English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / Always do

Always do traduction Turc

10,842 traduction parallèle
- That's what you people always do.
- Sizin gibiler hep yapar bunu!
- That's what you people always do.
- Sizler hep böyle yaparsınız işte!
That's what you people always do.
Her zaman yaptığınız şey işte.
Dont speak about the things we always do.
Her şeyi anlatmak zorundasın.
Why do you always do that?
Neden hep böyle yapıyorsun?
- Why do people always do that?
- İnsanlar neden hep böyle yapar? - Ne?
I always do.
Her zaman yaparım.
Which is why we should always do what our moms say.
Aynen neden annemizin her dediğini yapmamız gerekiyor ki.
We're gonna make it out of this... the way we always do.
Bu durumdan kurtulacağız her zamanki gibi.
We always do.
Hep kalırız.
I almost always do.
Neredeyse her zaman dinliyorum.
I parked in the garage, like I always do, right next to his car, took the elevator downstairs, waited around for him to show, but he never did come.
Her zamanki gibi garaja park ettim. Arabasının hemen yanına. Asansörle aşağı indim.
Making lists works well, I always do that.
Yapılacak işlerin listesini çıkar, ben öyle yaparım.
- We always do what you want.
- Hep dediklerini yaptık zaten.
I always do.
Her zaman yaptığım gibi.
I always do.
Her zaman vardır.
What I always do.
- Her zaman yaptığım şeyi.
There. I've made it easy for you, like I always do.
Her zaman yaptığım gibi, senin için kolaylaştırdım.
The closest to us always do.
Hep olduğu gibi, bize en yakın olan.
But we always do it that way.
Ama hep böyle yapıyoruz.
Yeah. We always do.
Her zaman yaptığımız gibi.
We're not gonna roll in late like we always do.
Her zaman olduğu gibi geç kalmayacağız.
I want you to come to the opening, kiddo, just like you always do.
Gala gecesine gelmeni istiyorum evlât, her zaman yaptığın gibi.
You choked, like you always do.
Her zamanki gibi batırdın ama.
You know I always do the cooking.
Her zaman yemek pişirdiğimi biliyorsun.
You know, you're always Miss Can Do, huh?
Bayan Yapabilir'sin, değil mi?
Always best to do nothing when you don't have to do anything.
Yapılacak bir şey yoksa, yapılacak en iyi şey hiçbir şey yapmamaktır.
They always raised me to do the right thing.
Beni her zaman doğru şeyi yapmam doğrultusunda yetiştirdiler.
The right thing to do is always the hardest thing to do, and you're doing the right thing.
Doğru şeyi yapmak daima en zor şeydir ve sen de doğru şeyi yapıyorsun.
It's just like Gandhi always said, eat as much as you want and do whatever, and don't be afraid to hit each other.
Gandhi'nin her zaman söylediği gibi : Canınız istediğiniz kadar yiyin ve canınızın istediğinizi yapın. Ve birbirinizle çekişmekten korkmayın.
Killers do always return to the scene of their crime.
Katiller her zaman cinayet mahalline geri döner.
Do you know what I shall always remember?
Hep neyi hatırlıyorum biliyor musunuz?
But it's not always "do" or "don't."
Ama mesele her zaman "olmak" yada "olmamak" değil
Do you always wear that during surgery?
Her ameliyatta takıyor musun? Evet.
You don't always need it, but it's nice to know you got a superhero on your side when you do.
Her zaman ihtiyaç duymazsın ama ihtiyaç duyduğunda bir süper kahramanın yanında olması iyi olurdu.
- Go... it's what you always do.
Her zamanki gibi.
So, when you're really in trouble, who do you call that you know will always be there for you no matter what you've been through?
Başınız ciddi bir beladayken durum ne olursa olsun her zaman yanınızda olacak kimi ararsınız?
Why do you always jump to that?
Neden sürekli aynı tahmin?
Somebody who always expects you to do the right thing.. ... and then forgives you when you don't.
Senden hep doğru şeyi yapmanı bekleyen ama yapmadığında seni affeden birisi.
HAWKEYE : Why do evil scientists always live on beautiful, tropical islands?
Kötü bilim adamları neden hep güzel, tropik adalarda yaşar?
Why do you always have to be so "glass half empty"?
Niye hep bardağın boş tarafından bakmak zorundasın?
So do I. I always wonder whether someone else is having a better time.
Ben hep başkasının benden daha iyi bir zaman geçirip geçirmediğini merak ederim.
Do you think Marcus will always be a detective?
Marcus hep dedektif olarak mı kalacak sence?
Why do they always miss you, huh?
Neden onlar hep seni özlüyor, huh?
Why do we always eat a cookie we don't like?
Neden hep beğenmediğimiz kurabiyelerden de bir tane yiyoruz?
- Why do you always forget about me? Why did you give birth to me if you're going to do this?
Madem böyle yapacaktın beni neden dünyaya getirdiniz ki?
Do you always date at the same restaurants.
Hep aynı restoranda mı randevularınıza çıkarsınız?
Why do you always defend him?
Lütfen yapma.
Things we've always wanted to do but haven't.
Her zaman yapmak istediğimiz, ama yapamadığımız şeyler.
Yeah, but come on, you've always known what you wanted to do.
Öyle ama sen her zaman ne yapmak istediğinden emindin.
And, rachel, as far as your father goes, He and i don't always see eye to eye, But i do respect that man.
Rachel, baban ne kadar ileriye giderse gitsin her ne kadar her zaman aynı pencereden bakmasak da ona saygı duyuyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]