English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ Ç ] / Çok sık değil

Çok sık değil traducir ruso

326 traducción paralela
- Çok sık değil.
- Не часто.
Çok sık değil anne.
Почти никогда, матушка.
Çok sık değil.
Не часто.
- Yani, çok sık değil.
- Алан! То есть, я хотел сказать, не слишком часто.
- Çok sık değil.
- Не то, чтобы часто.
- Çok sık değil.
- Не очень часто.
0! Arada sırada 0'a gelmesi sıkıntı değil ama beş kere üst üste gelmesi çok ciddi bir olaydı!
Выбрасывать зеро это хорошо, но 5 раз подряд это очень серьёзно!
Çok şık değil ama sizi sıcak tutacaktır.
Он не модный, но в нем вы не простудитесь.
- Çok alışılmadık bir durum değil mi evlat?
Весьма необычно. Не так ли? Именно так, сэр.
Kış çok uzun değil mi?
Когда же зима-то кончится?
Çok eli sıkı bir şekilde oyun oynadığımızı düşünüyor, değil mi Cheril?
Она говорит, что мы ведем скупую игру, да, Черил?
Bu çok sık duyulan bir kelime olmaya başladı, değil mi? "Bugünlerde".
Какое выражение, а? "В нынешнее время".
- Çok sıkıcısın, değil mi?
- Вы надоедливы, юнец.
Bundan tam bir yıl önce, bu maskeler sayesinde ki artık sırrını biliyoruz, Fantomas, sadece burada görmüş olduğunuz gibi gazeteci Fandor kılığında değil benim kılığıma da girerek pek çok suç işlemişti.
Год назад, благодаря найденной маске, мы разгадали тайну Фантомаса. Он совершал преступления не только в образе журналиста Фандора, но и в моем облике.
Çok erken değil m? Bu uzun zamandır gün ışığına çıkmamış tablolar bir süreliğine satılık olmayacak.
О нет, этот шедевр я не буду продавать еще очень долго.
Tatmin edici değil. Çok haklısın.Yerinde olsam ben de böyle düşünürdüm. Bu benim de canımı çok sıkıyor.
Да, вы правы, так бы любой на вашем месте, но я действительно теряю голову, правда, это не значит, что вы...
Rengi fena değil, ama kesimi... Hayır, bence çok şık.
Цвет неплохой, но форма...
Çok sıkı çalışıyorsun, değil mi?
Много работы, да?
Çok sıkı değil mi?
Хорошо, ты так сделаешь.
Onunla çok sık görüşüyorsun. Öyle değil mi?
В последнее время, ты слишком часто встречаешься с ним, не так ли?
Hasta ve çok çarpık bir espri anlayışı var. Kimi incittiği umurunda bile değil.
Ему плевать, что он причиняет кому-то боль.
Çok sıkıcı, değil mi? Evet.
- Тоска, наверно, а?
Çok sıcak değil ama çok ılık da değil.
Не слишком жарко, но и не слишком умеренно.
" 2 Mart. Sevgilim, bu gizli tutma işi çok can sıkıcı, öyle değil mi?
"Дорогая, всё это так неприятно, все эти тайны, не правда ли?".
- Her şey çok açık, değil mi? Robinsonlar sözleşmede bir şeyi gözden kaçırmış olmalılar.
В дамском клубе Сендригем Стрит, в четверг в 8 : 30.
Bir yerlerde bir gezegende buna uygun, doğru bir estetik anlayışı olmalı. O gezegende pürüzsüz ciltleriyle bütün o gençler korkunç derecede çirkin sayılırken bu sarkık cilt, kırışıklar, kırmızı lekeler aklın izi değil mi? Çok güzel, hatta seksi.
Наверняка где-то есть планета с правильной эстетикой, где все молодые лица с гладкой кожей считаются уродливыми, а эти... морщины и пятна... признаками мудрости, а значит красивыми, даже сексуальными?
Üvey ailen çok can sıkıcı değil mi?
Ну и зануда твоя опекунша.
Çok sıkıntıdaysanız sorun değil.
≈ сли вы так стеснены в средствах, € согласна.
Çok içten bir bina değil ama özel hayat sıkıntısı yok.
Соседи не особо дружелюбные, но не мешают.
Bu hiç iyi değil, Rukawa'ya çok sıkı baskı var.
Рукава-кун...
Çok sıkı, değil mi?
После такой попойки...
Bu çok can sıkıcı, fakat o kadar da şaşırtıcı değil sanırım.
Очень жаль, хотя этого следовало ожидать.
Bilinçsizliğinin karışık, inatçı tabakasından, düşünceler bulanık bilincinden... içeri sızdı, o bilincin bütünleyici bir parçası olarak değil, daha çok onu çevreleyen doğanın... uyumayan hayatından elle tutulamaz sızıntısı gibi.
"Из непоколебимых глубин переплетенных пластов его бессознательного," "в его сумрачное сознание просочилась..." "дума,"
Kristal ayağımı çok sıkıyor ayağımı çıkarmam mümkün değil.
Кристалл так сильно сжимает, что я не могу снять ботинок.
- Çok sık oluyor, değil mi?
- Вечно одно и тоже.
Maalesef ki çok şık bir yer değil.
К сожалению, не очень шикарная.
- Çok karışık değil.
- Это несложно.
O kadar hevesli olmamın nedeni saygısızlık etmek değil, hepinizin çok beğeneceğine emin olduğum nesneyi çok sevmemdi.
Я бы хотел сказать в свою защиту что это излишнее рвение не было проявлением неуважения а лишь энтузиазма в отношении объекта, который, как я уверен вы согласитесь является весьма красивым.
Çok sıkı tutunuyorsun, değil mi Bebek?
Детка, ты держись не слишком сильно? Лети на насест.
Çok sıkıcı. Hiçte eğlenceli değil.
Ёто не прикольно.
Evet, çok can sıkıcı değil mi?
Да, неприятная штука, не правда ли?
Konumuz bu değil. Ama Jack Webb kısık bir sesle ve çok hızlı... Bir şekilde konuşurdu.
Джек Вебб говорил действительно быстро своим низким голосом.
İnanılır gibi değil ama bazı kısımları çok mühim.
Tрудно поверить, что в этой книге есть места, стоящие подчеркивания.
Çok fazla değil, ama yeteri derecede sıkıntıda.
Не слишком сильное, конечно.
Çok canını sıkıyor, değil mi?
- Что?
Caroline'nin yanlış bir seçim yaptığı çok açık ama... sence hapiste bir gece yeterli bir ceza değil mi?
Роберт, дорогой, Кэролайн совершила большую ошибку. Но тебе не кажется, что ночь в тюрьме - достаточное наказание?
Çok sık değil
Нет, не часто.
Ve haber yayıldığında ki öyle olacak, çünkü bu çok iyi bir hikaye sadece seni değil, şirketi de sıkıntıya sokacak.
И когда всё станет известно... а это случится, потому что это отличная история это поставит в неловкое положение не только тебя, но и фирму.
Direk bir bağlantı değil, Kaptan - - sıkıştırılmış bir veri gibi gözüküyor... çok bozulmuş.
Это не ком-связь, капитан, - кажется, это сжатый поток данных, ужасно искажённый.
Çok sık değil, merak etme.
Не волнуйся.
Çok sıkı bir yavru, değil mi?
Тебе нравится?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]