English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / And her brother

And her brother traduction Turc

1,258 traduction parallèle
And at the end of this street, in a house like any other, something magical would happen to a sister and her brother.
Ve bu caddenin sonunda diğerleri gibi bir evde bir kız ve erkek kardeşin başına sihirli bir şeyler gelmek üzere.
She and her brother.
Yanında kardeşi vardı.
I coached Amber Rogers and her brother in T-ball.
Amber Rogers ve onun kardeşine T-Top'ta koçluk yapmıştım.
Our Pia and her brother Axel.
Sevgili Pia'mız ve kardeşi Axel.
I said I was going to divorce her, and her brother came with a 4X4 To beat me to death
Onu boşayacağımı söylemiştim ve erkek kardeşi de beni öldüresiye dövmek için bir 4x4 ile çıkageldi.
- I've got her father and her brother.
Hector Salazar'ın kız arkadaşı. Babası ve kardeşi benimle.
Her father was there, her mother and her older brother.
Annesi, babası, ağabeyi vardı.
I love you and your brother more than anything in the world.
Seni seviyorum. İkinizi de her şeyden çok seviyorum.
And since my brother came out everything is more horrific.
Ve kardeşim taşındığından beri her şey daha da korkunç.
You get ano-interest loan from your father, free labor from your brother... and you're all set.
Babandan faizsiz kredi al, kardeşinden ücretsiz işçilik... ve her şeyi hallet.
And where is her brother?
Marina'nın kardeşi nerede?
Once upon a time a lovely girl and her charming brother awaited their destiny together.
Bir zamanlar sevimli bir kız ve onun çekici erkek kardeşi kaderlerini beraber beklermiş.
The story of a princess who lives with her brother in a gloomy castle and...
Kasvetli bir şatoda kardeşiyle birlikte yaşayan bir prensesin hikayesi...
That I would do anything to protect my family. And that anyone who got in the way of that would suffer the same fate as my brother.
Ailemi korumak için her şeyi yapacağıma ve bunu engelleyecek herkese ağabeyimin çektiği acıları çektireceğime yemin ettim.
My brother Michael came through as he always does and as you never do.
Micheal senin aksine her zaman olduğu gibi yardımıma koştu.
You've always had the talent, little brother. You get in on this, and we could take this on the road!
Sende her zaman yetenek vardı kardeşim, sen de katılırsan turneye çıkarız!
My mother took my baby brother and dipped him in sissy sauce and turned him into the people-pleasing control freak you see today. That's right!
Annem küçük kardeşimi alıp kılıbıklık sosuna bandırdı ve onu her şeyi kontrol edip herkesi memnun etmeye çalışan bir yaratığa dönüştürdü.
I've lived for 10 years under the shadow of my idiot brother, and now, everything's in the hands of this idiot child.
On sene boyunca aptal kardeşimin gölgesi altında yaşadım, ve şimdi, her şey onun aptal çocuğunun elleri altında.
She was visiting her brother and she took the train home.
Erkek kardeşini ziyaret ediyordu ve eve trenle döndü.
I moved back with a girl that I met in New York and I'm working for her brother, and it's...
ve onun kardeşi için çalışıyorum, ve...
Remember... I will give you her life for your life and the life of my brother.
Unutma... onu senin hayatına karşılık olarak vereceğim ve kardeşimin hayatına.
And no one was better to test her inventions than her brother.
Ve icatlarını test etme konusunda en iyisi kardeşiydi.
The man on her left is her brother Asher, and this walking diaper stain is Jarko Grimwood.
Solundaki şu adam, kardeşi Asher şu yürüyen çocuk bezi lekesi de, Jarko Grimwood.
He's made friends and he's still very tight with your brother Pedro, who he visits whenever possible.
Arkadaşlar edindi ve hala erkek kardeşin Pedro'ya sıkı sıkıya bağlı her fırsatta, onu ziyaret ediyor.
She used to hang out with my brother, and I sort of took her under my wing until she took Derek from under mine.
Kardeşimle vakit geçirirdi ve Derek'i benden alana kadar onu kontrolüm altında tutardım.
This thing with her and your brother.
Kardeşinle aranızdaki konu.
It's my brother's wife and her friend Lady Plymdale.
Kardeşimin karısı ve arkadaşı Lady Plymdale.
Elmer should introduce you... being that he's her brother-in-law and all.
Sizi Elmer tanıştırsın. Ne de olsa kayınbiraderi.
My brother and her were very close.
Kardeşimle annem birbirlerine çok yakındı.
My brother was at the sale and he recognized her.
Kardeşim oradaydı ve domuzu tanımış.
Always loved fashion, hated sports and though it doesn't always work to cliché it did in my family where there was me and there was my kid brother, Nicky.
Modaya bayılır, spordan nefret ederim her zaman basmakalıp olarak karşınıza çıkmasa da bizim ailemizde böyleydi. Bir tarafta ben diğer tarafta küçük erkek kardeşim Nicky.
Other truth is, my brother's in prison my sister cheats on welfare by pretending one of her kids is still alive my daddy's dead, and my mama weighs 312 pounds.
Bir başka gerçek şu ki, erkek kardeşim hapiste kızkardeşim, çocuklarından biri hala yaşıyormuş gibi davranıp bir yardım kuruluşunu dolandırıyor babam öldü ve annem 140 kilo ağırlığında.
Where does this brother of yours go every Saturday and Sunday?
Senin şu abin, her Cumartesi ve her Pazar nereye gidiyor?
Shakti could get here with dad and elder brother any moment and when's that ass arriving with the taxi?
Shakti, her an babamı ve abimi buraya getirebilir. Ve o eşek ne zaman taksiyi getirecek?
Look, she gave me this lame story about the car being her brother's, and that she had lost her license, but she has his license, and yakety-yak.
Bakın, kadın bana aracın erkek kardeşine ait olduğuna dair tuhaf bir hikaye anlattı, ve ehliyetini de kaybettiğini söyledi, ama kardeşinin ehliyetinin kendisinde olduğunu söyledi, konuşarak başımı şişirdi.
And that's her brother.
Oda kardeşi.
Octavia was going to Albany to get away from her junkie brother and she was going with your kids.
Octavia eroinman kardeşinden kurtulmak için Albany'ye gidiyordu ve yanına çocuklarınızı da alıyordu.
Your mother gave all her money to Reverend Purdy and you and your brother blame me?
Demek annen bütün parasını Rahip Purdy ye verdi, sen ve kardeşin de beni mi suçluyorsunuz şimdi?
Her and her older brother.
Kız ve ağabeyi.
And in that state of addlement, you mistook her purpose, her so-called brother's and their entire fucking cockeyed story.
O sersemlik içinde de, kızın ve sözde kardeşi olacak... bacaksızın amacını yanlış anlayıp gülünç hikayelerine kandın.
Tabitha was so lucky. And what ever happened to her little brother, Adam?
Küçük kardeşi Adam'a ne oldu?
And you're always my hero, my big brother.
- Sen her zaman kahramanımsın. Ağabeyim benim.
Liz was just saying today how grateful she is... to have you as her brother, and how much she looks up to you.
Liz daha bugün kardeşi olduğun için ne kadar minnettar olduğunu ve seni nasıl örnek aldığını söylüyordu.
I couldn't stop thinking about her little brother and how nice he'd grown up.
Bir yerde oturuyorduk ve konuşuyorduk sonra nedense, küçük kardeşini düşünmeden duramadım ve ne kadar güzelki büyüdüğünü.
Brother and me used to do it all the time.
Kardeşim ve ben bunu her zaman yaparız.
ME AND MY BROTHER HID IN HER CLOSET.
Kardeşimle dolabına saklanmıştık.
And now, my brother and sister both think that I should let her live with me, because, you know, they're married, they have children, y'd know...
Ve şimdi de hem erkek hem de kızkardeşim onun benimle yaşamasına izin vermem gerektiğini düşünüyor. çünkü bilirsin onlar evli ve çocuklu...
Harmony, a small, crappy town where she identifies the sucker as her brother, cons the old lady coroner with crocodile tears into cremating the body and not performing an autopsy.
Melissa'nın adamı ağabeyi olarak teşhis ettiği Harmony'deki yaşlı sorgu yargıcı, gözyaşlarıyla cesedi yaktırdı ve otopsi yapmadı.
Yeah, you know, her mom said she was working out here in Newport and your brother said you were living the life out here, you know, so I...
Evet, annesi burada Newport'ta çalıştığını söyledi. Ve ağabeyin de senin burada yaşadığını söyledi, ben de belki onu görmüşsündür dedim.
I love my brother, but there's a double standard for girls and there always will be.
Abimi severim ama kızlar için her zaman bir çifte standartı vardır ve bu hep olacaktır.
I remember the first time I baby sat for my little brother and he power-dooked all over himself, right?
küçük kardeşime ilk bakıcılık yaptığım zamanı hatırlıyorum ve o her tarafını b.. ka batırmıştı, tamam mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]