English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / And for god's sake

And for god's sake traduction Turc

276 traduction parallèle
Foul devil, for God's sake, hence, and trouble us not.
Alçak şeytan! Tanrı aşkına çekil yolumdan! Bizi rahat bırak!
Therefore, for God's sake, entertain good comfort... and cheer His Grace... with quick and merry words.
Onun için, Tanrı aşkına biraz sakin olun, Majestelerine güleryüz gösterip içini ferahlatın.
Well, there he is with a child and a wife, for God's sake!
Şuna bak, çocuğu ve karısı var, Tanrı aşkına! - İsmi ne?
And whimper, for God's sake!
İnle, Tanrı aşkına.
You exploit the porters and you, the drink sellers. Let us make a decent living for God's sake!
Sen hamalları sen de meşrubat satıcılarını sömürüyorsun.
No, ignore it, my boy, ignore it, and close the door, for God's sake.
Hayır, boş ver evlat, boş ver ve Tanrı aşkına, kapıyı kapat.
On behalf of God, Clemente and Merciful, on behalf of God and for heaven's sake,
Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla. Allah'ın adıyla, cennetin hürmetine.
Will you wake up, for God's sake, and bring this rug over here?
Uyan, Tanrı aşkına, şu halıyı getir buraya.
And for God's sake, don't scream.
Sakın bağırayım deme.
Now, take the kids to the launch and for God's sake keep them quiet.
Çocukları bota götür, ses çıkartmasınlar.
Pickering, for God's sake, stop being dashed and do something!
Pickering, Tanrı aşkına yıkılmayı bırak da bir şeyler yap!
And I come down here and you're stumbling around going "clink", for God's sake, "clink".
Ben de buraya geldim sen sendeleyerek dolaşıyordun "kadeh çınlatarak", Tanrım, "çınlatarak".
For God's sake, Madame Vavilova, a newborn screams his lungs out and turns blue, and it just breaks your heart to think that he might die.
Tanrı aşkına, bir düşünün. Bebek ciğerleri sökülürcesine ağlar ve rengi mosmordur. Çocuk ölüyor sanırsın ve kalbin parçalanır.
Oh, go on and buy the dress, for God's sake.
Hadi al elbiseyi de bitsin bu iş.
"Tell the people, for God's sake, to get off the streets." "Tell'em to go home and lock their doors and windows up tight."
Tıp doktorlarının bir kısmı, katillerin, bulaşıcı bir virüsün kontrolü altında olabileceği yorumunu yaparken, halkın bir kısmı da, kendinde olmayan bu insanların, şeytanın etkisi altına girdiğini söylüyor.
Oh, and, Daisy, for God's sake, no opinions.
Bir de Daisy, Tanrı aşkına görüş bildirme.
And for God's sake, look at the way I swear all the time.... That's true...
Ve ben her zaman yemin ederim.
And where, for God's sake, are they now? "
ve şimdi neredeler? "
Now, go quickly, and for God's sake, look after yourself.
Hemen gidin ve Tanrı aşkına kendinize dikkat edin.
Slow down for God's sake. and prepare to meet Jesus!
Tanrı aşkına yavaşla ve İsa ile tanışmaya hazırlan!
And for God's sake...
Doğrusunu isterseniz...
So, I say, you know, for God's sake, why don't you stand up and fight this guy hard, like you done before?
Bu yüzden, bence, tanrı aşkına neden ayağa kalkıp, daha önceki gibi, bu adamla gerektiği gibi dövüşmüyorsun?
For God's sake try and make an effort.
Tanrı aşkına... Biraz çaba harca!
hold on to this and let me try to give bill a hand for god's sake, hurry it's past midnight
- Bunu tut. Ben de Bill'e yardım edeyim. - Tanrı aşkına acele et.
For God's sake stop it and drive me home!
Tanrı aşkına şunu kes ve beni eve götür.
You just send me home and get 20 more, for God's sake.
Beni kırdın ve 20 puan daha aldın.
For God's sake, send Debbie and Bonnie down here.
Tanrı aşkına Debbie ve Bonnie'yi aşağı gönder.
And, but for God's sake, don't hit those oil wells!
Ama, Tanrı aşkına, petrol kuyularını vurma!
And for God's sake, no excitement.
Ve Tanrı aşkına, heyecanlanmaması lazım.
Just remember, don't snap your gum, don't chew with your mouth open, and for God's sake, don't play with your bra straps.
Şunları unutma. Sakızını patlatma, ağzın açık sakız çiğneme ve Tanrı aşkına sakın sütyen askılarınla oynama.
For God's sake, why don't you open up your mind and your eyes?
Tanrı aşkına, neden aklını ve gözünü açmıyorsun?
Help him to heal with hands in God's service and let not those hands be used in foulness, for the sake of what the Devil has made him think is progress.
Onun ellerini iyileştirmesi ve yardım etmesi için kutsa. Bu ellerini yanlış amaçlar için kullanılmasına izin verme, Şeytan yaptıklarının ilerleme uğruna olduğunu düşündürüyor.
We are scientists, for God's sake, not self-serving model hypocrites and penny pill-pushers.
Biz bilim adamıyız, Tanrı aşkına, Kendi kendine çalışılan bir durum değil. Biz ofis işi yapmıyoruz!
Victoria and the Kaiser were relatives, for God's sake.
Victoria ile Kaizer akrabaydılar, Allah aşkına.
For God's sake, Miller, will you take your balls out of your wife's purse... and finger the dirtbag?
Tanrı aşkına Miller, kılıbıklığı bırakıp... o alçağı gösterir misiniz?
And for God's sake, try to show some poise.
Ye artık şu keki!
Get all dressed up, find someplace elegant, and get something to eat, for God's sake.
ve kesinlikle bunu istiyorum!
For God's sake stop chattering and sit down.
Tanrı aşkına, kesin gevezeliği de yerlerinize oturun.
And for God's sake, cover yourself.
Ve Allah aşkına, üstünü ört.
And for God's sake, don't say another word... about this treasure business.
Ve Tanrı aşkına, bu define işiyle ilgili tek kelime daha etmeyin.
And for God's sake, don't miss!
Tanrı aşkına, sakın ıskalama!
Why, you know, if it wasn't for me telling you day after day to get up, get to work and do something, for God's sake you wouldn't be bringing home the chump change that you are.
Eğer ben her gün sana uyanıp işe gitmeni söylüyor olmasam ve şu anda getirdiğin acınası parayıda getiriyor olmazdın.
Leave me for God's sake He forcefully entered my room and tried to rape me, sir
Allah aşkına bırak beni.
And for God's sake, hurry!
ve birazda tanrı merhameti, acele et!
And for God's sake, Fleck try to get the police on our side.
Tanrı aşkına Fleck. Polisi yanımıza almaya çalıs.
And for God's sake, don't mix with the enemy.
Ve Tanrı aşkına, sakın düşmanla el birliği yapma.
An A - and a B, a B, for God's sake.
Bir "A -" ve "B", bir "B" Tanrı aşkına!
Go in and sell, for God's sake.
İçeri git ve sat şunları Allah aşkına yahu.
And for God's sake, keep Colson out.
Ve tanrı aşkına Colsonu bubun dışında tutun.
Let him sign and be done with it, for God's sake!
İmzalasın ve bitsin artık, Tanrı aşkına!
For God's sake, Milton, come in and sit down.
Tanrı aşkına Milton, gel ve otur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]