But tomorrow traduction Turc
3,883 traduction parallèle
Tonight we feast but tomorrow you shall return below with me as your new king.
Bu gece bayram. Ama yarın benimle aşağıda döneceğiz. Yeni kral olarak.
But tomorrow's Linda's big day.
Ama yarın Linda için büyük gün.
I don't know if you saw the invite, but tomorrow's Matthew's baptism.
Davetiyeyi gördün mü bilmiyorum ama yarın Matthew'nun vaftiz günü.
But tomorrow, any of them could be anywhere.
Ama yarın her hangi bir yerde de ölebilirler.
But tomorrow we'll start working on the memorial
Bugün Cadılar Bayramıııı.
But tomorrow Axel will be going back to Norway with Dad, on his boat.
Lakin yarın Axel babasıyla, deniz yolu aracılığıyla, Norveç'e dönecek.
Mmm... It's okay, but tomorrow would be better.
Olur, ama yarın daha iyi.
But tomorrow I have a day off.
Ama yarın izinliyim.
Guys, I know it's a bit of a mess, but trust me, everything will be ready for the launch tomorrow.
Etrafın biraz dağınık olduğunu biliyorum, ama bana güvenin. Yarınki açılış için her şey hazır olacak.
But if he doesn't turn himself in by 5 : 00 tomorrow morning, where am I supposed to find him?
Fakat yarın sabah 5'e kadar teslim olmazsa, Onu nereden bulmak durumundayım ki?
What have I done but murdered my tomorrow?
Yarınımı öldürmekten başka ne yaptım ben
All right, guys, but seriously, tomorrow at 9 : 00 a.m., I have my big admissions interview at Northern.
Cidden millet yarın 9'da büyük bir görüşmem var.
But the best part about "now" is there's another one tomorrow.
Anı yaşamak güzel şey ama bu "anın" en güzel yanı da yarın başka bir "an" daha olacak olması.
But our doors reopen at 10 : 00 a.m. tomorrow.
Ama kapılarımız yarın sabah 10'da tekrar açılacak.
I'm gonna have to check them tomorrow, man, but I have a really good feeling that they're gonna be good.
Onları yarın kontrol etmem gerek dostum ama gayet iyi olduklarına dair içimde güzel bir his var.
Levanna's birthday is Sunday, but tips are real good on a Sunday so I was gonna work it and celebrate her birthday tomorrow instead.
Ravana'nın doğumgünü Pazar, ama Pazar günü bahşişler çok iyi, o nedenle doğum gününü gününü yarın kutlayacaktım.
But come tomorrow, that's a different story.
Fakat yarın geldiğimizde, farklı bir hikaye olacak.
I'm going to go now, but I just want to give you something to think about, which is, we've got this press conference on, tomorrow.
Şimdi gidiyorum, ama şunu düşünmenizi istiyorum, yarın basın toplantımız var.
Well... Yeah, but by this time tomorrow the whole world's gonna know about it.
Evet, Ama yarın bu zamanlar bütün dünyanın bundan haberi olacak.
Quite the contrary. But you see, my birthday is tomorrow.
Tam aksine, ama takdir edersiniz ki doğum günüm yarın.
But I'm going to go tomorrow morning to Ellis Island and get you a visitors pass to see your sister.
Yarın sabah Ellis Adası'na gideceğim ve kız kardeşini ziyaretin için ziyaretçi izni alacağım.
- Uh, no, actually I have a package for emma, and it's really, really important that she gets it right away. - Well, she's not in today, but I'll see to it that she gets it first thing tomorrow.
Hayır aslında bi paket getirmiştim Emma için
You know my flight leaves tomorrow, but I could see if I could change it.
Dönüş uçağım aslında yarın ama belki biletimi değiştirebilirim.
But we're still going tomorrow night, right?
Ama yine de yarın gece çıkıyoruz değil mi?
You can live tomorrow, but you can't win.
Yarın hayatta kalabilirsin, ama kazanamazsın.
But Abby's coming home tomorrow.
Ama Abby yarın eve geliyor.
But I'll need you in tomorrow to keep an eye on the festival.
Ama, yarın festivale göz kulak olman için sana ihtiyacım var.
But, g ve me unt tomorrow,
Ama bana yarına kadar zaman ver.
You could have freed me yesterday or tomorrow, but you came to me now before this boy is put to the knife because you knew I'd counsel restraint.
Beni dün de serbest bırakabilirdiniz, yarın da ama şimdi geldiniz, çocuk öldürülmeden önce çünkü karşı çıkacağımı biliyordunuz.
Yeah, but the anniversary of the crash is tomorrow, and how Can we do something so quick?
Tamam da, uçak kazasının yıldönümü yarın ve biz bu kısa sürede, nasıl birşey ayarlayabiliriz ki?
Look, I know this isn't part of our deal, but is there any way I can get the girls for my birthday tomorrow?
Bak, anlaşmamız böyle değildi ama, kızları doğum günüm için yarın alabilir miyim acaba?
I know it's your birthday tomorrow, but we had a plan.
Yarın doğum günün biliyorum, ama anlaşmıştık.
Okay, Mr. Romantic. But let's do this quick, we have a big day tomorrow, okay?
Tamam, Bay Romantik çabucak yapalım, yarın önemli bir gün.
But we'll mail it tomorrow.
Yarın postalarız.
He was open to your idea, but he's leaving town tomorrow.
Fikrine sıcak baktı ama yarın şehirden gidiyormuş.
I don't have one right now, but I can get one tomorrow
Şu an yok, ama yarın bir tane olacak.
Let them toss and turn tonight, but they're all yours tomorrow.
Bu gece yataklarında dönüp duracaklar, ama yarın tamamen senin elindeler.
But I figured if I could just meet with the Provost face to face... okay, look, you're going to Stanford tomorrow.
Ama düşündüm ki dekanla yüz yüze konuşabilirsem... Tamam. Bak, yarın Stanford'a gidiyorsun.
Mr. McLean, I'm sorry, but we can talk tomorrow.
Bay McLean kusura bakmayın, yarın konuşalım en iyisi.
No... but she's turning tomorrow, no matter what.
Yok ama ne olursa olsun yarın dönüşecek. Vaktimiz tükeniyor.
But not, like, tomorrow.
Tamam ama yarın olmaz.
Okay, gotta run, but I'll be back tomorrow.
Pekala, şimdi gitmem lazım, ama yarın görüşürüz.
I know this is a delicate situation, but I'm going to ask you to arrest Sanchez after the fight tomorrow night.
Bu hassas bir durum biliyorum ama sizden Sanchez'i yarın akşam dövüşten sonra tutuklamanızı rica ediyorum. - Ne?
Tomorrow I'll go visit the girl. She'll put on a show, but ultimately it always comes down to the number in their mind from the moment they decided to fuck him.
Yarın kızı ziyarete giderim ağlar zırlar ama en nihayetinde olay, adamla sikişmeye karar verdikleri anda akıllarına koydukları paraya gelir.
But what I can do is offer you a bed for the evening, and tomorrow you and your daddy can take a look around, see if what people's been saying is the truth.
Yapabileceğim bu gece için bir yatak teklif etmek. Yarın sen ve baban etrafa bir göz atar, böylece... milletin söylediklerinin doğru olup olmadığını anlarsınız.
The death is in their family... but the whole city will mourn tomorrow.
Ailesinden birinin ölümü... yarın bütün şehri kasıp kavuracak.
" not tomorrow, but three years from now,
" geri kazanacaksınız.
But I'm going to save that for my big speech tomorrow, and that way
Ama bunu yarınki büyük konuşmama saklıyorum.
But when you get up tomorrow, you take a fresh page, you put it in your typer, and you start a new one, one that hues closer to the tone of the movie.
Ama yarına uyandığında boş bir sayfa al onu daktilona yerleştir ve yeni bir tane yazmaya başla. Filme yaklaşık bir nida ile.
That's as maybe, Mr Grove, but we need a strategy for tomorrow.
O da olabilir Bay Grove, ama bizim yarın için stratejiye ihtiyacımız var.
But we've got a real problem on our hands tomorrow.
Biz bir şey yapmazsak, mağazada büyük sorunlar çıkabilir.
tomorrow 4164
tomorrow's my birthday 16
tomorrow is another day 31
tomorrow morning 588
tomorrow at 119
tomorrow's sunday 22
tomorrow night 482
tomorrow's another day 26
tomorrow afternoon 75
tomorrow then 23
tomorrow's my birthday 16
tomorrow is another day 31
tomorrow morning 588
tomorrow at 119
tomorrow's sunday 22
tomorrow night 482
tomorrow's another day 26
tomorrow afternoon 75
tomorrow then 23
tomorrow at noon 16
tomorrow morning at 27
tomorrow evening 39
but today 329
but that's not you 16
but thank you 574
but tell me 152
but that's beside the point 34
but that's okay 199
but that's not why i'm here 50
tomorrow morning at 27
tomorrow evening 39
but today 329
but that's not you 16
but thank you 574
but tell me 152
but that's beside the point 34
but that's okay 199
but that's not why i'm here 50
but that's not the problem 16
but that's not true 78
but that's not me 25
but that's normal 26
but that's the way it is 43
but that's it 276
but that's not all 68
but that's not the point 136
but that's the thing 39
but that's ok 51
but that's not true 78
but that's not me 25
but that's normal 26
but that's the way it is 43
but that's it 276
but that's not all 68
but that's not the point 136
but that's the thing 39
but that's ok 51