And then i say traduction Turc
1,669 traduction parallèle
I don't know what your friend on the floor here is planning on doing, but I'm going to count to three and then I plan on shooting him.
Yerde çömelen arkadaşının buraya ne maksatla geldiğini bilmiyorum, ama benim maksadım üçe kadar sayıp onu vurmak.
And then also I was gonna say you're welcome to come to the photo shoot with me because I was thinking that might be something that would be fun or funny or something to do.
Ayrıca bir de benimle fotoğraf çekimine gelirsen çok memnun olurum demek istiyorum çünkü düşündüm ki eğlenceli bir şey olabilir yani eğleniriz veya meşgale çıkmış olur.
Yes, I mean, you didn't say anything before and then suddenly I'm dying and it's like, "I love you."
Evet, yani daha önce hiçbir şey söylemedin. Ben orada ölürken sanki "Seni seviyorum." gibi...
Haven't you ever done something reckless... or stupid... and then had to go back to people who were important to you and say "I'm sorry"?
Hiç umursamadan veya aptalca birşey yapmadın mı? Sonra senin için önemli insanlara dönüp, "üzgünüm" demedin mi?
Now that was, of course, the point of the title of my book is there is this spell and we gotta break it. But if the charge of offensiveness in general is to be allowed in public discourse, then, without self-pity, I think we should say that we, too, can be offended and insulted.
Ama bu rencide edici olmak suçlaması herkese açık bir tartışmada kabul edilebiliyorsa o zaman biz de incindiğimizi ve aşağılandığımızı söyleyebiliriz.
I say only, Sam, that if the offensiveness charge is to be allowed in general, and arbitrated by the media, then I think weíre entitled to claim that much, without being self-pitying, or representing ourselves as an oppressed minority, which I think is an opposite danger,
Kendimizi acındırmadan veya mazlum bir azınlık olarak sunmadan. Bunun aksi yönde bir tehlike olacağını düşünüyorum. Ayrıca Daniel'e de katılıyorum.
Next time you're alone stand in the mirror and count backwards from 10. then I'm wrong. how you gonna expect to do it for the rest of your life?
Yalnız kaldığın bir ara aynaya bak ve ondan geriye doğru say. Eğer sıfıra ulaşabilirsen o zaman yanılıyorumdur. Ama kendi başına on saniye duramıyorsan hayatının geri kalanını nasıl sürdürmeyi planlıyorsun?
I'm going to say that before ceramics class I took off my ring, and then when I changed back out of my smock, it wasn't in my pocket anymore and I lost it.
Ona seramik dersinden önce yüzüğümü çıkardığımı söyleyeceğim. Sonra önlüğümü değiştirdiğimde, Cebimde değillermiş yani kaybetmişim.
You say "manganese." I say "europium," and, then, you're left with "mendelevium," and... there are no more m's because I believe that meitnerium should still be called ekairidium.
Sen "manganez" diyorsun, ben de "evropiyum" diyorum ve sen de "mendelevyum" diyorsun ve, daha fazla "m" kalmadı çünkü sanıyorum ki meitneriyum hâlâ ekairidyum olarak anılıyor.
I asked her what was wrong, but all she would say was that she loved me. And then after that, everything changed.
Ona sorunun ne olduğunu sordum ama tek söylediği beni nasıl sevdiğiydi ve bu olanlardan sonra her şey değişti.
I say something clever, and then you say something I don't understand?
Ben akıllıca bir şey söyleyeceğim ve sende arkasından anlamadığım bir şey söyleyeceksin, öyle mi?
I-I just keeping thinking about what you said this morning, how your career is your baby, and I used to say the same thing, and then I changed my mind.So
Sabah söylediğin şeyi düşünüp duruyorum, kariyerim benim bebeğim dedin, ve bunu hep bende söylerdim ama fikrim değişti.
I mean, give it another, say, month or two and if you still haven't found anything, then we'll revisit the idea.
Ne bileyim.. bir iki ay daha bekle, ve hala bir iş bulamazsan, o zaman bunu tekrar düşünelim. Olur mu?
Well, then you're gonna have to go in there and say so, because I'm...
Madem öyle, içeri gir onlara da öyle söyle, çünkü ben artık- -
Let me remind you of my position at this company and then all of yours before I say, this doesn't go any further
Bu şirketteki pozisyonumu ve sizlerin pozisyonunuzu hatırlatırım. Söyleyeceklerim aramızda kalacak.
i went over the idiot's head until i was standing in a room with the person who had the power to say yes, and then that person said yes.
"hayır" ını kabul etmedim. O odada evet deme yetkisine sahip kişiyle beraber, o aptala evet dedirtene kadar kafasının etini yedim.
I feel like you're going to say something else right there and then you stopped, right?
Sanki tam bir şey söyleyecektin ama bir anda durdun, değil mi?
If I say it, he wins, and if he wins, Then I'll just be another girl to him.
Eğer söylersem o kazanır, ve o kazanırsa onun için sıradan bir kızdan farkım kalmaz.
Well, if what they say is true and fools do rush in, Then i have definitely earned the mantle of "village idiot" on this one.
Eğer bu doğru ve yanlışla ilgili bir şeyse ben kesinlikle kasabanın salağı unvanını alırdım.
- I didn't say every. But a whim every now and then can make life a little...
- Her istediğini demedim ama her isteğin için nefsini sürekli baskı altında tutarsan, hayat -
I say no, and then you do something to make her crash so that I'll think you've proven your theory?
Ben hayır diyeceğim, sonra sen de teorini kanıtladığını düşünmem için arreste girmesini sağlayacak bir şey mi yapacaksın?
I'd say probably close to a 100, the most of them aren't all big companies, but 20 big companies, maybe another 30, 40 medium size... and then like some, there's probably a hundred small ones.
Şöyle bir bakarsak yüze yakın büyük şirket var. Tabii hepsi büyük değil, 20 tanesi büyük, diğer 30-40'ı orta ölçekli 100 tane kadar da küçük şirket vardır.
- And I say : If that's what you wanna do, then we'll do it.
- Eğer istediğin buysa, hadi yapalım dedim.
Okay, I was just about to say "just like you," And then I changed my mind.
Az önce "Tıpkı senin gibi" diyecektim ama fikrimi değiştirdim.
I shall say what I have to say and then I shall leave immediately.
Söylemem gerekeni söyleyip hemen ayrılacağım.
If a man takes a room at half a crown a week, and hasn't got the half a crown, I say why have you got the room, then?
Eğer bir adam haftada bir krona bir oda kiralıyorsa, ve bir kronu yoksa, o zaman neden kiralıyor ki?
You shall have the rent then, and I can't say any fairer than that.
O zaman kiranı alacaksın ve bundan daha makul bir şey söyleyemem.
It's a funny word - makes one think of leeches and horrid things like that - but if I could be of any succour, Arthur, then say the word and I shall be yours!
Bu komik bir kelime - bu şekilde asalak ve korkunç şeyler geliyor insanın aklına - fakat herhangi bir yardımım olabilirse Arthur, söyle hemen yapayım!
I want to say something and then I'll go.
Bir şey söyleyeceğim, sonra da gideceğim.
I mean, like, like, tell me what you want like a- - like a person would and then I'll say,'Yes sir.'
Mesela, bana nelerden hoşlandığını söyle birinin ne yapmasını isteyeceğini söyle ben de'Tamam efendim'diyeceğim.
The first thing I should say is there will be two people on duty here, one physicist and one technical engineer, so, if you like, two people will be doing the work, and then probably 200 people will be watching them work.
Söylemem gereken ilk şey, burada görev de iki kişi olacak, biri fizikçi, diğeri teknik mühendis, haliyle, aslında iki kişi çalışıyor olacak, ve yaklaşık 200 kişi onları çalışırken izleyecek.
I used to think if aliens landed and they saw all the able-bodied people and then they saw the people on their wheelchairs, they would say that those must be the Kings and Queens because they have special ramps and they never have to get up.
Eskiden uzaylıların dünyaya indiğini, sağlam insanları görüp sonra tekerlekli sandalyedeki insanlara bakıp bunlar Kral ve Kraliçe olmalı dediklerini düşünürdüm. Çünkü onların özel rampaları var ve ayağa kalkmak zorunda değiller.
Well, I'm gonna have a dinner party and then you can say that.
Yemekli bir toplantım olacak, gelip bunu söyleyebilirsin.
What I mean is, if I say what you already know what I'm gonna say, then it's like the hamster scurries and scurries and the wheel spins and, at the end of the day, we're all still in the cage, right?
Onu sallayın öyleyse. Diyeceklerimi zaten biliyorsanız, tekerlekte dönen fare gibi oluruz. Ama sonunda yine de kafesin içine tıkılırız.
I'm gonna say what I'm gonna say, and then I'm out of here.
Sana lafımı söyleyeceğim, sonra da gideceğim.
If you need anything, then just say Kanta and I will come instantly!
Bir şeye ihtiyacınız olduğunda Kanta deyin anında gelirim!
And if to do that, I had to say,'Fuck you, and fuck what I owe you,'and fuck everything that's gone on between us,'then that's what I had to do.
Ve bu şekilde sana "Seni de, sana olan borcumu da aramızda olanları da, hepsini sikeyim" deyip, yapmam gerekeni yaptım.
And when she kisses... And then I ask her if everything is okay, I get my answer, the only thing I can say,
# Ve öptükten sonra... # #... her şey yolunda mı diye soruyorum... # #... hemen cevap veriyor... # #... bana "Evet, evet" diyor. # Sıra sende.
You say spend more time with him, and I do it... and then you wanna take over'cause you say I'm not doing it right.
O'nunla daha fazla vakit geçir diyorsun ve ben de yapıyorum ve ardından devralmak istiyorsun, çünkü benim doğru yapmadığımı söylüyorsun.
Damn, you hear what I'm going to say, I will say that only once. And then we will not talk about this in our lives.
Beni iyi dinle çünkü bunu bir kez söyleyeceğim ve bir daha bu konuyu hiç açmayacağız.
- "Go through this again?" And then you make a show of putting on your jacket, and you say, " No, I mean it this time, Stephen.
Ve sonra sen paltonu sırtına geçirme hareketini yaparsın ve dersin ki ; " Hayır, bu defa ciddiyim, Stephen.
Until then, stay here and do as I say.
O zamana kadar, burada kal ve dediklerimi yap.
And then I wake up, and I have these little notes that say things like,
Sabah uyandığımda defterimde abuk sabuk notlar bulurum.
Look, if you want to say, "I told you so," go ahead and get it off your chest, but then you can do one of two things.
"Ben söylemiştim" demek istiyorsanız içinizde kalmasın, söyleyin. Sonra da ikisinden birini yapın.
Then you stare at your eldest son and say, "Agnes, I haven't seen you since first communion."
Sonra büyük oğlunuza bakıp deyin ki "Agnes, seni ilkokula başladığından beri görmedim."
I was just going to go say hi to Dave the Laugh and then...
Gidip Komik Dave'e merhaba diyecektim, sonra da...
I could seriously just run over, say hi to my friends, and then, I'd come right back.
Bir koşu gidip arkadaşlara merhaba deyip hemen geri dönebilirim.
Then the phone rings, and then, it's a good friend, but she sounds odd, she stammers, "should I say anything, it's not my business..."
Sonra telefon çalıyor ve telefondaki iyi bir arkadaşın ama sesi garip geliyor "beni ilgilendirmez ama sana bir şey diyeyim mi..." diye kekeliyor.
I'm carving our initials, Miss Susan, so one day they'll find them, and then they can say,
- Baş harflerimizi kazıyorum Bayan Susan.
I mean, not me, personally, but I am best friends with his wife and if I ask her to, she'll get him all worked up and then say that was for Elliot and then just roll over and go to sleep.
Şahsen değil, tabii. Karısının en iyi arkadaşıyım ve eğer rica edersem, onu heyecanlandırıp, "Elliot içindi" der ve kıçını dönüp yatar.
Sometimes I just think things and then say them.
Bazen aklıma bir şey gelince söyleyiveriyorum.
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then you 113
and then i said 46
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then what happened 169
and then all of a sudden 77
and then he died 39
and then after that 60
and then he just 17
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then what happened 169
and then all of a sudden 77
and then he died 39
and then after that 60
and then he just 17