English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Back to one

Back to one traduction Turc

5,273 traduction parallèle
- Back to one.
- Bire dön.
So I don't know if we're doing episode four or two or back to one or... you know, just keeping it real.
Dördüncü bölümde miyiz ikinci bölümde miyiz yoksa ilk bölüme geri mi döndük bilmiyorum. Ben sadece gerçekleri yansıtıyorum.
All right everybody, let's go back to one, please. And five, six, and seven, eight, and one!
Herkes yerlerine millet.
All right, everybody back to one!
Tamam herkes başa dönsün!
I've responded to the last one, and now I'm just waiting to hear back.
Sonuncusunu cevapladım ve şimdi de cevap vermesini bekliyorum.
It's a one-time op, in and out in four weeks, and then you can go back to the DEA with a bump up to GS-11.
Bu tek seferlik bir operasyon, dört hafta içinde her şey bitecek sonra maaşına yapılacak güzel bir zamla narkotiğe dönebilirsin.
When he came back a week later, much to his surprise, he found that the chick embryo had grown a second set of digits, one a mirror image of the other.
1 hafta sonra döndüğünde, şaşkınlık içinde gördü ki civciv embriyosu ikinci bir üye takımı geliştirmişti. Biri, diğerinin ayna görüntüsüydü.
That whispering face will choose one more freak to take with him back to hell.
O fısıldayan surat cehenneme geri dönerken bir ucubeyi yanında götürür.
So now I am going to go out, I'm going to find those twins, I'm gonna bring them back here so they can pronounce my innocence to you one more time!
Şimdi çıkacağım ikizleri bulacağım, buraya getireceğim ve masumiyetimi sana bir kez daha ispatlayacağım!
One of you stays here with her, the other one takes the Mini, gets back here, then takes the van with her in it, dumps her somewhere, middle of nowhere, then takes the van to Owen.
Biriniz kızla birlikte burda kalsın, diğeriniz de Mini'yi alıp götürsün sonra geri gelip minibüsü alsın ve kızı da burdan götürsün. Herhangi bir yere bıraksın. Sonra minibüsü de Owen'a götürsün.
If you want to bring magic back into the world, how are you gonna do that with just one sword?
Eğer büyüyü Dünyaya geri getirmek isteseydiniz, bunu tek bir kılıçla nasıl yapabilirdiniz?
Assailant's description is strangely similar to the one Sheriff Sworn issued for your sister a while back...
Saldırganın tanımı ilginç şekilde bir süre önce kardeşini arayan Şerif Sworn'a benzer.
One more strike, he's back in for five to ten.
Bir ceza daha alırsa, 5-10 yıl arası hapis yatar.
I know back then he was the only one willing to help you.
Geçmişte sana yardım edebilecek... tek kişinin O olduğunu biliyorum.
Yeah, but if he don't talk, we're back to square one.
Evet ama konuşmazsa başladığımız yere dönmüş oluruz.
If you, one day, make it back to the West... what will you tell men of this strange word, "kung fu"?
Eğer bir gün Batı'ya geri dönmeyi başarabilirsen Kung fu kelimesine yabancı olan kişilere bu kelimeyi nasıl anlatacaksın?
As long as we're back, it's always his turn, despite the fact that I'm the one you like to ride, that I'm the one that makes you moan, that I'm the one who reaches you in places...
Geri döndüğümüz sürece bu hep onun sırası olacak, seninle yola çıkmayı seven kişinin ben olmasına rağmen, senin söylentilerini çeken biri olarak, senin bir yere zamanında yetişmeni sağlayan biri olarak.
I gave her a ride back to her hotel, and I bought her a drink, I tried to get her talking, but, you know, one thing led to another, and we didn't actually do much talking.
Onu oteline bıraktım, ona içki ısmarladım, onunla konuşmayı denedim bildiğiniz üzere, bir şey diğerine sebebiyet verdi ve çok da konuşma işini yapamadık.
The one that your husband wants to rescue and free back into the wilderness.
- Kocanın kurtarıp doğaya salmak istediği geyiği.
As she moved back to the box, one youngster was taking a keen interest.
Kutuya geri döndüğünde genç bir maymun ilgiyle izliyordu.
First, one weirdo beneficiary who refuses to cash a cheque for $ 10 million and keeps sending it back to me...
Birincisi, hak sahibi bir manyak, 10 milyon dolarlık çeki inatla reddedip bana geri gönderiyor.
But no one can figure out how that young boy was able to escape and come back home.
O yaştaki bir çocuğun kaçmayı başarıp nasıl eve geldiğini kim bilebilir!
I think it'll be a chance to show the higher-ups, a side of yourself other than the back one.
Arkaplanda kalmış içindeki insanı ortaya çıkarmak için.. .. iyi bir şans olacağını düşünüyorum.
You're the one telling me to get back at it.
Ona geri dönmemi söyleyen sizsiniz.
On the last day, the chosen one, or Ignis, sets fire to the giant wooden Guy in a ritual dating back to 1986.
Son gününde, seçilmiş kişi, ya da Ignis, ateşi dev tahtadan adama fırlatacak 1986 yılından kalma ritüel dansla birlikte.
You see, she, um, is here for one month to help me to move back to Hungary to live there, you know, because it's time for me to go home.
Kendisi bir aylığına bana yardım etmek için burada Macaristan'a taşınmam için, artık orada yaşayacağım. Çünkü eve dönme vaktim geldi.
Remember when I, uh, Went back to my place that one time?
Evime gittiğim zamanı hatırlıyor musun?
And one day, you're going to come back to this barn, and on that day you are going to be very afraid indeed.
Ve bir gün, bu ambara geri geleceksin,... o gün gerçekten de korkmuş olacaksın.
Which brings me back again in turn to one of the most fascinating and major alternatives to the categorical imperative - Jeremy Bentham's means-end theory of morality - Utilitarianism.
Bu da beni getiriyor en güzel şeylerinden ve asıl seçeneğe kesinlikle kaçınılmaz olan Jeremy Bentham'ın ahlâkın çöküşünü tasvir ettiği yararcılığa.
So she encourages one of them to jump on to her back.
Yani, sırtına atlaması için onlardan birini teşvik eder.
That interrogation will never be declassified, so, one, that photo should never have been taken, and, two, it should never have made it back from the field, and all of this started when you got back to D.C.
O sorgu gizli kalmalıydı, yani bir : o fotoğraf asla çekilmemeliydi. İki : bölgeden dışarıya asla çıkmamalıydı. Ve tüm bunlar sen Başkent'ten dönünce başladı.
But I expect to see you back here in one hour, Mr. Michaels.
Ama sizi bir saat sonra burada görmek istiyorum, Bay Michaels.
I heard one of them asking a shopkeeper about us, so I came back here to get you.
İçlerinden birinin dükkan sahibine bizi sorduğunu duydum ve seni almaya geldim.
Well, motive was moved to the back burner when they found acetone on his pants, which means that no one confirmed who Tanya's boyfriend was.
Pantolonunun cebinde aseton bulununca bunlar arka planda kalmış, yani kimse Tanya'nın erkek arkadaşının kim olduğunu araştırmamış.
He gets the disk back, no one will ever know it was gone, but in exchange for your silence, you get a promotion to the level you deserve.
O, disketi geri alacak,... kimsenin alındığından haberi olmayacak ve sen de karşılığında sessiz kalıp,... hak ettiğin terfiyi alacaksın.
So you go back to your BJ Knockers, and all it's gonna take is one pat on the ass and one brave waitress...
Şimdi işinin başına geri dön... ve bundan sonraki süreçte kalçaya tek bir şaplak ve cesur bir garson ile... Maalesef şuradaki gibi değil...
- To kill her, to punish us. To learn the truth about the child. For one of any number of reasons all of which will be rendered moot when I send her screaming back to hell.
Çocuk hakkındaki gerçeği öğrenmek için ya da bunun gibi sayısız seçenek olabilir onu çığlıklarla cehenneme uğurladığımda bu sebeplerin hiçbir anlamı kalmayacak.
You're the one who brought him back to life first.
İlk başta onu hayata getiren sendin.
Only one traveler may use it at a time, and as she has no experience, she will have no idea how to use it in order to get back.
Maskeyi aynı anda sadece bir seyyah kullanabilir, kaldı ki kızın hiç tecrübesi de yok, geri dönmek için maskeyi nasıl kullanacağı hakkında bir fikri de olmayacaktır.
Treaty says no one goes back to the Ring.
Anlaşma, kimse Halka'ya geri gidemez diyor.
Back to the circus, and no one will ever know.
Sirke geri döndük, ve herkes bi'haber.
We saw Back to the Future II, pigeons playing ping-pong, a bunch of countries that look like genitals and one guy whose genitals look like Denmark!
Back to the Future 2, pinpon oynayan güvercinler cinsel organa benzeyen bir sürü ülke ve cinsel organı Danimarka'ya benzeyen bir adamı izledik bile!
They spot one little thing out of pattern, they're likely to run right back into their hidey-hole.
Alışılmışın dışında ufak bir şey görsünler saklandıkları deliğe geri koşarlar.
Back to square one, but it wouldn't be the first time.
En başa döndük ama bu ilk kez olmuyor.
I want you both to come back in one piece.
İkinizin de tek parça halinde dönmenizi istiyorum.
I'm going to ride one stop, 72 minutes, and then I will get off the train, and I'll take the bus back to Santa Fe.
Sonra trenden inip, otobüsle Santa Fe'ye geri döneceğim.
Well, Harvey's got stuff to do, and he's not the one who convinced me to back off Mike.
Harvey'in çok işi var ve beni Mike'tan vazgeçiren o değil.
One of our other charters, Indian Hills, bumped into'em a couple times hauling guns back to Nevada.
Diğer kollarımızdan biri olan Indian Hills Nevada'da silah satarken birkaç kere rastlamışlar.
Then one day a being came down from the sky with wings on his back, came to our defense, protected our city, told us he'd saved a baby, and that baby would one day save us all.
Sonra bir gün kanatları olan bir şey gökten aşağı indi ve bizi savundu. Şehrimizi korudu ve bize, bir gün hepimizi kurtaracak bir bebeği kurtardığını söyledi.
It represents the idea that we can always rise to one and fall back to another.
Her zaman bir diğerine yükselebileceğimizi ya da düşebileceğimizi temsil ediyor.
One of the nurses ran back to the kitchen and she says,
Hemşirelerden biri murfağa koştu ve şöyle dedi :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]