English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / And your baby

And your baby traduction Turc

1,439 traduction parallèle
You abandoned Liz and your baby!
Liz'i ve bebeğini terk ettin.
And your baby looks like a genius to me.
Ve bence dahi bir bebeğin var.
You stop haunting me, and I'll make things right with Karen, Lucas, and your baby.
Bana görünmeye son ver... ben de Karen, Lucas ve bebeğin için herşeyi güzel hale getireyim.
I AM YOUR DOCTOR, AND I AM RESPONSIBLE FOR YOUR LIFE AND YOUR BABY'S LIFE, AND I'M NOT ABOUT TO LOSE EITHER ONE OF YO ARE WE CLEAR?
Ben senin doktorunum, senin ve bebeğinin hayatından ben sorumluyum, ve ikinizi de kaybetmek istemiyorum, anlaşıldı mı?
Your parents have money and your baby's gonna be beautiful.
Ailenin parası var. Senin bebeğin çok tatlı olacak.
Hey, Lizzie, you and your baby need to be seen by a doctor.
Lizzie, seni ve bebeği bir doktorun görmesi lazım.
You're cheating on your wife, and your baby's, what, 6 months old?
Karını aldatıyorsun ve bebeğin daha 6 aylık.
I'm here to celebrate our renewed friendship... and your baby.
Buraya, yeniden doğan dostluğumuzu ve de bebeğini kutlamak için geldim.
Ma'am, will you and your baby step off the stage?
Hanımefendi, bebeğinizle beraber sahneden iner misiniz?
We'll insert a scope into your uterus and then inflate a balloon in the baby's airway which should help stimulate the lungs to grow.
Rahminizden içeri gözlem aleti sokacağız, ve sonra bebeğin hava yolunun içinde bir balon şişireceğiz, bu ciğerlerinin büyüme durumunu anlamamıza yardım edecek.
You don't know what it's like to hold your newborn baby in your arms, and smell her head and know that your only job in the world is to protect her.
Yeni doğmuş bir bebeği kollarının arasında tutmanın, onun başını koklamanın, ve bu dünyadaki tek işinin onu korumak olduğunu bilmenin, nasıl olduğunu anlayamazsın.
Joy had recently given birth to my first illegitimate child and we didn't have a fancy nanny, so every day was "Take Your Baby to Work Day."
Joy bana ilk gayrimeşru çocuğumu vermişti ve bizim bir çocuk bakıcımız yoktu. Bu yüzden her gün çocuğumuzu da "İŞE" götürmek zorunda kalıyorduk.
Take the baby yourself, and raise it backstage with your opium pipe and your fairies.
Bebeği kendine al ve onu kuliste afyonun ve perilerinle birlikte yetiştir.
We know the truth about Bartleby, and what he did to you and your little baby.
Bartleby hakkındaki gerçeği, sana ve bebeğine yaptıklarını biliyoruz.
In real life, no one was shot. In real life, you were not there. And in real life, your baby brother is in sunny San Diego and nowhere near Phoenix, Arizona.
Gerçek hayatta kimse vurulmamış....... ve gerçek hayatta sen orada değildin ve gerçek hayatta küçük kardeşin Phoenix Arizona'da değil güneşli San Diego'da.
Chase, will you get your head out of the dead baby's butt and focus on the barely alive?
Chase, aklından ölü bebeği çıkartıp, dikkatini hala yaşayan...
But we pled your case, and we fought tooth and nail, and the law says you can stay... but only if you have our baby.
Ama senin durumunu anlattık, dişimizle tırnağımızla savaştık ve yasalar kalabileceğini söylüyor. Tabii bizim bebeğimizi doğurursan.
They said that your baby had entered their world through the closet upstairs and that the exit is...
Bebeğinizin üst kattaki klozeti kullanarak onların dünyasına giriş yaptığını söylüyorlar ve çıkışı...
Let's suppose your husband begged you to get pregnant- - begged you- - and out of the goodness of your heart, you agreed, even though it might derail your career. You agreed to a baby.
Diyelim ki kocanız hamile kalmanız için size yalvardı ve kariyerinize son verecek olsa da kabul ettiniz.
David, I've asked God since you were a baby that he would show how strong he is in your life and that through you people would see how good he is.
David, Tanrı'ya senin bebekliğinden beri dua ettim. Sana hayatın boyunca gücünü göstermesi için. İnsanlar sana bakınca, O'nun ne kadar iyi olduğunu görebilirler.
And then you wonder why your baby has no father.
Ve çocuğunun babasız olmasını anlamıyorsun.
It lists everything that you and your lawyer will need when you sit down with me and the district attorney later on this afternoon- - baby documents and canceled checks. And if you would please bring that key to the garage.
Bugün öğleden sonra karşınızda ben ve bölge savcısı varken, avukatının ve....... senin gerek duyacağınız her şey burada yazıyor.
I'm not your baby. I'm 14 years old and you're spying on me.
Senin bebeğin değilim. 14 yaşındayım ve sen beni izletiyorsun.
You spend this on aspirine, antiseptic and food for your baby.
Bunu aspirine, antiseptiğe ve bebeğin için yiyeceğe harca.
Then she's your pimp, baby, and she will mess you up if you play her.
Öyleyse bebeğim, o senin pezevengin, ve eğer onunla oynarsan başına bela olacaktır.
One more crack out of you, young man, and I'm showing everyone your baby pictures.
Bir kere daha ağzını açarsan genç adam, herkese bebeklik fotoğraflarını gösteririm.
They have to know what to do when your baby is crying and how to change a diaper and how to use your wrist to test if the bottle is too hot. Why the wrist?
Bebek ağladığında ne yapılacağını, bez değiştirmeyi ve biberon sıcak mı diye bileklerini kullanmayı bilirler.
I want you hurting, baby, and judging by the look on your face, when you saw 2 million imaginary dollars disappear,
Seni üzmek istedim bebeğim ve anladım ki, olmayan iki milyon doların yok oluşunu yüzünde görünce...
All your friends know you miss Barney, but he's gone, and you got to accept that, baby.
Bütün arkadaşların Barney'i özlediğini biliyor, ama o gitti, ve sen bunu kabullenmelisin, bebeğim.
BUT IF YOUR LABOR INTENSIFIES AND THE BABY DOESN'T DESCEND- -
Ama doğum süreci ilerler ve bebek hala inmezse...
Either you go public and withdraw your nomination, or I go public about our baby.
ya adaylığını geri çektiğini açıklarsın ya da ben, bebeğimiz hakkında açıklama yaparım.
I just wanted to see your adorable baby, and, oh, my god. She's so cute.
Şu şirin bebeğinize bir bakma istedim ve aman tanrım çok tatlı bişey
Look, no matter your feelings for me, this is the right thing to do - - for you and the baby... and for business.
Bak, bana karşı ne hissediyorsan hisset... ama yapılacak doğru şey bu... hem sen, hem bebeğin... hem de işlerin için.
Tomorrow- - either you go public and withdraw your nomination or I go public about our baby.
Yarın- -... ya adaylıktan çekildiğini açıklarsın ya da herkes bebeğimizi öğrenir.
My lawyer's got me takin these happy pills to control my anger. But since you just used my baby boy's head as a backboard... for your little trash can basketball game... I'm gonna stop taking'em and come back in three days when the happy wears off.
Avukatım, öfkemi kontrol etmem için, bu hapları almamı söyledi,... ama siz biricik oğlumun kafasını, küçük çöp kutusu oyununuz için pota olarak kullandığınızdan beri onları almaktan vazgeçtim ve üç gün içinde mutluluğumu bırakıp geri döneceğim.
It hapened that we broke up with our partners at the same time. And then your mother said she wanted a baby, she wanted a family life.
İkimizde sevgililerimizden ayrıldığımız bi zamanda annen bir çocuk ve aile hayatı istediğini söyledi.
It's no big deal. Sweetheart, this is your first baby and your first sonogram.
Tatlım bu senin ilk bebeğin ve ilk sonogramın.
And it is going to stay that way because I've instructed Sister Theresa to keep you sequestered in your room until the baby is born.
Evet, ve öyle de kalacak. Çünkü Rahibe Theresa'ya bebek doğana kadar seni odanda tutması talimatını verdim. Eğlenmek için ne yapacağım ben peki?
- Let me explain. - No, no, no! I am done with your explanations and I am done with, "Just give me two more weeks, baby."
Hayır açıklamalarından bıktım artık ve "bana iki hafta ver bebeğim" demeden de.
It's because you've been so focused on your new husband and baby.
Çünkü yeni kocana ve bebeğine o kadar odaklanmıştın ki.
Uh, take the baby by your mom, and meet me for lunch, okay?
Bebegi annene birak sonra benimle ögle yemegi için bulus, tamam mi?
I bet you didn't know that initially intestines start to form in the umbilical cord and not inside your baby's body.
Eminim bebeğin bağırsaklarının vücudunun içinde değil de göbek bağında oluştuğunu bilmiyordun.
You give me that baby, and you get your life back.
Bebeği bana ver ve hayatını geri al.
How about a slide show of you guys through the years set to Green Day's "Time of Your Life" and ending with your baby photos side by side.
Peki ya Green Day'in "Time of Your Life" şarkısı eşliğinde yıllar boyunca fotoğraflarınızdan oluşan, sonunda da bebeklik fotoğraflarınızla biten bir slayt gösterisi?
And now you want to go have a new baby with your ex-wife?
Karşıma geçmiş eski karından çocuk yapmak istediğini söylüyorsun.
Baby! Stop playing with your phone and practice your dialogues!
Bebeğim, telefonunla oynamayı bırak da repliklerini tekrarla!
ABSOLUTELY, YOUR BABY HAS TEN FINGERS AND TEN TOES.
Kesinlikle, bebeğinin on ayak on da el parmağı var.
So somebody can take a picture at this christening with your perfect little family and your perfect little baby?
Böylece birileri senin mükemmel ailen ve bebeğin ile birlikte fotoğrafını çekebilecek değil mi?
I'm going to get inside your hippie tub, and against everything I believe in, let this baby swim out of me, and hopefully it pops and surfaces like a cork.
Senin şu hippi küvetine gireceğim, ve tüm görüşlerime karşı da olsa, bu bebeğinden bende yüzerek çıkmasına izin vereceğim, ve umarım çıkar çıkmaz bir mantar gibi suyun yüzeyine çıkar.
Have you had your baby pooped your apartment and learned how to change a diaper?
Bebeğin evinde altına yaptı mı, sen de altını değiştirmeyi öğrendin mi?
Go take care of your little baby chicks, and we're gonna be right back.
Sen civcivlerinle ilgilen, biz hemen döneceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]