Ileri bak traducir ruso
88 traducción paralela
Sadece dümdüz ileri bakıp koşacağım.
Я буду смотреть только вперёд и мчаться к цели.
Düm düz ileri bak ve gördüğünde...
Смотри прямо перед собой, скажи, когда увидишь...
Bazıları mısır yiyor, bazıları dümdüz ileri bakıyor ve mağara adamları gibi ağızlarından nefes alıyorlar.
Кто-то жует попкорн, кто-то просто уставился вперед, и дышит ртом, как неандерталец.
Bir yüzü ileri bakıyor, bir yüzü geri.
Одно лицо смотрит вперед, другое - назад.
Bu saygı gösterisinde mütevazi hâle geldim, dostlarım. Ve ileri bakınca, hayır gelecek bir çok pazarın ilki olması konsunda kararlıyım!
Я склоняю голову при виде такого благочестия. что это должно быть первой из многих подобных воскресных служб!
Servoz benim altımda ipe asılı ileri geri sallanıp yukarıya bana bakıyordu.
Сервоз висел подо мной, раскачиваясь и смотрел вверх.
- Bak Marcel, çok ileri gidiyorsun.
Марсель, ты опять забегаешь вперед.
İleri bak!
К ноге.
Bak, dilini ileri uzat ki alt dişlerinin üstüne gelsin.
Вы должны распластать язык, как будто вы пробуете на вкус сладкое.
- İçtiği şişeye bakılırsa gayet normal. Uyku perisi biraz işi ileri götürmüş.
Песочный человечек сошел с ума, и угостил Бубу шампанским.
Ne zaman bir teori ileri sürsem hemen üzerine atlıyorsun, işe bak.
Забавно. Я излагаю вам какую-нибудь теорию, и вы завладеваете ею как нищета миром.
Geceleyin göğe baktığımızda, uzaklarda gördüğümüz solgun bir ışık noktasında,... belki de bizden değişik birileri bir yıldıza bakıyor ve bizim Güneş dediğimiz bu yıldıza bakarken ve eğlenirken, bir an için,... hakkımızda ileri geri sözler sarfediyor olabilirler.
Быть может, возле одной из этих светящихся точек в нашем небе кто-то совершенно непохожий на нас в задумчивости рассматривает звезду, которую мы называем Солнцем, и хотя бы на миг предается невероятным фантазиям.
Bak, Clinton caddesinden ileri gitme, buradan iki blok güneyde
Слушай, Клинтон Стрит в двух кварталах к югу отсюда. Южнее Клинтон Стрит я бы не ходил.
Bak, bütün her şey iğrenç görünüyor. Bu kollar ileri geri gidiyor.
Посмотри, покрой отвратительный, рукава всё время сползают.
İleri, ileri, Bakın ileri, Dixie topraklarına.
Оглянись, оглянись, мой друг! Это Юг, это Юг!
Dümdüz ileri bak.
Давайте.
İleri Komutanlık Garnizonu'nun haritasına benziyor. Şu detaylara bak.
Похоже на схему передового командного пункта.
Dönün. Oturun. İleri bakın.
Сиди и смотри вперед.
- İleri bak.
- Смотри вперед.
İleri bak, parmak uçlarınızın üstünde.
Смотри вперёд, сверху пальцев.
Sadece ileri ve geri yürüyor ve posta kutusuna bakıyor.
Ходит взад-вперед, взад-вперед к этому почтовому ящику.
EST ise bir adım daha ileri gitti. İnsanlar fark etmeye başladı ki, buradaki sadece anlamsızlık ve boşluk değil,... anlamsızlık ve boşluğun kendisi anlamsız ve boş bir şeydi. Böyle bakınca, büyük bir özgürlük olduğunu görüyorsunuz.
EST пошёл на шаг дальше, в нём люди начинали осознавать что это не только бессмысленность и пустота, а это пустота и бессмысленность, пустота и бессмысленность, и что в этом есть огромная свобода.
Leylomah. İleri bakın!
Лейламах, взгляни туда в даль.
İleri bak.
Корпус прямой.
Şöyle gelişigüzel bakıyorum da akşamdan beri ileri geri doğayı kurtarmak hakkında atıp tutan bu insanların haftasonu Cabo'ya gitmek için özel jetlerine yüzlerce galon yakıt koyduklarını bilmek çok eğlenceli oluyor.
Ну, первое, что приходит мне в голову... забавно, эти люди бредят идеей : спасения окружающей среды, только об этом и говорят, а сами, наверняка, сожгли где-то 10,000 топлива, своими частными реактивными самолётами, чтобы смотаться, на выходные, в Кабо.
Vücudumuzda yer alan çakraların bir bakıma kara deliklere benzetilebileceğini ileri sürüyor.
Она говорит, что чакры в нашем организме это что-то вроде черных дыр.
İleri bakın!
Смoтpеть впеpед!
Bak açık konuşayım, Becca hakkında böyle ileri geri konuşmana cidden kıl oluyorum artık.
Знаешь-ка что? Ты вот затрахал уже меня так о ней говорить, я тебе честно скажу.
Şunu unutmayın, eğer içecekseniz şahsen ben acı limonu tercih ederim ama eğer yapacaksanız, fazla ileri gitmemeye bakın yoksa sabahki derslerinize yetişmek için uyanamayabilirsiniz.
Toлькo пoмнитe, ecли вы peшитe oтпpaзднoвaть - личнo y мeня ecть тoник Биттep Лимoн... Ho ecли вce-жe бyдeтe, нe пepecтapaйтecь, a тo нe cмoжeтe пpocнyтьcя yтpoм нa cвoи лeкции!
İleri doğru bak!
Смотреть перед собой!
İleri bak! Dik dur.
Так, смотрим прямо не горбимся и- -
Bak, ileri doğru gideceğiz, tamam mı?
Ладно, только учти, мы погоним вперед.
Bak belki Davis Bloome'un seri katil olması olayında ileri gitmiş olabilir.
Послушай, может он немного хватил через край
İleri bak.
Старайся смотреть прямо.
Aramız inişli çıkışlıydı, bir ileri bir geri gittik sana bakıyorum, Alicia...
Мы то сближаемся, то отдаляемся, И я смотрю на тебя, Алисия,
O yüzden sabıkası ve ileri derece bilgisayar bilgisi olanlara bakın.
Так что ищите в списке приводов мужчин с хорошим компьютерным образованием.
Seni gördüm Charlotte. İleri çıktığında verdiğin tepki, Ona bakışın.
Я видела тебя, Шарлотта, как ты отреагировала, когда он выступил вперед, как ты на него смотрела.
İleri bak, Tae Seong.
Смотри в объектив, Тхэ Сон.
İleri doğru bak. İleri. İşte böyle.
Просто смотрите на меня, прямо на меня, вот так.
İleri bakın!
Вперед смотри!
Bakın demin biraz ileri gittiysem...
Слушайте, если... Я был немного груб с вами...
Bak, bu is ileri giderse sef'le ilgilenmeni istiyorum.
Послушай, если это пойдет дальше, мне нужно, чтоб ты позаботилась о шефе.
Bak, eğer fazla ileri gittiysem...
Слушай, я прошу прощения, если влезла не в свое...
İleri bak.
Двигайся вперёд.
Bir bakıyorsun Kate 1890'ların Paris'inde sevdiği ama güvenemediği kapkaççı ileyken birden kendisini zamanda ileri gitmiş ve şu hoş Amerikan askeriyle Nazilerden kaçarken buluyor.
Вот Кейт оказывается в Париже в 1890х, с карманником, которого она любит, но не может доверять. И в следующую секунду она уже скрывается от нацистов с роскошным американским офицером.
Bak, oyunumuzu bir adım ileri götürmek konusunda anlaşmıştık.
Мы вроде договорились действовать в нашей игре более решительно.
Kadın da farkında. Vücut diline bak. Kapanma saatine kadar ileri alınca ne olduğuna bakın.
Она об этом знает тоже, посмотри на язык ее тела посмотри что происходит когда я прокручиваю к времени закрытия
Tamam, bakın. Bir zerrecik, bir nefescik, bir yudumcuk bir fısıldamacık ileri gittim mi? Belki de.
Послушайте, быть может, песчинка в пустыне, ресница феи и шепот единорога - это перебор.
İleri bak. - Evet, tamam.
Смотри вперед.
Dinle, onun dairesinde ileri geri yürüyordu, yatak odasına doğru bakıp durdu.
Послушай, он метался по своей квартире и поглядывал в сторону спальни.
Biraz fazla ileri gittin. Um... Bak, ben...
это было немного самонадеянно эм... слушай, я...
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50