As your maker traduction Turc
36 traduction parallèle
- But... - As your maker, I command you.
- Yaratıcın olarak sana emrediyorum.
As your maker, I command you.
Yaratıcın olarak emrediyorum.
As your maker I release you.
Yaratıcın olarak seni bırakıyorum.
As your maker I command you.
Yaratıcın olarak sana emrediyorum.
As your maker, I release you.
Dönüştürücün olarak seni serbest bırakıyorum.
As your maker, I command you!
Yaratıcın olarak sana emrediyorum!
As your maker, I command you not to bite these two humans.
Yaratıcın olarak bu iki insanı öldürmemeni emrediyorum.
Pam went all, "As your maker, I command you" on me.
Pam "Yaratıcın olarak emrediyorum." muhabbeti çekti bana.
"As your maker, I release you."
"Yaratıcın olarak seni serbest bırakıyorum."
As your maker... I release you.
Yaratıcın olarak seni serbest bırakıyorum.
As your maker, I command you. Bite her.
Yaratıcın olarak kızı ısırmanı emrediyorum.
As your maker, I command you to go along with my security team.
Yaratıcın olarak, koruma ekibimle birlikte gitmeni emrediyorum.
- For fuck's sake, Tara as your maker, I command you to never speak of Sheriff Stormer and his untimely true death.
- Siktirtme simdi Tara. Yaraticin olarak sana emrediyorum. serif Stormer'dan ve vakitsiz ölümünden bir daha asla söz etme.
- As your maker, I command- -
- Yaratıcın olarak sana emrediyorum...
As your maker, I command you.
Yaratıcın olarak sana emrediyorum.
As your maker, I command you to resist the urge to kill me.
Yaratıcın olarak beni öldürme isteğine karşı koymanı emrediyorum.
You say the words "As your maker, I release you" and it's done.
"Yaratıcın olarak seni serbest bırakıyorum" diyorsun oluyor.
As your maker, I command you, come with me.
Yaratıcın olarak benimle gelmeni emrediyorum.
As your maker, I command you... later.
Senin sahibin olarak, Sana emrediyorum... sonra.
As your maker, Jessica... I release you.
Yaratıcın olarak, Jessica seni serbest bırakıyorum.
As you stand you'll go before your Maker ill conditioned!
Bu halinle Yaradanın karşısına idmansız çıkacaksın!
So I am returning your kind gift of a coffee maker because, as it turns out, the man to whom I was engaged is a deceitful, two-faced, sex-crazed jackass.
O yüzden, güzel kahve makinesi hediyeni geri gönderiyorum çünkü öğrendiğime göre nişanlandığım adam pisliğin, ikiyüzlünün, seks manyağının tekiymiş.
But your real problem is the bomb maker.
Ama asıl sorununuz bombayı imal eden kişi.
They're taking your bomb maker out in pieces as we speak.
Şu anda bombacının parçalarını topluyorlar.
I would ask if your robot is prepared to meet its maker, but as you are its maker, clearly the two of you have met.
Robotunun yaratıcısıyla tanışmaya hazır olup olmadığını sormak isterdim ama yaratıcısı sen olduğuna göre, ikiniz tanışıyor olmalısınız.
Just as you liked enticing all those starving men with your flesh luring them into your maker's clutches so that he could murder them and defile their bodies in unspeakable ways as you watched.
Açlıktan kuduran adamları bedeninle baştan çıkartıp öldürmesi ve sen seyrederken onların bedenlerini tarifsiz şekillerde kullanması için dönüştürücünün pençelerine çekmenin senin hoşuna gittiği gibi.
Well, you know, I did tell you that can have your rain forest hair goop back as soon as I get my ice cream maker.
Kendi dondurma hazırlayıcımı aldığım zaman, senin yağmur ormanı saç yapıştırıcını geri vereceğimi söylemiştim.
As your maker- -
- Yaratıcın olarak...
"As your baby's maker, I consider myself a committed godparent."
"Bebeklerin tasarımcısı olarak kendimi, vaftiz ebeveynleri gibi düşünüyorum."
But as they near each other, they'll power up an E.M.P., and boom... kiss your wi-fi, your coffee maker, and your top-secret satellite feed goodbye.
Ama birbirlerine yaklaşırlarsa, bir elektromanyetik güç açığa çıkacak ve bom... Wi-fi ve kahve makineni öp ve çok gizli uydu beslemene elveda de.
Your Honor, Mr. Maker accepts all of the allegations and enhancements at this time and pleads guilty as charged.
Sayın Hakim, Bay Maker kendisine yöneltilen bütün iddiaları anlıyor ve suçlu olduğunu kabul ediyor.
You may as well go to your maker with a clear conscience.
Yaradana tövbe ederek gidebilirsin.
Unless, as a man of God, you don't fear death, and you're content in your convictions and prepared to meet your maker, right here and right now.
Tabii bir din adamı olarak ölümden korkmuyorsan, inancın tamsa ve Yaradan'ınla buracıkta karşılaşmaya hazırsan, başka.
as your attorney 28
as your friend 86
as your doctor 24
as your father 16
as your lawyer 31
as your husband 16
as your boss 21
maker 207
makers 34
as you wish 846
as your friend 86
as your doctor 24
as your father 16
as your lawyer 31
as your husband 16
as your boss 21
maker 207
makers 34
as you wish 846
as you know 1680
as you requested 56
as you can see 1468
as you can imagine 154
as you were 223
as you may know 70
as you want 26
as you like 91
as you say 390
as you are aware 22
as you requested 56
as you can see 1468
as you can imagine 154
as you were 223
as you may know 70
as you want 26
as you like 91
as you say 390
as you are aware 22