And here they are traduction Turc
1,106 traduction parallèle
And here they are, the awful Lawful family.
Ve onlar da burada, korkunç "Yasal" ailesi.
And here they are with their contribution... to the latest dance craze sweeping the nation.
Ve işte, ülkeyi sarsan son dans çılgınlığıyla, buradalar!
These people are here to learn and you're closing their minds before they even have a chance!
Bu insanlar öğrenmek için burada ve siz onlara hiç şans tanımadan zihinlerine ket vuruyorsunuz.
They gave me a NASA cap, and there are robots here they call RALF.
Bana NASA kasketi verdiler ve burada RALF diye bir robot var
I do, I do. They are smuggling our national secrets out. Me and 003 came here to stop them.
hatırlıyorum onlarda ulusal kaçakçılığın sırları var, ben ve 003 buraya onları durdurmak için geldik.
They tell me the letters I write to you and leave here at this memorial are waking others up to the fact that there is still much pain left from the Vietnam War.
"Bana söyledikleri sana yazdıklarımla.." "ve bu anıttaki kelimelerle.." "Vietnam Savaşı'nın gerçeğinin.."
Here they are, folk s, Mr. And Mrs. Scumbag.
İşte ordalar, Bay ve bayan pislik torbası.
They're gonna move in their heavy equipment, and they are going to destroy everything around here looking for some mineral.
Onlar buraya büyük gereçlerini getirecekler, ve burada ve çevredeki herşeyi dağıtacaklar bazı materyallere bakın.
Here they are- - Buzzsaw and Dynamo!
İşte karşınızda... Testere ve Dinamo!
The Captain and Cmdr Riker are in trouble or they'd be here.
Kaptan ve Komutan Riker'ın başları dertte, yoksa burada olurlardı. Bakın!
They are no good anyway, if they won't stay here - they'll go down South and hang themselves there.
Her halükârda beş para etmezler, burada kalmazlarsa yapacakları - şey güneye gidip kendilerini orada asmak olacaktır.
And if nobody does, they are going to leave here... with an empty, unsatisfied... what-is-the-point-of-my-job kind of feeling.
Ve bunu kimse yapmazsa, buradan boş... hayal kırıklığına uğramış olarak... işimin amacı ne gibi bir hisle ayrılacaklar.
They are waiting there for weapons, then they'll come and fight here.
Orada silah bekliyorlar. Silahları aldıktan sonra buraya geri dönüp savaşıyorlar.
" They are not wanted here and will only come to grief.
Onlar, burada istenmemektedir.
Mr. Dolan and Mr. Murphy here are complaining'about their merchandise wagon being plundered on several occasions on the way into town. They think you're behind it.
Bay Dolan ve bay Murphy buradalar çünkü mallarının yağmalandığını söylemeye gelmişler ve arkasında senin olduğunu söylüyorlar.
No boy comes here and takes my daughter out... unless I know who he is, where he lives, who his parents are... what they do for a living, where they go, for how long... and who they're gonna be with.
Hiçbir genç buraya gelip, kızımı alıp gidemez kim olduğunu bilmeden, nerede yaşadığını, ailesinin kim olduğunu ne işle uğraştıkları, nereye gittikleri, ne zamandır birlikteler ve devam edecekler mi.
the street, the wall... and I got these accordions from a car boot sale, and I'm gonna stick'em up here, and they are going to represent the music of Paree.
Garaj satışlarından aldığım akordeonlar var onları buraya asacağım ve böylece Paris müziğini temsil edecekler.
Respectfully... Regardless of where they came from, they are here now and need our help.
Affedersiniz ama... nereden geldiklerinin bir önemi yok, buradalar ve yardımımıza ihtiyaçları var.
For the satirical rogue says here that old men have gray beards... their faces are wrinkled... their eyes purging thick amber and plum-tree gum... and that they have a plentiful lack of wit, together with most weak hams.
Bu alaycı sefilin dediğine göre insan ihtiyarlayınca sakalı kır... yüzü kırışık olurmuş... Gözler macun gibi amber ve erik ağacı sakızı salgılarmış... Akıl yoksuluğu bol, Dermansız diz çok olurmuş.
Scientists have been counting seals here... since the early days, but they are still fascinated... by how these animals have adapted to the climate... and to the freezing water.
Bilim adamları ilk günlerden beri, buradaki fokları numaralandırıyorlar. Hâlâ, fokların iklime ve dondurucu suya adapte oluşlarıyla büyülenmiş durumdalar.
And imagine, here I am with about 50 things that are just quasi in my control, like the Philippine government and fucking helicopters which they take away whenever they feel like, and they've done it three times already.
Ve beni düşün, burada, şu ana kadar 3 defa yaptıklarını da varsayarsak, kafalarına estiği zaman siktir olup giden helikopterler ve Filipin hükümeti gibi yarı kontrolümde olan 50 tane şeyle uğraşıyorum.
Here, we have a zebra and a rhino, not to scale, and you can see that they are more closely related to one other, than either of them is to these cloven-hooved animals :
İşte, bir zebra ve gergedan, herhangi bir hesaplama yok. Gördüğünüz gibi ikisi tek başlarına çatal tırnaklı hayvanlara ( bizon, koyun, keçi ) olan yakınlıklarına nazaran birbiriyle çok daha yakından ilişkililer.
The young ones are scared shitless that if the Germans come through here... and it looks like they surrendered without a struggle... it's gonna be taken out on their families.
Genç olanlar Almanların buraya ulaşmasından çok korkuyor. Çatışmaya girmeden teslim olacak gibi görünüyorlar. Bu arada, ailelerinden de uzak düşecekler.
So here they are, former U.S. champion Kate Moseley and ex-hockey star Doug Dorsey at their first nationals.
İşte onlar : Eski ABD şampiyonu Kate Moseley ve eski hokey yıldızı Doug Dorsey ilk şampiyonalarında.
The cyclists have reached here... and they are proceeding at great speed towards Baramulla Hills.
Bisikletçiler buraya ulaştı... harika bir hızla Baramulla Hills'a doğru hareket ediyorlar
They're sweeping south down the frontier attacking farms and Mohawk villages. All the men are stuck here.
Sınır boyunca Mohawk köylerine ve çiftliklere saldırarak güneye doğru sızıyorlar ve bu ailelerin reisleri burada sıkışıp kalmış durumda.
Here we are busting our asses on the streets getting these weapons out of circulation and now they're headed back out.
Biz sokaklarda kıçımızı yırtıp bu silahları dolaşımdan kaldırmaya uğraşıyoruz,... onar dönüp dolaşıp karşımıza çıkıyor.
Yes, as I stated earlier that, um those nations, African, Latin, Asian nations are hypocritical when they stand up in the UN and denounce the racism practiced in South Africa but say absolutely nothing about the practice of racism here in American society.
Evet, daha önce belirttiğim gibi bu ulusların, Afrika ulusları Latin ulusları, Asya ulusları BM'de Güney Afrika'daki ırkçılığa karşı çıkarlarken ABD'de zencilere dayatılan ırkçı uygulamalara göz yumması tam bir iki yüzlülüktür.
Here we are, a plane full of grown human beings, many of us partially educated, and they're actually taking time out to describe the intricate workings of a belt buckle.
Bir uçak dolusu yetişkin insanoğlu, çoğumuz biraz da olsa eğitim görmüş, buna rağmen kemer kopçasının nasıl işlediğini anlatıyorlar.
Well, let me serve notice, as soon as I have the necessary evidence, I intend to expose them and make it absolutely clear that they are not welcome here.
Herkesi uyarmama izin ver, gerekli delillere sahip olduğum anda, onları ifşa etmeyi... ve burada hoş karşılanmadıklarını iyice anladıklarından emin olmaya niyetliyim.
Er, whooping cranes are territorially-minded and have never been known to nest within a mile of each other, and yet here they're virtually side by side.
Turnalar çok ürkek hayvanlardır... ve bir buçuk kilometre arayla yuva yaparlar. Ancak burada neredeyse yan yanalar.
Fresh troops are on their way up and they'll take over here, sir.
Askerler yolda ve burayı alacaklar, efendim.
Here's where we are and here is where they are.
Burası bulunduğumuz yer ve onların olduğu yer.
Here they are, Arnold Schwarzenegger and his lovely wife, Maria Shriver.
Arnold Schwarzenegger ve karısı Maria Shriver.
And while they occupy your places in the society, I wait that three years what passed here they have proved that they are more of what merecedoras of them.
Ve toplumdaki yerlerinizi aldığınızda umarım burada geçirdiğiniz üç yıl sayesinde diplomalara fazlasıyla layık olduğunuzu gösterirsiniz.
These seals are just 800 miles from the pole, and they stay here winter and summer.
Bu foklar kutup noktasından sadece 1300 km. uzaktalar ve yaz kış burada dururlar.
- Uh-oh. And here it shows all these girls talking about how one of their friends... got a date with Skutch and how envious they all are.
Burada da kızların, arkadaşlarından birinin nasıl Skutch'la çıkmaya başladığını konuştuklarını ve özendiklerini görüyoruz.
Then I show here how I thought that most teenage boys... are very cruel and aggressive and everything like that... and if girls could see that I was more kind and sensitive, they would like me more.
Burada çoğu ergen çocuğun ne kadar zalim ve agresif olduğu düşüncemi gösteriyorum. Ve kızlar benim ne kadar nazik ve hassas olduğumu bilse benden hoşlanırlardı.
Because these national guardsmen are here today as federal soldiers for Alabama, and they live within our borders.
Bugün burada bulunan ulusal muhafızlar Alabama'nın federal askerleri ve sınırlarımız içinde yaşıyorlar.
You promised me this was going to be taken care of... and now they are here in my building.
Bunun çaresine bakılacağını söylemiştin ve şimdi burada, benim binamdalar.
Concrete evidence that the ships are here and that they are real...
Gemilerin burda olduğunun ve onların gerçek olduğunun somut kanıtı.
And your two sons who are here, what do they do?
Peki buradaki iki oğlun ne yapıyorlar?
Are they all going to swarm in here and drain the life out of us?
Sürüleşip hayatımızı mı tüketecekler?
The spirits are here and yes, they wanna talk to you
Ruhlar burada ve evet, sizinle konuşmak istiyorlar.
If you want to leave your bags here and use the pay phones... they are just beyond the chapel.
Eğer çantalarını burada bırakıp ücretli telefonla... görüşmek istersen, kilisenin arkasındalar.
You know our papers are banned, journalists arrested and here they even talk about torture chambers.
Gazetelerimizin yasaklandığını, gazetecilerin tutuklandığını ve işkencehanelerden bahsedildiğini biliyorsun.
They might all be poor and deceived... but since I've been here all I've met are nuts like those... outlaws, fanatics, cops... criminals, spies, revolutionaries... and they're never still!
Hepsi zavallı ve aldatılmış olabilir sevgili Doktor ; ama geldiğimden beri hep böyle delilere rastladım. Kanun kaçakları, fanatikler, polisler, suçlular, casuslar, devrimciler ve hiçbiri uslu durmuyor!
There are four others, but they, too, live on other mountains just near here, and nowhere else in the world.
4 tür daha var ama onlar da yakınlardaki başka dağlarda yaşıyor. Dünyanın başka hiçbir yerinde yoklar.
Leaving the country they were caught with fake passports and are now here.
Ülkeyi terk ederken sahte pasaportla yakalanmışlar ve şimdi burdalar.
There are children coming into the world here and your fighting isn't the first thing they should hear.
Bu binanın içinde dünyaya yeni gelen çocuklar var ilk duydukları şey sizin olumsuz kavga bağrışmalarınız duydukları ilk ses olmamalı.
Everybody's got to get out of here fast, and the cops are coming in through the front... so they got to go out the back.
Herkes buradan çok hızlı kaçmalıydı. Polisler geldiği için arkadan bir çıkışları olmalıydı.
and here 683
and here you go 26
and here i was 16
and here you are 183
and here we go 118
and here it is 109
and here they come 18
and here's the kicker 17
and here it comes 20
and here he comes 19
and here you go 26
and here i was 16
and here you are 183
and here we go 118
and here it is 109
and here they come 18
and here's the kicker 17
and here it comes 20
and here he comes 19
and here's the thing 41
and here we are 249
and here i am 205
and here he is 45
and here she is 38
and here's why 34
here they are 545
here they are now 16
they are 1447
they aren't 58
and here we are 249
and here i am 205
and here he is 45
and here she is 38
and here's why 34
here they are 545
here they are now 16
they are 1447
they aren't 58