Abe traduction Turc
2,015 traduction parallèle
I put on Abe Lincoln's hat once and had an uncontrollable urge to free Mrs. Frederic.
Bir keresinde Abe Lincoln'ın şapkasını takmıştım sonra da Bayan Frederic'i kurtarmak için dizginlenemez bir istek duymuştum.
Uh... it's a Hawk... eating Abe Lincoln's brains out of his top hat, wrapped in a... hey, al!
Bir şahin. Abe Lincoln'un şapkasının üzerinden beynini yiyor. Diğer yanda da...
Well, so did Abe Lincoln.
Abe Lincoln'un da masum bir yüzü vardı.
I was gonna grab abe some lunch.
Biraz yemek getireceğim.
Or his version of happy.
Veya bu mutluluğun Abe versiyonudur.
Sam, it's wonderful that you still care about abe.
Sam, hala Abe'i önemsemen çok iyi.
But what abe wants to do with the time he has left, That's his business.
Ama geri kalan zamanında ne yapmak istediği kendisini ilgilendirir.
Abe, now, our--our only interest here is helping you.
Abe, şu an tek uğraşımız sana yardım etmek.
Is it about abe's cough?
Abe'in öksürüğü ile ilgili mi?
And don't ever go back and see abe again.
Bir daha Abe'i görmeyeceksin!
You know, just so you know, he loves me. He won't press charges, and...
Sadece haberin olsun, Abe beni seviyor.
She was stealing from you, abe.
Senden çalıyordu, Abe.
Yeah, I'm fine. I, uh, was just thinking about abe.
Abe'i düşünüyordum.
I'm not alone, abe.
Yalnız değilim, Abe.
Then maybe you can dig up Abe Lincoln's wife and flirt with her.
Belki Abe Lincoln'un karısını mezarından çıkarıp kur yaparsın.
Hey, mother-in-law, what have you done to us?
# Abe kaynana, ne yaptın bize. Ne yaptın bize #
Hey, mother-in-law, what have you done to us?
# Abe kaynana, ne yaptın bize #
Hello, and thank you for calling Abe Froeman, the sausage king of chicago.
Merhaba ve Abe Froeman'ı aradığınız için teşekkürler, Chicago'nun sosis kralı.
Abe has promised me a raise every month for two years.
Abe iki yıldan beri her ay zam için oyalayıp durdu.
Go tell Abe I need to talk to him.
Git Abe'e onunla konuşmak istediğimi söyle.
Go get Abe.
Git Abe'i getir.
Listen, Abe, I think you and Samuel need to talk, you know? Create an open dialogue.
Dinle Abe, sanırım Samuel'le konuşman gerekiyor, bilirsin karşılıklı konuşun işte.
Pot roast. You serve it at Abe's.
Abe'nin yerinde veriyorsun ya.
Abe's opens at 5 : 00.
Abe sabah 5 : 00'te açıyor.
I told you before, no more free lunch. Abe, come on.
Size bedava yemek yok demiştim.
Things got a little heated the other day but Samuel's a really good kid, and he really needs this job.
Abe, hadi ama. Geçen gün işler biraz kızıştı ama Samuel iyi bir çocuk ve işe gerçekten ihtiyacı var.
Abe called me out of the blue and offered me my job back with the raise he promised.
Abe aniden beni çağırdı ve işimi geri verip zam yapmayı kabul etti.
Estelle and abe are breaking up.
Estelle ve abe ayrılıyorlarmış.
But apparently, abe prefers blondes.
Anlaşılan, abe sarışınları tercih ediyormuş.
Give my regards to abe.
abe'e benden selam söyle.
You're like the Abe Lincoln of rock and roll...
Rock'n'Roll'un Abraham Lincoln'ı gibisin.
Long live Abe Lincoln!
Çok yaşa Abraham Lincoln.
ANNIE : I had to make out with Abe Lincoln, and then I had to perform the Jabberwocky for a bunch of frat guys who wouldn't stop laughing at me.
Abe Lincoln ile öpüşmek zorunda kaldım, ve bir gurup FRAT genci önünde
And by the way, you are a much better kisser than Abe Lincoln.
Bu arada Abe Lincoln'dan çok daha iyi öpüşüyorsun.
Abe and Mary are seated, watching the show.
Abe ve Mary oturmuş, programı izliyorlardı.
I went to see Tara first out of respect for everything that she's done for Abel.
Abe için yaptığı şeyler için saygımdan önce Tara'nın yanına gittim.
This is her, Abe Sade, nodding respectfully in the Japanese way.
Bu o, Abe Sade. Japon geleneklerine uygun biçimde başını saygıyla eğiyor.
I mean, take Abe Lincoln.
Mesela Abe Lincoln.
Hm... I didn't know Abe Lincoln killed himself.
Abe Lincoln'un intihar ettiğini bilmiyordum.
Zack, he's in there right now with Abe.
Zack, şu an içeride Abe'in yanında.
Tye is gonna watch your apartment while we go have a talk with Abe.
Tye daireni ararken biz de gidip Abe ile konuşalım.
- How you doin', Abe? - Hey.
- Ne var ne yok Abe?
That's low effort, even for Abe, so to pass the time, he recruited some real muscle, the Gat Men. Now he runs the city.
Abe için bile fazlasıyla zahmetsiz bir iş o da vakit geçirmek için Avcı adını verdikleri adamları tuttu.
Well, it's nice chatting with you, Abe. You do like you, Joe.
Seninle konuşmak güzeldi Abe.
I gave you something that was yours. And I am grateful for that, Abe.
- Zaten sana ait olan bir şeyi verdim.
I gave you something that was yours.
- Bunun için minnettarım Abe. Zaten sana ait olan şeyi verdim.
Tell Abe I'm gonna fix this!
Abe'e işleri düzelteceğimi söyle!
I can't go back to the city with Abe, my boss, his men have been searching for me 24 / 7 so they find me, or find him.
Şehre geri dönemem. Abe, patronum adamları beni 7 / 24 arıyordur. O yüzden ya onlar beni ya da ben onu bulacağım.
I close my loop, I get back with Abe, whatever he gives me back, I'll split with you.
Döngümü kapatınca Abe'e gideceğim. Bana ne verirse, onu seninle bölüşürüm.
As long as Abe has got one Gat man's down, he gonna be hunting you'till his dying day.
Abe bir Avcı'yı öldürürsen ölene kadar senin peşini bırakmaz.
I got him Abe.
Onu yakaladım Abe!