English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / About her

About her traduction Turc

53,771 traduction parallèle
I couldn't tell you about her earlier. It was...
Daha önce ondan bahsedememiştim.
The part about her father.
Babasıyla ilgili kısmı.
Yet I can't forget about her.
Ancak onu unutamam.
I care about her.
Onu önemsiyorum.
There's something about her...
Onun hakkında bir şey var...
I'll let you know as soon as I hear anything about her.
Bir şey duyar duymaz sana söyleyeceğim.
I'm not gonna let them talk like that about her.
Onun hakkında öyle konuşamazlar.
- I heard that one where the, um, woman called in about her mother-in-law, who, like, wanted the key to her house...
Konu şeydi... Bir kadın, evinin anahtarını isteyen kaynanasından dert yanmıştı.
But that's what we love about her.
Ama biz bu yönünü seviyoruz.
See, that's what I like about her, that she is complex, you know?
Onun bu yanını seviyorum. Karmaşık olmasını yani.
It's like every day, I learn a little bit more about her, and I think I start to understand her, then she does something that just, like...
Her geçen gün onu biraz daha iyi tanıyorum ve onu anlamaya başladım derken öyle bir şey yapıyor ki...
I know you care about her, so...
Onun iyiliğini istediğini biliyorum...
I do care about her.
Onun iyiliğini gerçekten istiyorum.
I thought I told you I don't want to talk about her.
Sana onunla ilgili konuşmak istemediğimi söyledim sanıyordum.
She's gonna have to listen to me talk about her mother's drug addiction and how she got shot.
Annesinin uyuşturucu alışkanlığı ve nasıl vurulduğu ile ilgili beni dinlemek zorunda.
Quentin doesn't know about her.
- Quentin'in ondan haberi yok.
She had talked about how she killed her father, even though I spoke to him.
Babasını nasıl öldürdüğünü anlattı, hem de babasıyla konuşmama rağmen.
And so I kinda told him that he was right about everything.
Ben de ona aslında her konuda haklı olduğunu söyler gibi oldum.
I'll tell you about it.
Her şeyi anlatacağım.
I mostly heard about Larin's dating life and Sasha's obsession with her patient, which is bordering on inappropriate.
Çoğunlukla Larin'in aşk hayatını ve Sasha'nın hastasına kafayı takışını dinledim. Bu da yakışıksız bir şey.
I could forget about my 19th birthday if we don't find her.
Onu bulamazsak ben de 19. yaş günümü unutabilirim.
That's what you said about Clary when we talked about wiping her memory.
Clary'nin hafızasını silmeyi konuşurken aynı şeyi söylemiştin.
See, it's all about confidence.
Her şey kendine güvenmekle ilgili.
But... if you're feeling guilty about handing her over to the Clave, I can show you phone shots of the den she created,'cause it's... It's messed up.
Ama onu Meclis'e teslim etmekle ilgili çekincelerin varsa yarattığı inin fotoğraflarını gösterebilirim çünkü berbat bir yer.
I was teaching her about the history of runes.
Clary'ye mühür tarihi dersi veriyordum.
It's all about the aim, Magnus.
- Her şey nişan almada bitiyor.
That you told her about your new rune?
Ona yeni mühründen bahsettin.
Maia, um, I just wanted to say thank you for being so cool about, you know everything.
Sana teşekkür etmek istedim Maia çünkü çok iyi davrandın, her konuda.
All that stuff you said about Clary...
Clary hakkında söylediğin her şey...
Oh, I know all about this.
Hem de her ayrıntısından.
Something that Snart said to me... that the Flash should stay a hero, all the way, and sometimes that it's not about who can punch the hardest or run the fastest.
- Snart bana bir şey dedi. Flash her zaman kahraman olarak kalmalıymış. Ve bazen olay, kimin en sert vurduğu ya da kimin en hızlı koştuğu değilmiş.
So if Black Siren looks like she's about to double-cross... And trust me, she will... You have it on my authority to light her up.
Eğer Black Siren bize kazık atmak üzereyse ki güvenin bana atacak ona haddini bildirmekte size yetki veriyorum.
First, you need to tell me everything that you know about Prometheus, everything, and then we keep you safe.
Öncelikle bana Prometheus hakkında bildiğin her şeyi anlatman gerek. Her şeyi. Sonra seni güvende tutarız.
And now every night, I gotta hear every which way about the coloreds in the Murphy place.
Her gece Murphyler'in mekanını zenciler doldurdu diye söyleniyor.
Um, talked about it with Arya, and we decided that the best thing for her to do after Witchita is... nothing.
Arya ile konuştum, karar verdik ki, Witchita'dan sonra onun için en iyi şey hiçbir şey.
I hate everything about this.
Her bakımdan nefret ediyorum.
She pulls in over 200,000 listeners per week on this podcast where she talks about sex, from her bed.
Yatağında yatıp seks hakkında konuştuğu bu yayın sayesinde haftada 200.000 dinleyici çekiyor.
Yeah, maybe we shouldn't be so, uh... rigid about this schedule, because talking every day isn't working for me anymore.
Belki bu günlük program hakkında bu kadar katı olmayalım çünkü her gün konuşmak artık bana o kadar uymuyor.
Oh, Bertie, it is so cool to finally meet you,'cause this guy won't stop talking about you and my mom's already told all her friends about you.
Bertie, nihayet seninle tanışmamız çok harika çünkü seni anlatıp duruyor ve annem bütün arkadaşlarına senden söz etmiş bile.
And, um, I'm just about to tell her how fucking sick of this I am.
Ona bundan ne kadar bıktığımı söylemek üzereydim.
You know, um... I'm not exactly, like... qualified or anything, but... if you ever... you know, need to talk about it or anything, I'm always...
Biliyorsun ben tam olarak nitelikli biri değilim ama eğer sen bunu konuşmak falan istersen, ben her zaman...
I just told her a story about you and me.
İkimiz arasında geçen bir hikayeyi anlattım sadece.
I don't think she got her answer. What depository is she talking about?
Ne kasasından bahsediyor bu?
Felicity told me about this Kullens thing because of something that John said to her.
Felicity, Kullens olayını bana, John'un ona söylediği bir şey yüzünden anlattı.
Whole thing's about 30 seconds long.
Her şey 30 saniye falan sürüyor.
It was just about all I could make her...
Ona yapabildiğim tek yemek çorba sayılırdı.
Everything that I've done- - everything- - has in some way been about honoring him.
Yaptığım her şey bir şekilde babamı gururlandırmak içindi.
Tell me everything there is to know about your cousin Aline!
Kuzenin Aline hakkında bilmem gereken her şeyi söyle.
And whatever there is between us... it's not just about craving each other's blood.
Ve aramızda her ne varsa bu sadece kanımızı istemekle ilgili değil.
And then she invited me to live in her court, and I said thanks but no thanks, and then she... she threatened to hurt the people I care about.
Sonra beni yaşamak için saraya davet etti ben teşekkürler ama hayır dedim, sonra önemsediğim insanlara zarar vermekle tehdit etti.
Myself and DI Khan will learn everything we can about David Walker from his widow.
Ben ve DI Khan David Walker hakkındaki her şeyi dul eşinden öğrenmeye çalışacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]