English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / But you aren't

But you aren't traduction Turc

1,646 traduction parallèle
I'm just saying that you're mostly all... all surly and hardcore but your eyes aren't.
Sadece sen tamamen... kızgın ve kararlısın ama gözlerin öyle değil.
I know you aren't happy with this, but I also know that you love me,
Bundan mutlu olmadığınızı biliyorum. Ayrıca beni sevdiğinizi de biliyorum.
Girls aren't allowed to tell you their real names, but I call her Star'cause she has these... blue stars tattooed on her hips.
Kızlara adlarını söyleme izni vermiyorlar, ama ben onu Yıldız diye çağırıyorum. Çünkü onun kalçalarında... mavi yıldız dövmeleri var.
I UNDERSTAND YOU GUYS AREN'T FROM AROUND HERE, AND YOU PROBABLY DIDN'T KNOW BUT THIS HERE, IT'S AN I.P.S. TABLE.
Anlaşılan buralardan değilsiniz ve muhtemelen bilmiyorsunuz ama burası 2002'den beri I.P.S.'in masası.
Yeah, but if you're holding all the time, aren't you gonna be tempted to get high?
Peki eğer her zaman elinde tutarsan, şeytana uyup kafayı bulmaz mısın?
I, uh, hate to break it to you, bud, but, uh, those aren't wings.
Hevesini kırmak istemem ama. Bunlar kanat değil.
But aren't you usually pretty good at knowing one when you see one?
- Ama sen genelde görünce anlarsın. - Hayır.
Patrick but you aren't alone.
Patrick, ama yalnız değilsin.
Melinda, you can say this till the cows come home, but aren't you just a little bit relieved?
Melinda, bunu uzun süre söyleyebilirsin Ama birazcık rahatlamış değil misin?
I know these things aren't much fun, but it would really mean a lot to me if you guys came.
Böyle şeylerin pek eğlenceli olmadığını biliyorum ama gelirseniz benim için anlamı büyük olur.
Aren't you frustrated to be so close but bound by a promise not to touch us?
Bu kadar yakınken bize dokunmamak sözüne bağlılık seni üzmüyor mu?
But aren't you worried you'll end up all alone and not have any of those things?
Ama her şeyi sonuna kadar yalnız yapmaktan korkmuyor musun, dediklerini o şeylerden biriyken yapamıyor musun?
Aren't you the one who always said it's not a matter of "if" but "when"?
Sence ne kadar kötüleşir?
Correct me if I'm wrong, Mr. Vaughn, but aren't you supposed to be dead?
Eğer yanılıyorsam düzeltin Bay Vaughn, ama sizin ölü olmanız gerekmiyor muydu?
Aren't you a professional? I can have convictions but his own testimony could overturn them
Kanaatlerim var ama kendi ifadesi ona karşı dönebilir.
There aren't a lot of things that'll hurt you, Isabelle. But that right there, that'll do the job.
Seni incitecek fazla şey yok, Isabella ama oradaki şey işe yarayacaktır.
Not you, but, girl, aren't you styling.
Sen değilsin ama bu hal ne, kendine hiç bakmıyor musun?
You say there's four. But there aren't.
Dört diyorsun, dört değil.
getting rid of me happy aren't you glad supposed to but
Benden kurtuldun. Çok mutlusun değil mi? Mutlu olmalısın.
Today, I'll focus on Vince, but call me tomorrow if you have needs that aren't being met.
Bugün Vince'e yoğunlaşacağım ama henüz karşılanmamış ihtiyaçların varsa yarın beni ara.
- But you're not making urine which means your kidneys aren't working, so you'll have to go on dialysis.
Ama idrar yapmıyorsunuz. Yani böbrekleriniz çalışmıyor. - Yani diyalize bağlanmanız gerekiyor.
Yeah, I know, you're a poet, but you're also an assaulter, aren't you?
Evet, biliyorum. Şairsin sen. Ama aynı zamanda darpçısın da, değil mi?
If you spread rumors that aren't even true, not only will I be in danger but so will you.
Doğru olmasalar bile eğer dedikodu yayarsan sadece ben tehlikede olmam sende olursun.
now, for identification purposes, pictures aren't that good, even for people. but here. why don't you try this?
Tanımlamak açısından resimler insanlarda bile pek sonuç vermez.
But aren't you the one who's funding the renovation of the church?
Kilisenin yenilenmesi için destek olan da siz değil misiniz?
But aren't you going to help me?
- Bana yardım etmeyecek misin?
Sorry to disappoint you, but sometimes the answers just aren't that simple.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm. Bazen cevaplar o kadar basit olmaz.
But you're, of course, you're here with your sitcom, aren't you?
Ama sen tabii komedi dizin için geldin, değil mi?
You see, I expect it of him. But you, you're the new kid on the block, aren't you?
Ondan bunu bekliyordum ama sen daha buralarda yenisin değil mi?
But they're his vegetables, you know, and these aren't.
Ama onlar onun sebzeleri. Ama bunlar değil.
But aren't you going overboard?
Ama sen yurtdışına gitmeyecek miydin?
But aren't you getting the wrong idea, Ryuga?
Ama bir şeyi anlamadığın çok açık Ryuga!
But if you aren't left with enough magic circuits,... it'II be a fatal flaw to you as a Magus.
Ama bir kere Büyü Halkanı kaybettin mi, bir büyücü olarak, sonsuza kadar ölümcül bir eksikliğe sahip olmuş olacak.
Understandable for Elevens, but you're Britannian, aren't you?
Hadi Onbirler'i anladık, ama sen Britanyalısın değil mi?
But aren't you leaving something out?
Ama bir şeyi atlıyorsun?
Okay, yes, mom, derek has bought into the who piercing craze, but aren't you the one who told me to not judge a book by its cover?
Evet, anne, Derek pek çok yerine piercing yaptırmış, ama kitabı kapağına göre yargılalamam gerektiğnii söyleyen sen değil miydin?
But aren't you the president?
Başkan sen değil misin?
But even if you beat me, my men aren't going with you.
Ama beni yensen bile, adamlarım senin yanına gelmez.
But aren't you curious about where the money went?
Ama sen paranın nereye kaybolduğunu merak etmiyor musun?
Now maybe there's a compromise to be worked out but you guys aren't the ones to be compromised.
Bir ödün vermek gerekebilir ama bu siz olmayacaksınız.
Aren't you clever, Dr. "I never had a baby before, but I know all the answers."
Çok zeki değil misin doktor, daha önce hiç bebeğim olmadı ama herşeyi biliyorum.
- But y-you-you guys aren't gonna fight anymore, right?
Artık kavga etmeyeceksiniz, değil mi?
I mean, the Baclofen aren't so bad, but if you took too many benzodiazepins, You could have died.
Baklofen o kadar kötü değildir, ama çok fazla benzodiazepin alsaydın, ölebilirdin.
But you, Mr Meireles, are a gentleman, aren't you?
Ama siz, Mr Meireles, Bir bey efendisiniz, değil mi?
But why aren't you crying at all?
Ama neden hiç ağlamıyorsun?
But even these odds aren't reassuring if you're living on the planet at that very moment.
O anda gezegende yaşıyorsanız bu düşük olasılık bile rahatlatıcı değildir.
But you are here to talk about getting cosmetic surgery, aren't you?
Buraya asıl geliş nedeniniz kozmetik cerrahiden faydalanmaktı, değil mi?
But you people are very intelligent, aren't you?
Fakat, sizler çok daha akıllısınız, değil mi?
But aren't you scared?
Korkmuyor musun?
And I hate to break it to you... but spies aren't the only people with enemies.
Sana bunu hatırlatmaktan nefret ediyorum ama, Düşmanı olanlar ajanlar değildir sadece.
But I thought you said places aren't haunted, and people are.
Evlere değil de insanlara musallat olunur dediğini sanıyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]