And here we are traduction Turc
3,594 traduction parallèle
This is Eurasia as we know it today and here we are down here in southern Turkey.
Bu, Avrasya'nın bugün bildiğimiz hali. Biz de şu an burada, Güney Türkiye'deyiz.
And, of course, I did, and then he made friends with this other bunny, and then they gave each other piggyback rides, fast forward, and here we are.
Ama ben çıkardım, ve o diğer tavşanla arkadaş oldu sonra birbirlerinin üstüne bindiler. Sonuç olarak işte buradayız.
Yeah, it does, and here we are.
Olmaz olur mu, bak geldik.
And here we are, Dee, at a gun show, huh?
İşte geldik Dee. Bir silah sergisine.
And here we are again.
Aynı şeyi yaşıyoruz.
And here we are.
Ve açıldı.
No, Morgan, we are here as a family, and we're gonna have fun as a family.
Hayır Morgan. Biz bir aile olarak buradayız ve ailece eğleneceğiz.
The only men here are the customers, with customers we earn our living and then... do not touch.
Buraya gelen erkekler müşterilerimiz. Müşteriler geçim kaynağımız. Müşteriler yasak.
And, yet, here we are, looking out at that same lamppost, thinking about what happened to your brothers.
Ve yine, burada vardır bakan Aynı elektrik direği de, düşünmeye ne kardeş ne oldu.
Kaminski's to our south, and neither are gonna be very happy we're here.
Kaminski güneyimizde. her ikisi de burada olduğumuz için mutlu değiller.
Robin asked us all to come here and pretend... that we are prospective buyers who love this apartment.
Robin buraya gelip, daireye bayılmış muhtemel alıcılar gibi davranmamızı istedi.
Well, now we know that Phillip Van Der Hoff was murdered, there's been another death, and we are sitting here waiting for someone we think works for Moriarty.
Artık Phillip Van Der Hoff'un öldürüldüğünü biliyoruz ve başka bir cinayet daha oldu. Biz ise burada oturmuş Moriarty için çalıştığını düşündüğümüz birini yakalamaya çalışıyoruz.
This quarter, Flight, all that we see here, daily - abduction, murder - it is perhaps understandable that crimes like these do often go unreported and that they are treated by ourselves as not mattering a great deal in comparison.
Bu civarda, Flight burada her gün kaçırılma ve cinayet görürüz. Korkmadan kendi başlarına hareket etmeleri ve bu tarz suçların çoğunlukla bildirilmemesi anlaşılabilir.
We know that they are part of a creation mythology in which some of the figurines which are depicted here are said to be deities, are said to be part of the creation mythology as to how the people who lived in that area and who
Şunu biliyoruz ki, burada tasvir edilen bazı figürlerdeki tanrılar, yaratılış mitolojisinin bir parçasıydılar ; bu bölgede hangi insanlar yaşadıysa ve bu geoglifler nereden geldiyse, işte o bölgedeki yaratılış mitolojisinin parçası olan bu tanrılardı.
But here we are, just... you and me.
Ama buradayız sen ve ben.
We're very excited to be here because, as they say in our profession, in the profession of showbiz, there are certain places you only ever play twice in your career. You'll play them once on your way up, and you'll play them once on your way back down again.
O durumu bir kez yükselirken yaşarsın yaşadıktan sonra da düşüşe geçersin.
And so here we are, all of us children of Abraham.
İşte buradayız. Hepimiz İbrahim'in oğullarıyız.
And yet, here we are a year later, you're C.E.O. of the family business, you're reunited with your fiancee, and Vanity Fair went so far as to call you "this generation's John-John and Carolyn."
Yine de, bir yıl sonra yine buradayız aile şirketinin C.E.O.'susun nişanlınla yeniden bir araya geldiniz ve Vanity Fair size bu neslin John-John ve Carolyn'i diyecek kadar ileri bile gitti.
We are all gonna close our eyes and sit here for a minute and reflect on what just happened.
Hepimiz... gözlerimizi kapatacağız ve bir dakika öylece oturacağız ve az önce olanları iyice düşüneceğiz.
Meanwhile, we could be saving someone's life, and we are standing here doing nothing.
Bu süre içinde bir insanın hayatını kurtar olabilirdik ama biz boş boş dikiliyoruz.
We just got out of the habit, and I think now that Callie and Jude are here, it would be fun to start the tradition again.
Ama uzun zamandır yapmıyorduk ve bence artık Callie ve Jude'da burada o yüzden geleneği yeniden başlatmak eğlenceli olacak.
We're having a great time and I'm thrilled you guys are here, - but let's just do it the right way.
Harika vakit geçiriyorum, burada olduğunuz için de çok mutluyum ama şunu düzgün yapalım.
We are talking and we don't want you here.
Konuşuyoruz ve seni burada istemiyoruz.
Forget soda. Friends, Greendalians, human beings, we are gathered here today to honor that sacred and eternal bond between a student and his Dean.
Dostlar, Greendale'liler, insanlar bugün burada, bir dekanla öğrencisi arasındaki kutsal ve sonsuz bağı onurlandırmak için toplandık.
So, we're here today to do an initial evaluation of your establishment, so you know what your assets are worth and to consider some tax-related questions.
Evet, işletmenize bir değer biçilmesinin ön işlemleri sahip olduğunuz mülkün ne kadar ettiği ve vergisel konularla ilgili iyice düşünüp taşınmak için buradayız.
Well, we're equals here, at least by law, and we are carving out a life for ourselves and...
Peki, Biz, burada eşit konum yasa ile en azından, ve biz oyma vardır kendimiz için bir hayat...
We came here to find out what the Kraang are up to, and this egg is our only clue.
Buraya Kraang'in neyin peşinde olduğunu öğrenmeye geldik ve tek ipucumuz bu yumurta.
We are gathered here today To celebrate the reunion Of Ian and Cecilia.
Bugün Ian ve Cecilia'nın yeniden bir araya gelmeleri için toplanmış bulunuyoruz.
And we're honored that you are here to witness this magical event.
Bu büyülü olaya tanıklık edeceğiniz için burada olmanızdan şeref duyuyoruz.
We are here, trying to make Pawnee better, and where is Leslie Knope?
Biz burada, Pawnee'yi iyileştirmeye çalışıyoruz peki Leslie Knope nerede?
Hey, we need to reassess and figure out who we are dealing with here.
Hey, tekrar incelemeli Kimlerle uğraştığımızı bilmeliyiz.
Are we really going to stand here and listen to this guy?
Burada dikilip cidden bu herifi mi dinleyeceğiz?
We are excited, united... and here to win the fight.
Coşkuluyuz, birleşiğiz ve buraya kazanmaya geldik.
It is by Heavenly Father's decree that we are here, and it shall be by His will, not yours, that we leave.
Yüce Tanrı'mızın buyruğuyla buradayız ancak onun isteğiyle gideriz, sizin değil.
And yet here they are. And we can measure them.
Ve onları ölçebiliyoruz.
I neither planned nor expected this, and yet, here we are.
Bunu ne planlıyordum, ne de bekliyordum fakat buradayız işte.
And when people are at lunch around here... that's just the time we get a message from you.
İnsanlar öğle yemeğinde iken, mesajınızı almanın tam zamanıdır.
OK, so how are we going to get Finn out of here and into his body?
Tamam, şimdi nasıl bunun içinden Finn'i, vücuduna sokacağız?
but what we don't agree on are the investigative techniques, and that's why we're here.
Bu yüzden buradayız.
And here we are.
Baksana birlikte çalışıyoruz.
And if you really believe that, what are we doing here?
Buna gerçekten inanıyorsan burada ne arıyoruz o zaman?
And we are gonna have our friends here.
Ve arkadaşlarımız buraya gelecek.
What the hell are you guys doing here? We were gonna try and trigger
Ben'in TSSB'sini tetikleyip 412 00 : 16 : 30,106 - - 00 : 16 : 32,406 sattığımız haltı almasını sağlıyacağız
It was just a very scary moment when- - when she got sick, because it made us realize that we are here on our own, and that we do have to do whatever we need to do to survive,
Onun hastalandığını görmek bizi korkuttu,... çünkü burada kendi başımıza olduğumuzu anladık. Hayatta kalmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor.
We stepped into a pile of undead, Spider-Man, and the Howling Commandos are here to bail us out.
Bir yığın ölümsüzün arasına düştük Örümcek Adam ve Uluyan Komandolar bizi bundan kurtarmaya geldi.
The gentleman you just saw in here was Mr. Johnny Knoxville and we are shooting a movie.
Biraz önce gördügünüz beyefendi Johnny Knoxville'di. Ve burada film çekiyorduk.
Klaus said to wait. He also said to stay out of the bayou, and yet here we are amongst the crawly, buzzy creatures. Yes.
Klaus beklememi söyledi.
We have 30 names and here they are.
Elimizde 30 isim var ve hepsi burada.
So I quit Grayson Global, joined the seminary, and ten years later, here we are.
Grayson Global'dan istifa ettim, papaz okuluna katıldım ve on yıl sonra buradayız.
The police are coming right now, and we gotta get you the hell out of here.
Polis buraya geliyor o yüzden seni buradan çıkarmalıyız.
We are excited, united... and here to win the fight.
Coşkuluyuz... Bir aradayız ve buraya kazanmaya geldik!
and here 683
and here you go 26
and here i was 16
and here you are 183
and here we go 118
and here they are 24
and here it is 109
and here they come 18
and here he comes 19
and here it comes 20
and here you go 26
and here i was 16
and here you are 183
and here we go 118
and here they are 24
and here it is 109
and here they come 18
and here he comes 19
and here it comes 20
and here's the kicker 17
and here's the thing 41
and here i am 205
and here he is 45
and here she is 38
and here's why 34
here we are 2264
here we are now 19
here we are again 79
we are going 52
and here's the thing 41
and here i am 205
and here he is 45
and here she is 38
and here's why 34
here we are 2264
here we are now 19
here we are again 79
we are going 52
we are not the same 19
we are family 66
we are friends 99
we are 2563
we are free 37
we are brothers 40
we are together 51
we are fucked 33
we are coming 52
we are done 75
we are family 66
we are friends 99
we are 2563
we are free 37
we are brothers 40
we are together 51
we are fucked 33
we are coming 52
we are done 75