Идите сюда и посмотрите.
Bakın buraya ne getirmiş.
Эй, посмотрите, кто пришел!
"Buraya gel ve çorbanın tadına bak".
"Прошу попробуйте суп".
Buraya gel. Bak beni Pilotların Toplantı Odası'na götürmen lazım.
Ты должен привести меня в зал инструктажа пилотов.
Buraya, Filipinler'e çıkıp gelmiş olan herkes, kendilerini derinden etkileyen, dünyaya ve kendilerine olan bakış açılarını değiştirmelerine neden olan bir şeylere takılmış gibi görünüyor. Kaldı ki, filmin gidişatında aynı şey Willard'a da oluyor.
Все, кто приехал, сюда, на Филиппины, прошли через что-то, основательно на них повлиявшее, изменившее их взгляды на мир и самих себя, то же самое происходит с Уиллардом в ходе фильма.
Buraya bak şoför bey, bizimle dalga geçme sakın!
Послушай, мистер таксист, не доставай меня!
İşte bak. İrlandalılar. Sorunlarını gene buraya taşıyorlar.
Ирландцы, как всегда, притащили за собой беду.
Bakın, içinde su da var! Gelin buraya!
Посмотрите, здесь даже вода налита!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]