And then you said traduction Turc
1,167 traduction parallèle
And that note you gave me, "louder," I was thinking that, and then you said it.
"Daha yüksek sesle!" diye uyardığı için. Onu düşünüyordum. Tam o anda sen söyledin.
No, I-I said I didn't, and then you said... it was Thursday, and...
Hayır. Ben, ben okumadığımı söyledim ve sen dedinki.. Cumartesiydi, ve...
And then you said :
Ve sonra şöyle dedin :
And I believed everything you said then, too.
Ayrıca o zaman söylediğin her şeye inanmıştım da.
Then, this is the after life, and you made a deal with a guy, sealed in blood, who knew everything about you, even what you are going to say, befor you said it.
Ve adamın biriyle kanınla mühürlediğin bir anlaşma yaptın. Bu adam söyleyeceklerini daha ağzından çıkmadan biliyordu.
And then Mick said to me, "What do you say?"
Joe, "Mick ayrılmanı istiyoruz" dedi.
Nelle came to you offering some paralegal postion, and then she said that Richard nixed it.
Nelle, sana hukuk asistanı pozisyonu teklif etmek için geldi, ve sonra Richard istemiyor dedi.
And then, when you said what you said, uh...
Sonra da, o söylediklerini söyledin...
Well, you said "Come over tomorrow and we'll hang" and then I said "OK".
Yarın gelirsin, takılırız, demiştin. Ben de, evet. Demiştim.
You said my resume looked great... and you said I was qualified, and then, I didn't hear from you.
İyi bir özgeçmişim olduğunu ve nitelikli biri olduğumu söylemiştin, ama sonra senden haber alamadım.
And then he said, "But not when you're making a documentary."
O da "Belgesel yapıyorsan değil." dedi.
And then today at school he said if I would have stopped more goals then you wouldn't have been.
Ve bugün okulda eğer daha fazla gol yakalayabilseydim senin kovulmayacağını söyledi.
You said you were gonna run a few tests and then you disappear.
Birkaç test yapacağınızı söylemiştiniz, ortadan kayboldunuz.
But then after that speech and then what you said to me...
Ama o konuşmadan ve bana söylediklerinden...
Yes, he said you were a busy little bee before the wedding, first buzzing in Niles's ear and then you were buzzing in Daphne's ears...
- Evet. Düğün öncesinde gevezelik ettiğini, hem Daphne'nin hem de Niles'ın kulağına bir şeyler fısıldadığını anlattı.
I said, "I'm gonna hire a lawyer, sue you and take all your money and then I'm gonna cut you off."
Dedim ki : "Bir avukat tutup seni dava ederek tüm paranı alacağım ve sonra da ben senin paranı keseceğim."
All I ever said to her about dances... is that you go, dance, have punch, eat, you take a picture... and then you get auctioned off to a biker gang from Sausalito.
Dans edersin, punç içersin, yemek yersin ve fotoğraf çektirirsin. Sonra da Sausalito'lu bir motosikletçi çetesine yakayı kaptırırsın.
And then- - and then they started talking about college reunions, you know, then they asked me about mine, and I said, "oh, I didn't graduate,"
Mezunlar toplantılarından bahsetmeye başladılar. Benimkini de sordular. Mezun olmadım dedim.
Said told me that you wrapped Khan's body in a clean white cloth and then added perfume and prayed.
Said dedi ki, Khan'ın vücudunu temiz, beyaz bir kıyafete sarmışsın sonra da koku döküp dua etmişsin.
Then he leaned in and said, "lf you know anyone who's interested..."
Eğildi ve "Eğer ilgilenecek birini tanıyorsan..." dedi.
If you think it was Apophis and that he said the original gliders..... contained a device designed to return this glider to his home world... then yes.
Eğer onun Apophis olduğunu ve onun orijinal uçakların uçağı eve döndürecek bir aygıt içerdiğini söylediğini düşünüyorsan... o halde evet.
He felt very bad and said tender words about you... and then he set your house on fire.
Çok kötüydü ve senin hakkında zarif şeyler söyledi. Sonra da evi ateşe verdi.
You said he'd do my inseam... then he ran his hand up my leg and then there was...
İç dikişleri yapacağını söyledi, sonra elini bacağımdan yukarı kaydırdı. Ve kesinlikle..
And, uh, then I said, " What are you doing yelling at me?
Ben de dedim ki : " Neden bana bağırıyorsun ki? ...
You said me tugging'it out of her, and then you started to say me tugging'it out of her again.
2 kere ona sokup çıkarıyor musun dedin.
And I said, Good afternoon, then she said, I'll let you two talk
ve dedim ki, İyi Akşamlar, sonra o dedi ki, ikinizin konuşmasına izin vereceğim
You said,'Tell me, and then I'll promise.'
Önce anlat, sonra söz veririm, dedin.
You come on at me like a great lover, and then you don " t touch me for weeks.
Çapkın aşıkIar gibi üstüme saIdırıyor, sonra haftaIarca bana eIini sürmüyorsun.
And then somebody said, I think it was O'Hagan, "You deserve a promotion."
Sonra biri, sanırım O'Hagan "Terfiyi hak ediyorsun." dedi.
And then I said, " Man, you scribble.
Ve sonra ben sana "Dikkatsiz yazar" dedim.
And then your face when you said it, it was just a little serious. That's all.
Bir de bunu söylerken yüzün aşırı ciddileşti, hepsi bu.
You know, the device said that he died when he sent the cease-fire, and then the Veniks offered peace
Biliyor musun, cihaz ateşkes götürdüğü sırada öldüğünü ve bunun ardından Venik'lerin barış teklifi yaptığını söylüyordu
- There he was, stacking cookies... and I'm railing on him about what a great kid you are... and how it sucked that he dumped you, and then he said he told you he loved you.
- Olamaz. - O, rafları düzenlerken ağzıma geleni söylemeye başladım. Senin ne kadar muhteşem biri olduğunu ve seni terketmesinin ne kadar saçma olduğunu ve o da seni sevdiğini söyledi.
There's a cocktail hour tomorrow night, and then a big closing luncheon on Saturday, and pruzan said that I can bring you to both.
Yarın gece kokteyl saati olacak ve pazar günü de büyük bir öğle yemeğiyle bitecek. Pruzan ikinizi de götürebileceğimi söyledi. Kapa çeneni.
- He spoke to you? - Actually, he grabbed me and then he said something.
- Aslında, beni yakaladı ve bi şey söyledi.
- So if you don't take it too personally that I basically just forced you to propose and then said "no" I wanna marry you, because I have never loved anyone the way I love you.
Kişisel bir şey değil ama seni buna zorladım ve sonra "hayır" dedim seninle evlenmek istiyorum, çünkü daha önce kimseyi senin gibi sevmedim.
They called you and said to bring the towel, and then they called us and said they were bringing Towelie back.
Sizi arayıp havluyu istediler, bizi arayıp Havli'yi geri getireceklerini söylediler.
I had said that you were the most beautiful girl in the world... and then you got all mad and said, "Get bent."
Ben dünyadaki en güzel kız olduğunu söyledim sen de çok kızdın ve çekil git başımdan dedin.
I said you're so great, and then I stopped talking.
Yo, yo. Harikasın dedim. Ve sonra konuşmayı kestim.
He employed psychologists to issue reports that said products were good for you and then pretended they were independent studies.
= Dr. DONALD A. LAIRD = Danışman Psikolog Bernays, bazı ürünlerin... = Dr. DONALD A. LAIRD = Danışman Psikolog insanlara iyi geleceğini söyleyen raporlar yazmaları için psikologlara para verdi.
and as I think he said at one point, to just sort of erase everything from their pasts so that you then had a slate in which you could record new ways of behavior.
Bence, sanırım bir noktada şöyle demişti, geçmişteki her şeyi silince, yeni davranışları kaydetmek için boşluk yaratmış oluyorduk.
Then he came from nowhere and he said... I love you.
Ardından gelir hiçliğin içinden ilan-ı Aşk
Well, then it's your lucky day... because she is a close personal friend of mine... and I was just talking to her a few minutes ago... on the phone, and she said that she'd be willing... to go horseback riding with you on the beach... and to have a candlelight dinner with you... and sit in a tub and drink champagne.
O zaman bu senin şanslı günün... çünkü o benim çok yakın bir arkadaşım... ve birkaç dakika önce onunla konuşuyordum... ve bana söyledi ki seninle sahilde... at sürmekten çok hoşlanırmış... ve mum ışığında akşam yemeğinden... ve banyoda şampanya içmekten.
When Joe found out that Danny couldn't cover... then he leaned on him pretty heavy, beat the shit out of him... put a gun to his head and said, "You've got 24 hours to get the money."
Joe Dannynin ödeyemeyeceğini duyunca... onu bi güzel patakladı... Kafasına silah dayayıp, "Parayı getirmek için 24 saatin var dedi."
Maybe I said some things... Then you go and quit your job. I just thought -
Bazı şeyler söylediğimi ve... seninde işi bıraktığını düşündüm.
Your sperm gets'squozen'and then you can't have babies... and I thought that you said that you wanted to have babies.
Spermlerin "sıkışır" ve çocuk sahibi olamazsın. Hatırladığım kadarı ile bebeklerinin olmasını istediğini söylemiştin.
The point of this is that you said one thing to his face and then... you go and do something else behind his back.
Mesele şu ki, yüzüne karşı bir şey söyledin ama arkasından başka bir şey yaptın.
And then... he said : "Seeing as I'm a gentleman, " let me offer you some fine Bordeaux.
Sonra bana "Ben bir centilmenim ve bunun için size bir şarap ikram edeceğim." dedi.
And I said, "I'll give you a shot of morphine, then I got to go."
"Sana morfin iğnesi yapacağım." Dedim ve onu bıraktım.
I told them my leg won't stop shaking and then they said... "Do you want to go to the hospital?"
Sallanmadan duramıyorum dedim, hastaneye gitmek ister misin dedi.
He actually said, "Excuse me," and then he crawled over you?
Hakikaten "müsadenizle" diyip yanından geçip gitti mi?
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then we 52
and then some 118
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then you 113
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then we 52
and then some 118
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then you 113
and then i said 46
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then what happened 169
and then he died 39
and then after that 60
and then all of a sudden 77
and then he just 17
and then finally 32
and then i realized 60
and then there's this 38
and then we'll talk 37
and then what happened 169
and then he died 39
and then after that 60
and then all of a sudden 77
and then he just 17