Yalnızlık traducir ruso
914 traducción paralela
Yalnızlık çektiğin her akşam oğlunu görebileceğini söylemek için geldim.
Я вернулась сказать, что ты сможешь видеть младшенького в лобой вечер, когда тебе станет одиноко.
Yalnızlıktan sıkılmıyor musun?
Тебе не одиноко?
Yalnızlık insanın yüreğine çöreklenir ve dirhem dirhem içine işler.
Фон Шлиттенхайм. Одиночество заполняет сапоги, давит, сводит с ума.
Tek başınıza yaşadığınızdan epey yalnızlık çekiyorsunuzdur herhâlde.
Наверное, очень одиноко жить одной.
Siz böyle bir yerde yaşasanız yalnızlık çeker miydiniz?
А вам было бы одиноко, если бы вы жили в таком месте?
Ama şehirde de yalnızlık çekebilirsiniz.
В городе тоже может быть одиноко.
Yalnızlık benim için hâlâ en iyi seçim.
Но одиночество кажется мне лучшим выбором.
Ailelerimiz yok. Yalnızlık çok trajik, değil mi?
Семей у нас нет, но разве одиночество не трагично?
Korkunç bir yalnızlık.
Жутко одиноки.
Sanırım yalnızlık için tek bir çare var.
Есть только одно лекарство от одиночества.
Orada epey yalnızlık olur.
Там прекрасное одиночество.
Adada yapılabilecek her şeyi öğrendim. Bazen işlerimin arasında, can sıkıntısı ve yalnızlık sağanak gibi üzerime çekiyordu.
Иногда во время работы моя душевная боль и осознание одиночества овладевали мной, как чума.
Onca yıllık yalnızlıktan sonra, şimdi başka insan görünce. korkuyla titriyorum.
Приговоренный к одиночеству, я уже с опасением ожидал встречи с другим человеком.
berbat bir yalnızlık... berbat bir eziklik...
Иногда бывает так одиноко. И даже унизительно... когда задумаешься об этом.
Yalnızlık hissettiğini ve yanına taşınmasını istediğini ona söyleyebilirsin diye düşündük.
Скажите ей, что Вам одиноко, что неплохо бы было, если бы она переехала к Вам.
Yalnızlık. "
- Одиночество.
Bu kahrolası yalnızlıkta yapacak hiçbir şey yoktu, akıbetimizi bekleyen yüzlerce insandık.
Без работы, без новостей, в ужасающем одиночестве. Нас было около 100 человек.
Yalnızlık çok zor ama taviz vermektense yalnız kalmayı tercih ediyorum.
Я совсем один. Но лучше одиночество, чем водить дружбу с кем попало.
Adil olmak gerekirse, çok yalnızlık çekiyor olmalı.
Ему должно быть очень одиноко. Мы не правы...
Yalnızlık çekmemesini sağlayın.
И не оставляйте его в одиночестве.
Yalnızlık benim kaderim.
Я рождена, чтобы быть одна.
Burada yalnızlık çekiyor olabileceğini düşündü.
Ей кажется, что вам здесь одиноко.
Yalnızlık beni bencil biri yaptı.
Одиночество сделало меня эгоистичным.
Ama şimdi yalnızlık güzel ve iyi.
Но теперь мне, черт побери, так одиноко.
Kalbim yalnızlık çektiğinde Tepelere giderim Daha önce duyduklarımı
Я уйду на холмы, и мое одинокое сердце... вновь услышит, я знаю, то, что слышало прежде.
Anne, yalnızlık hissetmiyor musun?
Мама, тебе бывает одиноко?
Yalnızlık?
От одиночества?
"Sessizlik, yalnızlık,..." "... hasta ruhun sağlıklı yönünün öne çıkması duygusu. "
Эта тишина, отрезанность от мира чувствую, как изношенная душа наконец начинает выздоравливать.
Yalnızlık...
Одиночество.
Yalnızlık nedir bilirim.
Я могу понять одиночество.
Savaştan ve yalnızlıktan bıkmış olan bir kızı. ´
Это песня об одинокой девушке, которая устала от одиночества.
Samurayınkinden daha büyük bir yalnızlık yoktur, belki ormandaki kaplanınki hariç...
"Нет более глубокого одиночества, чем одиночество самурая,.." "... кроме, возможно, одиночества тигра в джунглях ". Книга самураев
Düşmanlarıma açıklayamadığım şey yalnızlık zevklerini toplumda rahiplik için terk etme gerekçelerim.
Чего я не могу объяснить своим врагам, так это причин, которые меня толкнули оставить уединение ради служения обществу.
Bakalım yalnızlık düşkünü yalnızlığa ne kadar katlanabilecek?
А теперь посмотрим, как наш одиночка выдержит настоящее одиночество. И, для его же блага, я надеюсь, это не займет много времени.
Bundan sonra senin için yalnızlık olmayacak.
Вы больше не будете одиноким.
Ama en önemlisi de yalnızlık.
Но главное - ваше одиночество.
Maskelerin ardında, yüzler yalnızlık çeker...
А под масками лица страдают от одиночества.
Yalnızlık senin aldığın bir şeydir, anladın mı? Biraz yalnızlık alıp, işe gidersin.
Его легче переносить, когда исправно делаешь свою работу.
Şimdi, biraz ciddi olalım..... bu yalnızlık çeken insanların uydurduğu bir saçmalık değil mi?
А если серьезно? Это способ надувательства одиноких людей?
Çocuğu olmayan bir kadın yalnızlık çeker...
Когда у женщины нет детей...
İşitme engellileri eğiten bir öğretmen olacağını düşünüyorum çünkü işitme engelliler kendisinin yalnızlığından bile derin bir yalnızlık içerisinde yaşıyorlar.
Может быть, она станет учителем,... будет учить глухонемых,... потому что глухонемые живут в ещё большей изоляции,... чем она.
Yalnız olması haksızlık.
Несправедливо, что она одна.
Yalnızca kalbinde hırsızlık olan biri benim böyle bir şey yapacağımı düşünebilir.
Только тот, у кого сердце вора, мог подумать, что я на это способен.
Yalnızlığı az da olsa çekilir kılan tek şey para.
Деньги - единственное, что делает одиночество выносимым в какой-то степени.
Bütün yalnız adamların başına öyle bir zaman gelir ki artık yalnızlığa katlanamaz.
Для каждого одинокого мужчины приходит время, когда он не может больше выносить одиночество
Ara sıra yalnızlık çekmiyor musun?
А ты не чувствуешь себя иногда одиноко?
Yalnızlık ruha iyi gelir.
Уединение полезно для души.
Alma kır yerinin yalnızlığına alışır ve hastasına büyük özen gösterir.
Сестре Алме нравилось такое уединение, и она очень хорошо заботилась о пациентке,
Sonra Buck yalnızca ziyarete gittiğimizi... ve hırsızlık veya soygun yapmayacağımızı söyledi.
Бак сказал, что мы просто навестим их. Никаких краж и ограблений.
Yalnızlık.
Одиночество.
Yalnızlık bu.
Это одиночество.
yalnız 545
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42
yalnızız 36
yalnız mı yaşıyorsun 33
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42
yalnızız 36
yalnız mı yaşıyorsun 33