Boss lady traduction Turc
189 traduction parallèle
The boss lady's doing the wash.
Patron hanım çamaşır yıkıyor.
Hey, the boss lady gets around.
patron hanımefendisi dolanıyor.
Ladies, or I guess I should say "girls" boss lady of this here program shoved a paper at me says I ain't got but three more minutes.
Bayanlar, hatta sanırım "kızlar" demem gerekiyor programın bayan patronu, bana, sadece üç dakikam kaldığını yazan bir kağıt gösterdi.
The boss lady here's a big fan of ours.
Patron bayan işte bizim büyük eğlencemiz.
I'm the Boss Lady.
Patroniçe benim.
Did you tell the Boss Lady?
Olanları patroniçeye anlattın mı?
The three middlemen have been skimming drugs using the Boss Lady's girls in Kobe.
Üç aracı da Kobe'deki patroniçenin kızlarını kullanarak iş görüyor.
I am the Boss Lady.
Ben patroniçeyim.
Hey, Boss Lady!
Hey, patroniçe!
I ´ ll go see the boss lady.
Patron hanımı görmeye gideceğim.
I guess the hired help shouldn't be so familiar with the boss lady, eh?
Sanırım eleman patronuyla bu kadar samimi olmamalı, değil mi?
That boss lady is pretty enough to eat.
Patron hanım yemek için oldukça güzel.
The boss lady in Cholon
Patronum Cholon da bir bayan...
Don't be stupid, he works for the boss lady
Aptal olma O hanımefendi için çalışıyor...
That'd be a question for the boss lady.
Ihh... bu sorduğun şey patron bayanın sorunu.
It's our new boss lady, KACL's own Kate Costas!
KACL'in yeni patroniçesi, Kate Costas!
Okay, boss lady, hold your horses.
Tamam patron, acele etme.
- No can do, boss lady.
- Yapamayız, patron bayan.
Every time boss lady gets close by... red headphones.
Ne zaman patron kız yaklaşsa kırmızı kulaklar.
I'm all yours, boss lady.
Tamamen seninim, patron hanım.
You gotta ask the boss lady or something?
Patron hanıma sorman gerekmez mi?
My boss lady down at the salon, she used to work out in California.
Aşağı salondaki patronum olan bayan bir zamanlar California'da çalışmış.
Uh... that'd be a question for the boss lady.
Ihh... bu sorduğun şey patron bayanın sorunu.
Young lady, that's no way to talk to your boss.
Genç bayan, patronunla böyle konuşma.
- Yes, boss lady.
- Evet, patroniçe.
Your boss is the one who called me. And you ask me what I want? The boss, or the lady?
Beni patronunuz çağırdı, ama sen ne istediğimi soruyorsun.
Go get your boss, lady.
hanımefendi.
- Oh, she nice old lady, boss.
- O yaşlı hoş bir bayan, patron.
Old lady daughter not here, boss.
Yaşlı bayanın kızı gelmedi, patron.
Well, old lady very old, boss.
Ama, yaşlı bayan çok yaşlı, patron.
Old lady must take clothes to show friends, boss because you make her lose face if people think she only got one dress.
Dostlara göstermek için yaşlı bayan elbise alması lazım, patron insanlar tek elbisesi olduğunu düşünürse suratı çok asılır.
And if old lady not go, mayor of Tobiki be mad with you, boss.
Ve yaşlı bayan gitmezse, Tobiki'nin başkanı sana kızar, patron.
Oh, old lady got very good eyesight, boss.
Oh, yaşlı bayan çok iyi görür, patron.
Old lady say, boss, that she want to go to Awasi, boss because she got sister she not see in 22 half years.
Dedi ki, patron, Asawi'ye gitmek istermiş, patron çünkü bir kızkardeşi var 22 buçuk yıldır görmemiş.
Well, old lady make mistake, boss.
Şey, yaşlı bayan hata yapmış, patron.
She unmarried lady, boss.
Evlenmemiş bayan, patron.
That pretty young lady. Boss FinIey's daughter. Yeah.
Üzgün, kaybolmuş kadınlara ilgi ve geçici bir umut.
Aren't you going to introduce this lady to your boss?
Bu güzel bayanı patronunla tanıştırmayacak mısın?
The captain commands, but the young lady's the boss.
- Kararı verecek ben değilim. Emirleri kaptan verir, ama patron şu genç bayandır.
You think you're the boss between you and your old lady?
Ηanιmιnla ilişkinde patrοn sen misin sanιyοrsun?
- Where's your lady boss?
- Patroniçeniz nerede?
That's the boss's lady, okay?
O patronun kadını, tamam mı?
The boss's lady.
Patronun kadınıymış.
Lady Boss, this is yours. Thank you.
- Patron Bayan, siparişiniz.
I said to my boss : Look, I don't want to repossess this lady's car.
Patronuma dedim ki, ben bu bayanın arabasını almam elinden.
- Where are you? - Where do you think I am? I'm at the casino, picking up pit boss's lady.
Kumarhanede, patronun karısını alıyorum.
Let's go pick up our lady boss.
Kadın patronumuzu alalım.
I know it's none of my business, boss... but maybe the lady had a good reason for standing you up.
Biliyorum, bu beni ilgilendirmez, patron... fakat, belkide bayanın sizi ekmesi için iyi bir mazereti vardı.
You're not the boss here, young lady.
Evin patronu sen değilsin, hanımefendi.
Mommy's boss is a mean, mean lady and if I miss work, I'll lose my job and then we won't have any money to buy food.
Annenin patronu çok çok sert bir bayan ve gitmezsem işimi kaybederim ve yemek alacak paramız olmaz.
Lady, you're the boss.
Burada bayanın sözü geçiyor.
lady 3151
lady gaga 29
lady catherine 25
lady bracknell 16
lady mother 22
lady lola 17
lady mary 65
lady stark 25
lady sarah 16
lady anne 32
lady gaga 29
lady catherine 25
lady bracknell 16
lady mother 22
lady lola 17
lady mary 65
lady stark 25
lady sarah 16
lady anne 32
lady grantham 59
lady ashley 29
lady rochford 23
lady sansa 17
lady margaret 51
lady kenna 23
lady riesen 21
lady felicia 50
boss man 80
boss dragon 18
lady ashley 29
lady rochford 23
lady sansa 17
lady margaret 51
lady kenna 23
lady riesen 21
lady felicia 50
boss man 80
boss dragon 18