English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / As your father

As your father traduction Turc

1,430 traduction parallèle
Do as your father says.
Baban ne diyorsa onu yap.
You're as brazen as your father.
Sen de baban kadar arsızsın.
If you so choose, they may some day be yours to lead, as your father before you.
Eğer istersen, baban gibi sen de, onların önderi olursun.
As your father, I couldn't live with myself if something ever happened to you.
Baban olarak sana bir şey olsaydı yaşayamazdım.
I thought that I would still be welcome here, despite our... despite what has passed between us. As your father's guest, at least.
Buraya geldiğinden beri pek çok acı yaşadı.
I'm sure you'll be able to do as your father asks.
Ben babanın istediğini yerine getireceğinden eminim.
If that's what you think then get ready to worship Ong as your father.
Eğer düşündüğün şey buysa baban gibi tapınmaya hazır ol.
Young knights. If you so choose, they may some day be yours to lead, as your father before you.
İstersen tıpkı senden önceki baban gibi liderleri olabilirsin.
But as bad as your father is...
Ama babanız ne kadar kötüyse...
When I was a teenager, I used to work after school at the same company as your father.
Çocukken okuldan sonra babanızla aynı şirkette çalışırdım.
You're as handsome as your father, Miss Deline.
En az babanız kadar güzelsiniz, Bayan Deline.
It's your father's last year as the president of cab driver's union
Baban da geçen yıl şoförler sendikasının başkanıyken,
holy Father, keep them safe by the power of your name... the name you gave me... so that they may be one... just as you and I are one.
Ulu Tanrım onları koru ve güvende olmalarını sağla bana verdiğin isimle benim olduğum gibi onlar da tek olabilsinler.
That Sydney Bristow was taken from a Black Ops U.S. facility, that they took you as well, that you've since been released, and meanwhile, your husband and Sydney Bristow's father are M.I.A. searching for a Covenant cell?
Sydney Bristow operasyonla ABD'ye ait bir tesisten kaçırılıyor. Bir şekilde seni de götürüyorlar. Sonra sen bırakılıyorsun.
I'm stepping down. I'd like you to take your father's place as treasurer.
İstifa edeceğim ve babanın yerine mali işleri senin devralmanı istiyorum.
I've asked your father to take my place as president.
Babana, yerime geçip başkan olmasını söyledim.
Of course I would, but as I told you, your father and I have plans.
Elbette isterdim, ama dediğim gibi babanla planlarımız var.
Due to recent circumstances- - the death of your father, your saving a fellow inmate's life, as well as your continued outstanding behavior, the board has decided to grant you parole.
Son zamanlardaki olan olaylara bakarak... babanızın ölümü, bir mahkûmun hayatını kurtarmanız, gün geçtikçe davranışlarınızdaki düzelmeler, kurul tahliyenize karar verdi.
But your father was like a brother to me and I think of you as my own daughter.
Babanı kardeşim gibi severdim. Seni de kendi kızım gibi görüyorum.
As your wee once grow up and away from the nest he's losing control as the father.
Çocuklar büyüyüp yuvadan uçunca baba olarak kontrolü kaybetti.
Father José Manuel, as a birthday gift, Ignacio is going to sing one of your favorite songs.
Ve şimdi de, Peder José Manuel... doğum günü hediyesi olarak Ignacio en sevdiğiniz şarkılardan birini söyleyecek.
As a father, I implore you to choose your three soldiers wisely.
Baba olarak, 3 askerini zekice seçmeni tavsiye ediyorum.
Wrong... it IS your father, as a young man.
Yanlış, o zaten sizin babanız.
As far as I'm concerned, my life began on July 4, 1967, when I came through that back door and your father gave my black ass a break.
Bana kalırsa, benim hayatım 4 Temmuz 1967'de, o arka kapıdan girip de baban kıçıma tokadı bastıktan sonra başladı.
As Your Excellency's father always said.
Ekselansları babasının dediği gibi.
Who will respect you as a king? You think because of your father?
Babanın tohumundan dolayı alacağın krallıkta seni ne bekler bilemem,..
Never would your father have taken barbarians as his friends asked us to fight with them as equals in war.
Ama baban, barbarlar ile dost olmazdı,.. ... onlarla birlikte eşit olarak savaşmamızı beklemezdi!
If he's not careful, his head will be found hanging in the Forum... just like that of your father and your brother.
Eğer dikkatli olmazsa kafası, baban ve abin gibi.... forumda asılı bulunacak.
And your son, behind his father as though nothing happened.
ve oğlun, sanki hiçbir şey olmamış gibi babasının arkasında.
People adore you, they crave your company, and yet here you are, holed up as if you were some sort of emotionally challenged individual like your father.
Seni çok seviyorlar, görmek için can atıyorlar ama sen burada, köşene çekilmişsin. Baban gibi sanki duygusal özürlü biriymişsin gibi.
Even though I must look after my father and my brothers, please don't describe me in your book... as someone pathetic.
Babam ve abilerime bakmak zorunda olmama rağmen, lütfen beni defterine dokunaklı... birisi gibi yazma.
She died the same day as your grand - father did.
Büyükbabanla aynı zamanda öldü.
- I may not be as clever or educated like you are, but I'm your father.
Senin kadar akıllı ve eğitimli olmayabilirim ama babanım.
Make this clear to your father as well.
Bunu babana da söyle.
We kept running around... as if we had committed a theft and your father had set the cops after us
Tepinip duruyoruz... Sanki biz hırsızlık yaptık ve baban bizden sonra polis oldu
When your late father was alive, he and I wondered how your mother Zineta and Sabira were so much alike, as if they're sisters.
Rahmetli Baban hayattayken, Beraber düşünürdük Annen Ziyneta ile bu Sabira nasılda Ablalarına benzemişler.
If they by any chance so much as think of taking your sister, you ´ re father is as good as dead.
Eğer kardeşini hala götürmeye kalkarlarsa babanı ölmüş bil.
As I will your father's memory.
- Hayır. Aslında yok.
Maybe you don't know but my mother is very much a part of the conspiracy just as she came to you to ask you to tie the wedding necklace... my brothers went to your father, to seek his help...
Belki bilmiyorsundur ama annem komplo konusunda pek iyidir. Sadece düğüne gelip gerdanlığı bağlamanı söyler... Kardeşlerim senin babanın yanına gittiler, yardım için.
I think since he was as good to you like your father,
Onun, babanın boşluğunu dolduracak kadar iyi birisi olduğunu düşündüm.
Your father... loved someone else
Baban... başkasına aşıktı.
But then your wife said that, if she took the blame, that might bring you back as a true father.
Sonra karın, suçu üstlenirse bunun seni gerçek bir babaya dönüştürebileceğini söyledi.
Do you know anything about your father's trips overseas?
Babanın deniz aşırı seyahatleri hakkında bir şey biliyor musun?
This is a gigantic waste of your time, and my father's money.
Bu zamanını aşırı derecede harcamak demek, ayrıca babamın parasınıda.
Remember, I'm here as our children's father, not your husband.
Unutma, çocukların babası olarak buradayım, senin kocan olarak değil.
Your father and I know a man... who owns a couple dozen of these stands as part of his holdings.
Babanla holdinginin bir parçası olarak birkaç düzine bu stantlardan olan bir adam tanıyoruz.
Your father's case is as good as lost.
Babanın davasını kaybetmek kadar iyi.
As of today I'm the only chance your father has.
Bu günden itibaren babanın tek şansı benim.
As of today, I'm the only chance your father has.
Bugünden itibaren babanın tek şansı benim.
Let me ask you something. Do you find it odd that after your father bought into the restaurant, as powerful as he is we were still denied our liquor license?
Bir soru : baban restoranı aldıktan sonra, ne kadar tanınmış olursa olsun alkol izni olmaması sana da garip gelmiyor mu?
What your father's saying is, if you're gonna come home crying every time you let them get the best of you ; you might as well move back in now, before we give your stuff to charity.
Babanın söylemek istediği şey, eğer seni her üzdüklerinde eve geleceksen eşyalarını hayır kurumuna bağışlamadan hemen eve dönsen daha iyi olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]