English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ Ş ] / Şu işe bakın

Şu işe bakın traducir ruso

151 traducción paralela
Şu işe bakın, şapkamı düşürdüm.
Полюбуйтесь. Уронил шляпу.
Şu işe bakın, merhaba.
Боже правый! Здравствуй!
Şu işe bakın, benim yaşlı araba
Моя страя машина - если вы не знали...
Vay canına, şu işe bakın! Yardıma ihtiyacımız olacağını sanmıyorum.
Ну ничего себе, не думаю, что нам нужна помощь.
Ah, şu işe bakın.
Да, что вы?
Şu işe bakın.
Ишь ты!
Ve şu işe bakın ki, çoğunlukla olduğu gibi... bu düşünceler, bir hanıma göz koymasıyla aynı zamana denk geldi. Bu kadın, Barry'nin hayatının dramında önemli bir rol oynayacaktı.
И, как это часто происходит мысли эти и его взор остановились на одной леди которая будет играть далее заметную роль в драме его жизни.
Şu işe bakın.
Так, так, так.
Şu işe bakın.
Так.
Şu işe bakın ya, şimdi de çoraplarımızı teslim edeceğiz!
Это хорошо. Придётся, правда, пожертвовать носками.
Şu işe bakın İkizlerimiz olacakmış.
Как вас это нравится? У неё двойня!
Şu işe bakın?
Какое совпадение?
Şu işe bakın.
Ну надо же.
Ya, şu işe bakın.
Да, как насчет этого?
Şu işe bakın!
Такого мы еще не слышали!
Şu işe bakın!
- Эй, ты посмотри!
Şu işe bakın.
Вы только посмотрите.
Ama şu işe bakın. Dört yıl boyunca kendimi paraladıktan sonra bugün eve gittiğimde bunu buldum.
И что забавно, после того, как я надрывалась четыре года, я прихожу домой, и нахожу это.
- Şu işe bakın.
- Легка на помине!
Şu işe bakın. Birbirinizi tanıyorsunuz.
- Боже мой, вы знакомы.
Şu işe bakın. Kendi TV'mi açıyorum.
О, надо же, я сам его включил.
- Şu işe bakın siz. - Ne?
Ну, ни хрена ж себе!
Vay canına, şu işe bakın.
О, вау, посмотрите на это.
- Şu işe bakın!
Боже мой!
Eileen Zaccaro, şu işe bakın.
Ага, паркуем яйца у Эйлин Заккаро, да?
Dediğine göre dün gece geç vakitte Sarah'nın evine gitmişler. Bu sabah da okula geç kalmışlar. Ve şu işe bakın :
Она уверяет, что они вчера очень поздно вернулись домой к Саре, и обе опоздали сегодня в школу, и, представляешь :
Şu işe bakın Büyük anne ve babalarımız pijamalarıyla karanlıkta yaparlardı.
Должен признаться, что мои дед с бабкой тоже этим занимались...
Su ise bakın!
Лопни моя селезенка!
Bakın şu işe!
Подумать только!
Bakın hele şu işe.
Ну-ну.
En büyük hayranlarındanım. Şu işe bak. Tüm yarışlarını izledim.
Я один из ваших больших поклонников, я слежу за всеми вашими гонками.
Şu işe bakın.
- Так, так, так.
Bak sen şu işe, Newman'ın kaskı.
Вау, шлем Ньюмана.
Şu işe bakın!
Так-так-так.
- Şu işe bakın...
Так-так-так.
Senin şu anki haline bakınca, işe girdin, bir çocuğa bakıyorsun bir yaşlıya bakıyorsun, üstüne bir de boşanma işlerin. Hangi biriyle uğraşacaksın? İşler şimdi daha da kötü.
При твоей ситуации, ты работаешь, заботишься о ребенке, заботишься о старшем, да еще и занята своим разводом?
Bak sen şu işe. Başınız dertte.
Да уж, вы действительно в беде.
Şu işe bak, adını bilen hiç kimse yok.
Чёрт, никто не знает, как его зовут.
Bakın şu işe, Capuletler de buradaymış.
" Разрази меня гром. Капулетти.
- Bakın şu işe, Capuletler de buradaymış.
Капулетти. Начхать.
Şu işe bakın!
Ну надо же, а?
Bakın siz şu işe.
Так, так, так.
- Şu İşe bakın.
- Йо! Вот оно!
Ayrıca Gus'ın üniversite fonu için senden yardım istemeleri de öyle... Evet. Bak şu işe...
И надо же, они попросили тебя управлять фондом колледжа для Гаса?
Şu yaptığınız işe bakın!
Смотрите, что вы наделали!
- Günaydın, Bay Newman. - Şu işe bak, Alice...
- Добрый день, мистер Ньюман.
- Şu işe bakın!
- Я тоже.
Şu işe bakın!
Вот это да!
Bakın şu işe, Hemşire Vızzbitirici.
Что если это не сестра пчелобойка.
Şu işe bakın hele?
Вы только посмотрите?
Şu işe de bakın.
Представь себе.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]