And your son traduction Turc
6,827 traduction parallèle
And your son is no better than you.
Oğlun senden daha iyi değil.
Mrs. Bennigan, we ran a thorough series of tests on you and your son.
Bayan Bennigan, sizin ve oğlunuz üzerinde birkaç test yaptık.
So I need your eyes and ears and I need you and your son to be at our little dedication ceremony, how many clicks, there, Shorty?
Sizin gözünüze kulağınıza ve oğlunuzla birlikte bizim açılış törenimizde.. .. yer almanıza ihtiyacımız var. Kaç km yol vardı Shorty?
And your son?
- Ya çocukların ne olacak?
- And yours, George, particularly in the light of your recent acquisition.
- Seninkine de George. Özellikle son kazancın akla getirilirse.
And... and do you think having sex with your son's best friend is acceptable behavior?
Peki ya sen oğlunun en yakın arkadaşıyla seks yapmanın kabul edilebilir bir davranış olduğunu mu düşünüyorsun?
I completely forgot about your birthday, and I just threw the whole party together at the last minute.
Doğum gününü tamamen unutmuştum ve tüm partiyi son anda hazırladım.
And last I checked, your aim wasn't too hot.
Son baktığımda da nişanın pek iyi değildi.
I can't remember the last time I smelled your sukuma wiki and ugali.
En son ne zaman senin sukuma wiki ve ugalinin kokusunu aldığımı hatırlamıyorum.
"When you get down on your knees, son, and beg for mercy," "that's when I'll stop."
"Dizlerini çöktüğünde evlât merhamet dileneceksin, işte ben o zaman duracağım."
Were it up to me, I would suck you dry and snap your neck, denying you one final time.
Bana kalsa, sana son bir şans vermeden şuracıkta kanını kurutur, boynunu kırardım.
So admit it, Barb... Your son was an addict and a drug dealer.
Bunu kabul et, Barb oğlun bir bağımlıydı ve uyuşturucu satıcısıydı.
I absolve you of your sins in the name of the Father and of the Son and of the Holy Ghost.
İşlediğin günahları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla bağışlıyorum.
And he was your son.
O çocuk senin oğlundu.
With all due respect, I can believe that as much as I believe I will play my violin again someday because, Mr. Mikaelson, beneath your formal attire and behind the lovely Beethoven, you are all the same...
Tabii canım, tıpkı bir gün tekrar keman çalabileceğime olan inancım gibi buna bir son vereceğinize de inancım size tam. Çünkü Mikaelson Bey, normal kılığınızın altında hatta tatlı Beethoven'ın altında bile hepiniz aynısınız.
And the last thing you will ever see is your beloved city succumbing to disease and death.
Ve göreceğin son şey sevgili şehrinin hastalık ve ölüme gömülmesi olacak.
When your father works so hard day and night... And you call yourself my son.
Baban bu geç vakitte hâlâ çalışırken evlat olarak yardım edeceğine...
Son... your mom and I didn't come up here just... just for a visit.
Oğlum, annenle buraya sırf seni ziyaret etmeye gelmedik.
And for 24 hours, the man accused of killing your son, he escaped from police, he was on the run.
Ve 24 saat içinde, oğlunuzu öldürmekle suçlanan adam polisten kaçtı, kaçıyordu.
Given the nature of your exhibition and the contents of our last conversation, I brought something I thought you might like to see.
Serginizin doğasını ve son konuşmamızı göz önünde bulundurduğumda hoşunuza gidebileceğini düşündüğüm bir şey getirdim.
Mrs. Waters, you do want us to try and find your son's killer?
Bayan Waters, oğlunuzun katilini arayıp bulmamızı istiyorsunuz, değil mi?
- Because my son is in jail and it is your fault!
Çünkü oðlum içeride! Senin yüzünden!
Finally, Your Honor, we are contesting Mr. Velcoro's paternity and wish to establish whether he even qualifies for father's rights.
Son olarak Sayın Yargıç Bay Velcoro'nun ebeveynlik hakkına itiraz ediyoruz ve babalık haklarına sahip olup olmadığının belirlenmesini istiyoruz.
And the things they say, whatever they- - whatever they say, whatever stories you hear, I am your father, you are my son.
Ne söylerlerse söylesinler ne anlatırlarsa, ne hikâyeler duyarsan duy ben senin babanım, sen de benim oğlumsun.
My dad is your s-son, and... My mom is your daughter?
Babam senin oğlun ve annem de senin kızın mı?
We've determined the make and model of the flashlight used to murder your son.
Oğlunuzun cinayetinde kullanılan el fenerinin özelliklerini ve modelini tam olarak belirledik.
You said you carried your son's body up the canyon and buried it.
Oğlunuzun cesedini tepeye çıkarıp gömdüğünüzü söylemiştiniz.
Because even if I don't use my influence on your behalf, just the fact you're my son, others will, and that can be tricky for both of us.
Çünkü, senin için nüfuzumu kullanmasam bile oğlum olduğun için birileri kullanacak, bu da ikimizi de zor duruma sokar.
My son is in jail and it is your fault!
Oğlum hapiste ve bu senin suçun!
Think of your son and of Ka...
Oğlunu ve Karine'i düşün...
He almost killed your wife and son.
Neredeyse karını ve oğlunu öldürüyordu.
We want Drill to leave him alone, and anything that you can tell us Drill is talking to your son?
Drill'in onu rahat bırakmasını istiyoruz... -... ve bize analtabileceğin herhangi bir şey... - Drill, oğlunuzla mı konuşuyor?
You've worked here for seven years, and they like you, but they're killing off half your department, it has nothing to do with...
Yedi yıldır burada çalışıyorsun. Seni seviyorlar. Ama senin bölümün yarısının işine son verecekler.
Or else you would not be here scared and nervous, begging a girl you do not like very much to marry your son.
Aksi halde burada korkmuş ve gergin bir halde, pek de hoşlanmadığınız bir kıza oğlunuzla evlenmesi için yalvarmazdınız.
So if you want to save your company let your son go and bring your daughter back home.
Şirketi kurtarmak istiyorsanız oğlunuzu bırakın ve kızınızı tekrar eve alın.
Please take your son and leave as soon as possible.
Oğlunuzu alın ve buradan olabildiğince hızlı ayrılın!
This is incredible, considering that our first and last drink together was when I drugged your beer.
İnanılmaz bu, çünkü ilk ve son içişimizde ben senin birana uyuşturucu atmıştım.
You will call it off, And you will deliver us lydon, Or I won't be able to answer to your son's well-being.
Aramayacaksınız bir de Lydon'ı bize vereceksiniz yoksa oğlunun sağlığı hakkında iyi bir şeyler söyleyemem.
Make that mistake again, and it'll be your last.
Bir daha yaparsan yapacağın son hata olur.
Give us your son's name and address.
Oğlunuzun adını ve adresini verin.
Your son has been seducing and killing women for almost a decade.
Oğlunuz neredeyse on yıldır kadınları baştan çıkartıp öldürüyor.
Your friend Skye is an atrocity. And I must go put an end to this.
Arkadaşınız Skye bir canavar ve ben buna bir son vermeliyim.
Leading off for S.H.I.E.L.D., an ugly piece of work and your native son.
S.H.I.E.L.D.'a yol göstermek oldukça çirkin bir iş ve bir de buranın yerlisisin.
You play your cards right, son, and you could get a congressional honor out of this situation. The president wants to thank you himself.
Kartlarını doğru oynarsan bu olaydan sonra kongresel onur bile alabilirsin.
Our latest polls show your approval numbers rising... across political, ethnic and economic lines.
Son anket sonuçlarımıza göre size karşı olumlu olanların sayısı artıyor. Tüm politik, etnik ve ekonomik gruplar arasında.
Once Senator Cherryh has cleared the last of the zoning issues, you can tear down the rest of Hell's Kitchen and build your better tomorrow.
Senatör Cherryh son bölge sorunlarını halledince Hell's Kitchen'ın geri kalanını yıkıp daha iyi bir geleceği kurmaya başlayabilirsin.
We need to discuss your son and my involvement with his case.
Oğlunu ve durumunu tartışmalıyız.
And if you attempt to share it with anybody, and I mean one single word, litigation will be the least of your worries.
Ve eğer bunun tek kelimesini bile herhangi biriyle paylaşma girişiminde bulunursan dava edilmek endişe edeceğin en son şey haline gelir.
I'm gonna go and I'm gonna let you talk to your son.
Gideceğim ve oğlunla konuşmana müsaade edeceğim.
You watched your son lie for you..... on oath, and still you're trying to wriggle free.
Oğlunun yemin altında senin için yalan söylemesini izledin ama hala kaçmaya çalışıyorsun.
Well, I'm representing WNAC in Boston and our viewing audience would love to know why you're here and for you to tell us about your latest movie.
Boston'da WNAC'ı temsil ediyorum. İzleyicilerimiz, buraya neden geldiğinizi merak ediyor. Bize son filminizden bahsetmeye geldiniz.
and your daughter 42
and your wife 79
and your point is 28
and your father 132
and yourself 86
and your brother 50
and your friend 42
and your friends 28
and your children 18
and yours 281
and your wife 79
and your point is 28
and your father 132
and yourself 86
and your brother 50
and your friend 42
and your friends 28
and your children 18
and yours 281
and your mother 135
and your husband 51
and your sister 50
and your dad 64
and your 98
and your parents 48
and your family 44
and your name is 47
and your name 40
and your eyes 18
and your husband 51
and your sister 50
and your dad 64
and your 98
and your parents 48
and your family 44
and your name is 47
and your name 40
and your eyes 18
and your hair 20
and your baby 18
and your mom 46
and yours is 17
your son 573
your song 26
your son is dead 26
your sons 19
and your baby 18
and your mom 46
and yours is 17
your son 573
your song 26
your son is dead 26
your sons 19