But he never did traduction Turc
279 traduction parallèle
- At first, they thought he'd get over it, but he never did.
- Başta atlatabileceğini düşünüyorlardı ama atlatamadı.
But he never did anything about it.
Yine de bu konuda hiçbir şey yapmadı.
I waited for him in the draw over the crest of that hill, but he never did show up.
Bir süre tepede durup, gelir diye bekledim ama gelmedi, Yüzbaşım.
A fine craftsman, but he never did understand the principle of ventilation.
Güzel işçilik, ama havalandırma prensibini hiç anlayamadı.
But he never did.
Ama hiç yapmadı.
but he never did me
Ama o benimkini hep kaçırdı.
He tried to make her the son that he needed, but he never did have.
Ona ihtiyacı olan, ama asla olmayan oğlu yerine koymaya çalışmıştı.
I waited the whole time for him to call me but he never did.
Bana seslenmesini bekledim ama yapmadı.
He must have had dreams, but he never did anything about them.
Onun da düşleri vardı herhalde, ama bu konuda asla hiçbir şey yapmadı.
" But he never did.
" Ama hiç dönmedi.
My dad was just supposed to do it for a while... then he was supposed to go chef school, but he never did,
Babam bu işi sadece geçici bir süre yapacakti ve sonra ahçılık okuluna gidecekti. Ama gitmedi.
He promised to show me it, but he never did.
Bana göstereceğine söz vermişti, ama hiç göstermedi.
But he never did what anyone expected.
Ama hiç bir zaman ondan beklenilenleri yapmadı.
And we held him without trial... until he gave up the microfilm, but he never did.
Biz de mikrofilmlerin yerini söyleyene kadar... yargılamadan hapse attık. Hiçbir zaman yerini söylemedi.
I gave him a couple of blintzes to paint my fence... - but he never did it!
Çitimi boyasın diye ona gözleme vermiştim ama hiçbir zaman boyamadı.
But he never did see St. Rose.
Ama S.Rose'u göremedi.
'Grim threatened to unscrew my door but he never did.
"Grim", kapıyı zorla açmakla tehdit etti. Ama bunu hiç yapmadı.
Never before did he drink like that... but she kept making him, and making him.
Daha önce hiç böyle içmemişti. Cleo ona içirdi de içirdi.
Yes, he did. 1 got to hand it to you hes never done that to anybody else but me.
Aynen. Doğruya doğru. Bunu asla birbaşkasına yaptırmazdı bana bile.
The stakes were $ 50,000, but they were the life of a man, too. A man who'd never done me any dirt, except... he was married to a woman he didn't care anything about. And I did.
Ortada 50 bin dolar vardı ve bir adamın hayatı bana hiç bir zararı okunmamış bir adamın önemsemediği ama benim önemsediğim bir kadınla evli olması dışında.
I've seen the men go out the same as he did... and I seen the women go look for them... but they never found them.
Onun gibi kaybolan adamlar ve onları aramaya giden kadınlar gördüm. Ama onları asla bulamadılar.
Now, don't try a muzzle. The last time someone wanted to gag me, he tried it with a mink coat but I never let go until the president of that particular ship company wound up in jail, even though I did get pneumonia that winter.
Geçen sefer, biri beni vizon mantoyla susturmak istemişti ama o gemi şirketinin başkanı hapse tıkılana dek asla vazgeçmemiştim hatta o kış zatürreeye bile yakalandım, bu yüzden.
I don't know what that Yusa did, but he's never done anything bad to me.
Ne yaptığını bilmiyorum ama bana çok iyi davrandı.
I don't really expect you to understand, but when we drove off the other night, all we did was kiss, because he never tried anything more.
Senden beni anlamanı beklemiyorum fakat geçen gece gözden kaybolduğumuzda sadece öpüştük, çünkü başka bir şeye hiç yeltenmedi.
They did see Sasha, but he never mentioned Arthur Smith.
Onlar Sasha'yı gördüler, fakat o Arthur Smith'den hiç söz etmedi.
I thought I knew the driving passion of his ambitions, but never did I think he would betray his own people.
Hırslarının bize zarar verebileceğini biliyordum ama,... kendi insanlarına ihanet edebileceğini asla düşünmemiştim
But he never really did come back... not the Edgar Hopper I knew.
Ama hiç dönmedi yani benim tanıdığım Edgar Hopper.
And he never did find it... but he knows it's in there somewhere... and it's only a matter of time till his wife comes across it.
Asla bulamadı ama evde bir yerde olduğuna adı gibi emin karısının bulması da an meselesi.
So did the other man. But he folded, so he never found out.
Rakibim de öyle düşündü ve çekildi, yani hiç öğrenemedi.
But whether he did or not, he never saw anything'again because the Apaches burned out his eyes.
Ama bu doğru olsun olmasın, bir daha başka birşey görememiş... çünkü Apaçiler gözlerini dağlamış.
But Christ never fetched no infant child out of a cactus tree and then waited for two hours until it died to bury it, did he?
Ama İsa hiç bir zaman, bir bebeği bir kaktüsün içinden kurtardıktan sonra ölmesi için iki saat başında beklemedi.
He never got a degree, but he did organize the first fascist group at the university.
Diplomasını aldı Fakat üniversitelerdeki faşist yapıları örgütledi
Your father did business with Hyman Roth, he respected Hyman Roth, but he never trusted Hyman Roth or his Sicilian messenger boy Johnny Ola.
Baban Hyman Roth ile iş yaptı, Hyman Roth'a saygı duydu, ama Hyman Roth'a asla güvenmedi, ne de Sicilyalı habercisi Johnny Ola'ya.
I did notice he seemed to take a dislike to his hats, but it was never violent. Yes.
Evet.
But never once did he get arrested.
Ama hiç tutuklanmadı.
But he never found out where you hid the treasure, did he?
Ama hazineyi sakladığınız yeri öğrenemedi, değil mi?
Daddy, he said I'd grow into it, but, I never did.
Babam büyüyüp süreceğimi söyledi, ama bu hiç olmadı.
He did it before, but never stayed this long.
Daha önce de çıktı ama bu kadar uzun kalmadı.
All the things in that report, the arms and all, and the foreign bank accounts, Mr. Keegan, he never saw the report, but he did know about those things, sir.
Raporda bahsi geçen şeyleri, silah vs.yi, yabancı bankadaki hesapları Çavuş Keegan görmemişti bile ama bunları biliyordu efendim.
Yes, but Nelson never returned from Trafalgar, did he?
Evet, ama Nelson Trafalgar'dan asla geri dönmedi değil mi?
I think he was gonna put in a pool, but I never did hear any more about that deal.
Bir ara onu dava edecekti, ama daha sonrasında ne oldu bilmiyorum.
No! Oh, I admit I was smitten with Shelly... from the very first moment I laid eyes on her, but I swear to God, Joel, I never did what he says.
Shelly'i ilk gördüğümden beri ona vurgun olduğumu kabul ediyorum.
But I just did something which he would... never dream I would be so clever
Ama onun tahmin edemeyeceği birşey yaptım.
I don't know how he found me, but he's gonna wish he never did.
Beni nasıl buldu bilmiyorum ama, yaptığına pişman olacak.
He didn't think that the world loved him like they did... and he knew about how the records were selling... he knew that they were very - thatJapanese people bought a lot of them... that people in Central Europe... and in Asia bought a lot of them... but he just didn't think... that he was that important... and it never surfaced that, to me at least... that he felt his own... fame.
İnsanların kendisini sevmediklerini düşünüyordu ama kayıtlarının sattığını biliyordu. Özellikle de Japonya'da çok satıldığını biliyordu. Ayrıca Orta Avrupa ve Asya'daki insanlar da rağbet gösteriyordu.
But he did so they sent me- - a guy who's never been anywhere except maybe Mazatian... for spring break
Ama oldu, onlar da beni gönderdi. Sömestr tatilinde gittiğim Mazatlan hariç hiç yurtdışına gitmedim.
They say the Man With The Plan can never be killed, but Jimmy the Saint, he did it.
Planı Olan Adam asla öldürülemez demişlerdi. Ama Aziz Jimmy bunu yaptı.
In fact, he called to place that ad a second week,..... so we did, but... he never came back to pay.
Aslında, ilan vermek için bizi aramıştı biz de ilanı yayınladık ama ödeme yapmak için gelmedi.
But he never touched your soft skin, did he?
Ama senin yumuşak tenine hiç dokunmadı değil mi?
Well. I can guarantee you... that he never received any of your messages... but I'm pretty sure who did.
Sizi temin ederim ki mesajlarınızın hiçbirini almadı. Ama kimin aldığını iyi biliyorum.
My client did not commit the crime with which he was charged and it never even dawned on me that he was anything but guilty.
Müvekkilim iddia edilen suçlamalardan mesul değildi ve aklımdan suçlu olduğundan başka bir şey geçmedi.
but here's the thing 247
but here's the problem 16
but he doesn't 34
but here we are 98
but here's the deal 31
but here i am 78
but here it is 16
but here you are 88
but he didn't answer 18
but here goes 21
but here's the problem 16
but he doesn't 34
but here we are 98
but here's the deal 31
but here i am 78
but here it is 16
but here you are 88
but he didn't answer 18
but here goes 21
but he didn't 242
but here 306
but hey 394
but he can't 43
but he wasn't 66
but he's a good guy 21
but he is 82
but he's gone 56
but he's not here 42
but he did 135
but here 306
but hey 394
but he can't 43
but he wasn't 66
but he's a good guy 21
but he is 82
but he's gone 56
but he's not here 42
but he did 135