English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / As your friend

As your friend traduction Turc

1,077 traduction parallèle
I've been called upon not as your friend, but as your enemy, and your merciless accuser.
Bu tanıkların önünde seninle düşmanın, seni acımasızca suçlayan biri sıfatıyla konuşacağım, dostun olarak değil.
I'll come as your friend, and Chandni as Simran's friend.
ben senin arkadaşın olarak Chandini de Simranın arkadaşı olarak gelir.
- Count myself as your friend.
- Arkadaş olduğumuzu düşünmüştüm.
Then take me as your friend.
Beni arkadaşın olarak götür.
I can only say, as your friend and your manager, you're a sick individual... but if that's what you want, all right, we'll do it.
Sana arkadaşın ve menajerin olarak şunu söylemeliyim Lou, sen hasta birisin, ama istediğin buysa tamam, yaparım. Senin için yaparım.
As your friend, you need this rest.
Arkadaşın olarak dinlenmen lazım diyorum.
Hey, you are one lucky dude to have him as your friend.
Hey ahbap, onun arkadaşı olduğun için çok şanlısın.
I'll tell you, as your friend,
Sana bir arkadaşın olarak söylüyorum
And I'm telling you this as your wife and as your friend. - No one likes you.
Sana bunu karın ve arkadaşın olarak söylüyorum kimse senden hoşlanmaz.
As your friend and as your commanding officer.
Hem dostun ve hem de komuta subayın olarak.
Not just as a physician, but as your friend.
Doktora gider gibi değil, arkadaşa gider gibi.
As your friend, it is my responsibility to be supportive.
Arkadaşın olarak, gerektiği anlarda destek vermek benim sorumluluğum.
As blind as your friend, or less blind, because she could see, you know.
Arkadaşın kadar kör mü, yoksa daha mı az, çünkü biraz görebiliyordu, biliyor muydun?
My advice both as your friend and legal counselor is to give yourself up.
Arkadaşın ve yasal danışmanın olarak sana teslim olmayı öneriyorum.
As your brother and as your friend, why are you doing this?
Frasier, kardeşin ve arkadaşın olarak soruyorum. Bunu neden yapıyorsun?
- I'm here as your friend.
Arkadaşın olarak buraya geldim.
As your friend, I'm telling you, it does no good to bottle up your feelings.
Arkadaşın olarak, duygularını içine atmanın zararlı olduğunu söylüyorum.
I'm here as your friend.
Bir dost olarak geldim.
Tell me my friend, is your wife as troublesoem as Sulleiman said?
Hepsi silahlı ve tehlikeli.
Your friend's bill comes to forty eight cents
Dostun bize aşırı borçlandı, haberin yok mu?
Your friend said he was hangin'.
Arkadaşın onun asıldığını söyledi.
And if your fancy friend with a velvet collar is half as smart as you are, which will make him only one-quarter smart, he never heard of her either.
Ve eğer kadife yakalı arkadaşın senin yarın kadar akıllıysa, ki bu onu çeyrek akıllı yapar, o da onu hiç duymamış olur.
I shall be happy to devote the same care to your case as to that of your friend.
Arkadaşınızın olayında olduğu gibi sizin olayınızda da aynı hassasiyeti göstermekten mutluluk duyacağım.
Your reputation as a boating enthusiast precedes you, my friend.
Tekne meraklısı olarak nam saldığın kulağımıza geldi.
It ´ s my job to know, both as your-your friend and your representative.
Bir arkadaş ve menajerin olarak, bunu bilmek benim işim.
[104] To me, fair friend, you never can be old... for as you were when first your eye I eyed... such seems your beauty still.
Benim gözümde hiç yaşlanmayacaksın sevgili dost ; Gözlerine ilk baktığım gün gözümü alan güzelliğin, Bugün de karşımda sanki öylece.
Or maybe you fell in love with your American friend.
Ya da Amerikalı arkadaşına mı aşık oldun.
I figure you might as well approach life like everybody's your friend.
Hayatta herkes dostunmuş gibi davranmaktan yanayımdır.
As you may have read of the remarkable explorations of a Norwegian called Sigerson, but I am sure that it never occurred to you that you were receiving news of your friend.
Norveçli Sigorson'un olağanüstü keşiflerini okumuş olmalısın. Ama eminim arkadaşından haberler aldığın aklına hiç gelmemiştir.
your hairy little friend knows me as Oroku Saki, but you may call me... the Shredder.
Tüylü dostunuz beni "Oroku Saki" olarak bilir ancak siz bana "Shredder" olarak hitap edebilirsiniz.
This may come as a shock to you... but I suspect your friend... may be homosexual.
Bu sizde şok etkisi yaratabilir... Ama sanıyorum ki arkadaşınz... homoseksüel olabilir.
I am here in Rome as a Sicilian, proudly following the career of your young friend. He has style.
Roma'da bir Sicilya'lı olarak genç dostunuzu gururla takip ediyorum.
Yes, because if he's your best friend he'll have the same face as you.
"Eğer gerçekten senin en iyi arkadaşınsa, yüzü seninkiyle aynı olacaktır."
Your friend died as the result of an intrusion in the chest cavity by an edged weapon that nearly cleaved the heart in two.
Arkadaşınızın ölümü, kesici bir silahın göğüs boşluğunu parçalayarak girmesi ve kalbini ikiye ayırması sonucu gerçekleşmiş.
Your friend Louis wants you to call as soon as you're settled.
ve arkadaşın Louis seninle bağlantı kurmak istedi, olabildiğince kısa sürede.
Ben, as your attorney, your friend, and your brother, I strongly suggest that you get yourself a better lawyer.
Avukatın, dostun ve kardeşin olarak önerim,... kesinlikle daha iyi bir avukat tutmandır.
But, the main thing... is the torment of your friend, Father Karras... as he watches while I rip, and cut, and mutilate the innocent!
Ama asıl konu... arkadaşın Peder Karras'a masumları kesip biçmemi doğramamı izleterek çektirilen eziyet!
As your family's oldest friend, I'm always chosen to bring you messages.
Ailenin en eski dostu olduğumdan, mesajları iletmek için beni seçiyorlar.
I beg your pardon, old friend but I believe I told you.
Afedersin, eski dostum. Ama asıl ben sana söylemiştim.
You know, it doesn't look as if your friend is coming.
Sanki arkadaşınız gelmeyecek gibi gözükmüyor.
As someone who was once your friend, I come back with a warning.
Geçmişteki bir arkadaşın olarak sana bir uyarım olacak.
Colonel Munro, I have known you as a gallant antagonist. I am happy to make your acquaintance as a friend.
Albay Munro, sizi hep centilmen bir düşman olarak bildim şimdi birer dost olarak tanışmamıza çok sevindim.
You might have scruples, as he's your friend.
Arkadaşın olduğu için vicdanen rahatsız olmuşsundur.
Then, as a friend, may I point out this arrest could revoke your probation?
O zaman bir arkadaş olarak bu tutuklamanın şartlı tahliyeni iptal edebileceğine dikkatini çekmek isterim.
But speaking as a friend your body shows no signs of womanhood.
Arkadaşın olarak konuşuyorum. Vücudun hiçbir kadınlık belirtisi göstermiyor.
I'm your friend and you're holding that tray as if you're about to wander off!
Ben dostunum. Tepsiyi de, sanki kaçıp gidecekmiş gibi tutuyorsun!
Think he's your friend, hate to lose him... almost as much as you hate to lose that lady.
Arkadaşın olduğunu düşünüyorsun, onu kaybetmekten hoşlanmıyorsun neredeyse o bayanı kaybetmekten hoşlanmadığın kadar.
she's your friend... we're all friends... we're just a little high-strung right now this is a high-pressure situation, remember, Billy... your life has only as many pressures as you create.
Hepimiz arkadaşız, sadece şu an biraz sinirlerimiz gergin bu aşırı gergin bir durum, unutma Billy hayatında yalnızca yaratabileceğin kadar sıkıntı var.
- Wyatt, I'm here as your friend.
- Arkadaşın olarak buradayım.
I could use your help, Ben, and I'm asking you as a friend.
Yardımlarından yararlanabilirim, Ben, ve bunu bir dost olarak istiyorum.
If your friend continues, I fear for my people's lives and ours as well.
Arkadaşınız buna devam ederse, korkarım herkes ölecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]