English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Back me up

Back me up traduction Turc

2,492 traduction parallèle
I'm sure there's some kind of anthropological BS to back me up.
Eminim bana arka çıkacak antropolojik dersler de vardır.
He's pretty eager to back me up.
Arkamı kollamak için çok hevesliydi.
- Back me up here, Kev.
- Destek ver, Kev.
Andy, back me up here please.
Andy, destekle beni lütfen.
If Bates finds out I turned on him, you gonna back me up?
Bates ona sırtımı döndüğümü anlarsa bana destek olacak mısın?
Can you please back me up on this?
Bana destek olur musunuz?
Kingsley, back me up here.
Kingsley, bana arka çıksana.
You can back me up with a sniper rifle from across the street.
Seninle geleceğim. Sokağın karşısından keskin nişancı tüfeğiyle destek sağlayabilirsin.
Well, the jury's still out, but I did tell my dad I'd at least give it a shot, so... can you come back me up?
Şey, daha tam kararı vermedim ama babama en azından bir şans vereceğimi söyledim. Beni desteklemeye gelir misin?
She'll back me up.
Bana inanacaktır.
Anyway, I need someone to back me up on vocal.
Neyse, arka vokalde birine gereksinmem var.
Nobody'll believe this story if you're not here to back me up.
Beni destekleyecek biri olmazsa kimse burada yaşananlara inanmaz.
My superior will back me up on this, ma'am.
Hanımefendi üstüm de aynı şeyi söyleyecektir.
You back me up. Are you in or out?
Bana destek veren sensin.
Back me up or stay out of the way.
Ya bana uyarsın ya da yoluma çıkmazsın.
George, back me up on this!
George, arka çık bana!
Listen, whatever this is, the freakness, it can mess you up, but believe me there is a way back, and we're gonna find it.
Dinle, bu delilik her neyse seni altüst edebilir, ama inan bana bir geri dönüş var, ve biz onu bulacağız.
And then you'll show back up bloody and beaten up, and expect me to nurse you back to health.
Sonra yaralı ve hırpalanmış bir şekilde geri geleceksin ve benden sana hemşirelik yapmamı bekleyeceksin.
Marine buddy down in San Diego told me a while back if I was in New York, I should look you up.
San Diego'daki donanma arkadaşım bana çok önceden eğer New York'a gelirsem sana ulaşmam gerektiğini söylemişti.
You have to tell me everything, okay, why you put us up for adoption, why you separated us, why you went back for Emma and not me.
Bana her şeyi anlatmalısın, neden bizi evlatlık verdiğini niye bizi ayırdığını, niye Emma için geri döndüğünü ve benim için dönmediğini.
Lt'sjust that my boyfriend broke up with me. And I have to go back to the stage to announce the chickens.
Daha şimdi erkek arkadaşım benden ayrıldı ve sahneye dönüp piliçleri anons etmek zorundayım.
Okay, now you eat up, and then we're all gonna go out back and play some Thanksgiving touch football- - excuse me :
Tamam, şimdi yemeğini ye sonra da biraz Şükran Günü konulu futbol oynayalım.
All right. I'm gonna get the money back from Gita, and you're gonna go to the drawer and think of ways to make this up to me.
Ben Gita'dan parayı geri alacağım ve sen çekmeceye gidip, hatanı telafi etmenin yollarını düşüneceksin.
Please pick up your phone or call me back, just...
Lütfen ya telefonunu aç ya da ara beni...
Turn around and back up to me.
Arkanı dön, beni deli etme.
These people were living in a bubble, and maybe it was up to me to pop it, like a pimple on a floridian's back.
Bu insanlar hayal baloncuğunda yaşıyorlar, ve belkide bu bir floridalının, sırtındaki sivilceyi patlatması gibi bana kalmış.
Stan was now back in the swamp, picking up speed, while I had a farm between me and the levee.
Stan hızlanarak tekrar bataklığa döndü ben de benim ve su setinin arasında bir çiftlikteydim.
Birkhoff, Nikita hung up on me, and I can't get her back on the line.
Birkhoff, Nikita yüzüme kapattı ve ona tekrar ulaşamıyorum. Konumlarını biliyor musun?
Because you can dress it up anyway you like, but if you travel back in time, you're dumping me.
İstediğin gibi giyinebilirsin ama geçmişe gidersen, beni terk edersin.
Now, shut up, don't talk to me, and go back in your vagina.
Şimdi, çeneni kapat, konuşma ve vajinana geri dön.
Back up. Renata's coming with me.
Renata benimle geliyor.
Come up into the back, in front of me, please.
Ön gösterim için arka tarafa gidiyoruz, beni takip edin lütfen.
Great, and back that up for me times 64 for the week.
Çok iyi, bunu haftada 64 kere yedekle.
But don't expect me and my men to back you up.
Ama adamlarımın destek vermesini bekleme.
- Sheldon, back me up.
Sheldon, destek ol bana.
A lot of guys keep coming up to me wanting to tell me their names and hometowns so, hopefully, I'll mention them in an article and their folks back in the States will see it.
Askerlerin birçoğu yanıma sokulup, belki bir makalede yazarım da ABD'deki eşi dostu belki görür diye isimlerini ve memleketlerini söylüyor.
Gus, back me up here.
- Gus, bana arka çık.
Every time I'd call, you'd say you'd call me back and hang up.
Ne zaman seni arasam, beni geri arayacağını söyleyip kapıyordun.
When Horacio comes back from a trip, he usually brings me a present, and that makes up for my loneliness.
Horacio bir geziden döndüğünde, genelde bana bir hediye getirir, Ve bu benim yalnızlığımı telafi eder.
The best thing about being twins is, when I fall, when I feel sad, Elijah just picks me right back up and that's just helpful to me.
İkiz olmanın en güzel yanı, ben düştüğümde, kötü hissettiğimde, Elijah beni kaldırır, ve bu bana çok yardımcı olur.
So why don't you help me pick all this crap up and put it right back into that room, please.
Şimdi, neden tüm bu eşyaları toplamıyor ve... odaya taşımama yardım etmiyorsun, lütfen.
- You're breaking up, let me call you back.
- Ses kesiliyor, seni sonra ararım.
I blew up at her, and now she's not calling me back.
Sert çıktım biraz, bu yüzden beni aramıyor.
Look, I'll bundle up the best samples that I've got, and whatever you don't use, you can just mail'em back to me.
Bak, elimdeki en iyi örnekleri sarmalayıp yollarım kullanmasan bile bana geri yollayabilirsin.
You didn't tell me your brother was back and all grown up. Why are you so interested?
Kardeşinin geldiğini söylemedin büyümüş neden bu kadar ilgilendin?
Before I realized it, my feet had bore me back to the Temple of Sacrifice where I offered up my virginity.
Ne olduğunu anlayamadan, ayaklarım beni, bekaretimi sunduğum fedakarlık tapınağına getirmişti.
Sometimes things come back to me in dreams, but I'm never sure if they're real or if I'm making them up.
Bazen, rüyalarımda bir takım şeyler görüyorum ancak bunların gerçek mi yoksa kendi kendime oluşturduğum şeyler olup olmadından hiç br zaman emin olamadım.
And no matter how badly I played how massively I screwed up I always knew when you waved back at me, everything would be all right.
Ve ne kadar kötü oynasam da, ne kadar işi batırsam da biliyordum ki, sen de bana el sallarsan her şey yoluna girecek.
You know, this may come as a surprise to you, but Frank didn't trust you guys anymore, so he asked me to back him up.
Bu senin için sürpriz olabilir belki, ama Frank artık size güvenmiyordu. Bu yüzden, benden yardım istedi.
And explain to me how this bomb will not land in Israel and then, literally, bounce right back and blow up Wadiya.
Tam da oradayım. -... ve bana bu bombanın nasıl İsrail'e düşmeyip tam manasıyla geriye sekerek Wadiya'yı havaya uçurmayacağını açıkla.
I've got fellas lining up to suck my ring off so put Mum back on the phone and leave me alone, blast ya.
Yüzüğümü emecek başka adamlar sırada bekliyor. annemi telefona ver ve fazla kafa ütüleme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]