English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Bot

Bot traduction Turc

1,969 traduction parallèle
­ You know, m-maybe he chartered a boat and went back to the mainland.
Belki de bir bot kiralayıp ana karaya dönmüş olabilir.
WELL, A WHITE MALE, 30S, JEANS, WORK BOOTS,
Ee, 30'lu yaşlarda beyaz bir adam. Jean pantolon ve bot giymiş...
We rented a boat here once.
Bir keresinde burdan bir bot kiraladık.
Where was that boat headed?
O bot nereye gidiyordu?
They found your boot print in her apartment, in her blood.
Bot izlerini dairesinde ve kanında bulmuşlar.
But boatloads of hostiles don't help, either.
Ama rehine yüklü bir bot da yardımcı olmaz.
Nancy Bot.
Nancy Botwin.
Got me a sailboat when I got out.
Çıktığımda bana bir yelkenli bot aldılar.
- I bought a boat!
- Bir bot satın aldım!
Hi, I'm Preston. This is the human raft.
Selam, ben Preston ve bu da "Adam Bot"
It's not too bad being a human raft, huh, there, buddy?
"Adam Bot" olmak o kadar da kötü bir şey değil di mi dostum?
Now please relax and enjoy this little boat ride.
Şimdi lütfen rahatlayın ve bu ufak bot gezisinin tadını çıkarın.
I'm pretty sure that I saw not one, but two boats.
Bir değil iki bot gördüğüme adım gibi eminim.
My fem-bot prototype was working perfectly...
Dişil robot prototipim mükemmel çalışıyordu -
I discovered it after spending six months slogging through a Bornean rain forest, while my wife was back home shacking up with a two-bit ornithologist who lives on a sailboat and likes to wear boot-cut jeans!
Bornean yağmur ormanlarında altı ay boyunca sürünerek bu böceği keşfettim. Bu sırada evde bulunan karım ise bir teknede yaşayan ve bot kesimi kot giyen iki kuruşluk bir kuşbilimci ile işi pişiriyordu!
Last time they hauled him up, Noah was building a boat.
Son kez ortaya çıktığında Nuh bir bot yapmak zorunda kalmıştı.
Cooper, you got a bot load of little snotty-head kids.
Cooper, bir gemi yükü sümüklü çocuğun var.
Hitler's U-boats have been terrorizing the Atlantic seaboard.
Hitler'in U-Bot * ları Atlantic su yolunu tehdit ediyordu.
It's not a boat, it's a yacht.
Bu bir bot değil yat.
Oh, I'm sorry, I thought you said it was a boat.
Özür dilerim, bot dediğini sanmıştım.
It's a boot, actually.
Daha doğrusu bot izi.
She has red boots.
Kırmızı bot giymiş.
Red boots?
Kırmızı bot, ha?
If you found the remains of a black man and he had no belt, no laces in his boot, what speculation would you make about him?
Eğer kemeri ve bot bağı olmayan, siyah bir adamın kalıntılarını bulsaydın... bu adam hakkında ne düşünürdün?
- These are boots.
Bunlar bot.
- That's a big boat, huh?
- Büyük bir bot, değil mi?
I know how to steer a boat myself.
Kendi başıma bot kullanabilirim.
Big boat and big shot, huh?
Büyük bir bot ve fiyaka?
There's no boats in front of you. I'm watching out for you.
Önünde bot yok.
U-boat commander would look through his periscope and see only icebergs.
U-bot komutanı periskopundan bakacak ve tek gördüğü buzdağları olacak.
Steal a boat?
Bot mu çalalım?
On the pier by boat, run!
İskeledeki bot. Koş
It's an emergency, send a boat now.
Acil bir durum, bot gönderin.
I don't know. The humans threw it away. I think it's some kind of boat.
Bilmiyorum insanlar attı ama sanırım bir çeşit bot
The boat driver was an idiot.
Bot kaptanı aptalın tekiydi.
Shaun, the boat driver, is he dead?
Shaun, bot kaptanı, o öldü mü?
That was one of my boats.
Bot benimkilerden biriydi.
Now I've had boats go into that swamp for months now, two months now, with no worries.
Aylardır, iki aydır, bataklığa sorunsuzca bot gönderdim.
Maybe tell them where to find the bodies of a boat full of tourists that you sent in there illegally, huh?
Yasa dışı yollarla gönderdiğin bir bot dolusu turistin cesetlerini nerede bulacaklarını söylemeli miyim?
I took a boat over to Little Cayman this morning.
Bu sabah Küçük Cayman için bir bot aldım.
When I fulfill the conquest I'll start building my big boat.
Fetih biter bitmez, büyük bir bot yapmaya başlayacağım.
I think it's a boot.
Sanırım bu bir bot.
Hey, Billy, is that the boot?
Hey, Billy, bu gördüğün bot değil mi?
So what did you do? " And all I can really say Is I found a boot with a dead guy in it.
Tüm söyleyebileceğim içinde ölü bir adam olan bir bot bulduğum.
I said its two bu per boat, two she per fisherman.
Bot başına 2 Bu parası, balıkçı başına da 2 She.
Careful man! you are going to scratch my boots.
Dikkatli olun, adam, Ben bot kazıyın edeceğiz.
Bed or boat.
Yatak mı bot mu.
The biggest boat, the swankiest house, the goldest gold card...
En büyük bot, gösterişli ev en altınından daha altın bir kredi kartı.
Now, where was that boat headed- - Look, I have no idea!
- Şimdi, o bot nereye gidiyor...
Boots.
Bot.
I just heard they found a boot sticking up.
Ben sadece sıkışmış bir bot bulduklarını duydum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]