Çık dışarı traducir ruso
8,747 traducción paralela
- Çık dışarı.
- Убирайся!
Şimdi çık dışarıya.
А теперь, иди.
Hadi, çık dışarı!
Вперёд!
Çık dışarı!
И убирайся!
- Çık dışarı.
- Проваливай.
Burada olamazsın. Çık dışarı!
Ты не можешь находится здесь.
Çık dışarı.
Уходи.
Çık dışarı!
На выход!
- Çık dışarı.
Вон!
Çık dışarı!
Вон!
Çık dışarı!
Убирайся!
Kadın kılığına girmiş... halde dışarı çıkıyordum.. ve dışarıdan bir adam gelip koridora doğru yürüdü.
- Я вышел на улицу, переодевшись в немую женщину, а из квартиры напротив вышел мужчина.
Tamam, sana şöyle izah edeyim herhangi birinizin haberi var mı bilmiyorum ama Combo dışarı çıkıyor çıkmasaydı bile, bunun bir sır olarak kalmasını istemiyordum. Bunu zevkle mezara kadar götürebilir ve sizi bu duruma sokmazdım, hiçbirinizi.
Ладно, давай так не знаю, знает ли кто-то из вас, но Комбо выходит по УДО и если бы не он, я бы никогда и слова не сказала об этом, я бы с радостью унесла это всё с собой в могилу и не обременяла бы
Ama dışarı çıkıyor ve benim için zamanını heba eden bir adamın böyle bir duruma düşmesine müsaade edemem, bunu hak etmiyor.
Но он выходит и я не допущу, чтобы человека, который за меня отсидел обвиняли в том, чего он на самом деле не делал.
Son birkaç haftadır kendi başına çok dışarı çıkıyorsun.
Ты всё время уходишь один и так последние несколько недель.
O sürtük kıyafetini giymesi ve ilişki aramak için dışarıya çıkıp kendini o yaratığın kollarında bulması normal.
- Не удивительно, что она оделась как шалава и кинулась искать признания прямо в руки монстра, который её и убил.
- Pardon, ne dedin? - Ben dışarı çıkıyorum, geç gelirim.
- Прости, ты о чем говорил?
Joe Carroll, içindeki karanlığı dışarı çıkartmış olabilir ama içinde iyi bir adam var. Benim âşık olduğum adam o.
Джо выявил тьму в твоем сердце, но думаю в тебе еще живет тот замечательный человек, в которого я влюбилась.
Kaybolduğu akşam, dışarı çıkıp sevişmiş.
В ночь, когда он пропал, он занимался любовью.
Çıkın dışarı!
Кыш!
Şimdi büyükbaba Datak'ın dışarı çıkıp o büyücünün beynini uçurması gerekiyor.
И теперь дедушка Датак должен пойти и пустить пулю в лоб этому колдуну.
Dışarı çık yoksa ateş ederim!
- Выходите, или я буду стрелять!
- Çık dışarı.
Лили, расслабься.
Dışarı çık.
Выйди!
Kubbeden dışarı çıkabilmek için kendimizi yırttık. Ama keşke şimdi insanları içeri almanın bir yolunu bulabilsek.
Знаешь, мы ведь столько времени пытались понять, как нам выбраться отсюда, а сейчас, если бы мы только могли понять, как впустить сюда людей.
Eğer kubbe kraliçe hazırlanmadan tıkanır ise yakınlık buradan dışarı canlı çıkamaz.
Если купол закроется раньше, чем королева будет готова, родство не выберется отсюда живым.
Dışarı çık. - Neden gelip duruyorsun?
Тебе нужно убраться отсюда.
Yalpalamaya başlayınca dışarı çıktık, sigara içtik ve öpüştük.
У меня начала кружиться голова, и мы вышли на улицу, мы курили сигарету и целовались.
Ellerin başının üstünde dışarı çık.
Выходите с поднятыми руками.
Dışarı çık. Üç gün oldu.
Эй, выходи оттуда.
Beş dakika dışarı çıktım, kıyamet koptu.
Меня не было пять минут, а у вас тут такой кавардак.
Dışarı çıkınca uyuşturucu kaçakçılığına başladı.
Когда он вышел, то переключился на торговлю наркотиками.
Eğer dışarı çıkıp oynamak gerekir.
Ты много развлекаешься. Но ты умён.
- Dışarı çıkıyor muyuz çıkmıyor muyuz?
Ты мы идем или нет?
Dışarı çıkıp siktir ol dememi mi istiyorsun?
Хочешь, чтобы я вышла на улицу, чтобы сказать "проебал"?
Kısa süreliğine, yanıma kelepçeli birini getirdiler sonra onu dışarı çıkardılar.
Время от времени они приводили кого-то еще, приковывали его рядом со мной, а потом уводили.
- Tamam, ben gelmelerini beklerim. - Hayır, dışarı çık.
- Я подожду их тут.
Los Angeles eyaleti sağlık görevlileri Los Angeles sakinlerinin dışarı çıkmamasını öneriyor. Bir yere gitmeniz gerekmiyorsa evden çıkmayın.
Департамент здравоохранения рекомендует горожанам оставаться дома.
Alison o kadar utanmış halde ki şu aralar sadece kilise için dışarı çıkıyor.
Элисон так стыдно что выходит из дома, только чтобы сходить в церковь.
Gretchen gecenin bir yarısı gizlice dışarı çıkıyor sürekli.
Гретчен постоянно куда-то уходит посреди ночи.
Dışarı mı çıkıyoruz?
Так мы выберемся на улицу?
Pekâlâ İngilizler cildinizi örtün madem, dışarı çıkıyoruz.
Ладно. Так, англичане. Одевайтесь.
Susan Reynolds bana bir hediye verdi kamyon durağında cebime koydu, sonra dışarı çıktık.
Сьюзан Рейнолдс подарила мне что-то... на остановке, она положила это мне в карман и мы пошли дальше...
Dışarı... çık.
Пошла... вон.
Eğer şimdi defolup gitmezsen kıçını öyle tekmelerim ki dışarıdaki herkese bir kızdan dayak yediğini anlatmak zorunda kalırsın.
Поэтому, если ты отсюда не уберёшься, я надеру тебе задницу, и можешь ходить и всем рассказывать, как тебя отлупила девчонка.
Lütfen dışarı çık.
Пожалуйста, вылезай.
Brian, derhâl dışarı çık.
Брайан, иди на улицу.
Nasıl daha çabuk dışarı çıkılır. Yasal olarak.
Как побыстрее выйти.
Hadi zincirleri kırdın diyelim, dışarı nasıl çıkacaksın?
Даже если ты разорвёшь цепи, как ты собираешься выйти отсюда?
Sis gibi görünüyor ama ne içeri giriliyor ne de dışarı çıkılabiliyor.
Это выглядит как туман, но вы не сможете пройти через него.
Dışarı çık.
Вон.
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı çıkacağım 19
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarıda 424
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı çıkacağım 19
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38
dışarıdalar 31
dışarı mı 28
dışarıda mı 50
dışarı çıkarın 30
dışarı çıkmak istiyorum 32
dışarı bak 28
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38
dışarıdalar 31
dışarı mı 28
dışarıda mı 50
dışarı çıkarın 30
dışarı çıkmak istiyorum 32
dışarı bak 28