English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Bye to her

Bye to her traduction Turc

176 traduction parallèle
I'll wait outside, Mrs. Fernandez, while you say good-bye to her.
Sen ona veda ederken, ben dışarıda beklerim, Bayan Fernandez.
Elinore said good-bye to her father and then the other fairies of her kind.
Elinore babasını son yolculuğuna uğurladı ve sonra perilere veda etti.
They call on their mother... to say good-bye to her... perhaps for the last time.
Annelerinin ruhlarına bir dahaki karşılaşmalarına kadar veda ederler...
I have to say good-bye to her.
Ona veda etmeliyim.
Without saying good-bye to her?
Camille'e hosçakal demeden mi?
Ms. Rosenbloom changed her will, said good-bye to her former life and boarded the SS Elmyria at Glasgow bound for South America.
Ms. Rosenbloom değişecekti, eski hayatına hoşçakal dedi ve Glasgow'da Güney Amerika'ya gitmek üzere bekleyen SS Elmyria'ya bindi.
- I'm gonna say good-bye to her.
- Uğurlamaya.
And I was the one who said good-bye to her.
Ona veda eden bendim.
Uh... Sweetie, don't you remember saying good-bye to her or...
Onunla vedalaştığını hatırlamıyor musun, tatlım?
Loves you still, and you never got to say good-bye to her.
Hala da aşık. O kıza asla veda edememişsin.
I'd like to say good-bye to her.
Ona hoşçakal demek isterdim.
You said good-bye to her 20 years ago.
Sen ona 20 yıl önce hoşçakal dedin.
Today the bride says good-bye to her friends.
Bugün gelin arkadaşları ile vedalaşıyor.
But first I must go and say good-bye to Klara and her papa.
Fakat önce gidip Klara'ya ve babasına veda etmeliyim.
Good bye and good luck and believe me to be my dear fellow, very sincerely yours, Sherlock Holmes.
Güle güle ve iyi şanslar ve şuna inan ki sevgili dostum, her zaman dostun olan, Sherlock Holmes.
You ought to know me better than to believe everything I say. Bye!
Beni, söylediğim her şeye inanmayacak kadar iyi tanıyor olman lazım.
- Now, you got to kiss her good - bye. - Please, Mama! - Then you won't miss her so much.
- Ona veda öpücüğü vermelisin.
You didn't even give me the chance to tell her good-bye!
Anneme hoşçakal deme fırsatını bile tanımadın bana!
Let me say good-bye to my mother in there, and let her and my wife leave.
Annemle vedalaşmalıyım, karımının da dokunulmadan gitmesine izin vermelisin.
Good-bye to things, That bore me,
Beni sıkan her şeye elveda.
Anyway, Frenchy and I are only too happy to pay for a nice good-bye dinner.
Her neyse, Frenchy ve ben hoşçakal yemeğini ödemekten memnunuz.
By the way, is Jobina really going to leave, now that she's got her good-bye story?
Bu arada, Jobina gerçekten ayrılacak mı, şu vedalaşma hikayesini bitirdi mi?
[Sighs] I always like to take a good-bye look at America.
Her zaman Amerika'ya bir elveda bakışı atmayı severim.
To apologize to her. And to say good-bye. You gave her a hell of a send-off.
Ondan özür dileyecektim ve ona veda edecektim.
- It's really thanks to her -'Bye.
- Kendi sayesinde oldu.
Bye. Well, whoever she is, she sure likes to read a lot.
Her kimse, okumayı çok sevdiği ortada.
I often think how all of us... were going through the normal grubby business... of school and growing up... while the most incredible things... were happening in her world... but she liked me enough to do this... to say good-bye.
Onun dünyasında o kadar inanılmaz şeyler olmaya devam ederken nasıl oluyor da bizler, okula gitmek gibi sıradan dünya işlerine kendimizi kaptırıyoruz hiç anlamıyorum. Ama, o bu şekilde bir elvedayı bana uygun görmüş.
- I didn't even get to tell her good-bye.
- Ona veda etme şansım bile olmadı. - Ah, biliyorum.
BYE-BYE, SAMMY. SHE WANTS YOU TO LOCK HER INSIDE.
Onu içeri kilitlemeni istiyor.
I had to leave without saying good-bye because I was in a rush to hook up with her in Tuscany.
Elveda demeden gitmem gerekti çünkü onunla Toskana'da buluşacaktım.
When you step off, it jumps up to crotch level... and blows good-bye to whatever brass balls you might have.
Ayağınızı çekince, bel seviyesine dek zıplar ve patlar. Ayalarınız dahil belden aşağı her şey gider.
Mom, why don't we go? Take this lady back to the house and tell her good-bye.
Bu bayanı eve götürüp onu geçir.
Every meal, there he was at my ear and I was.... That last night he came to say good-bye and I started crying.
Her yemekte yanıma gelirdi.... son gece yanıma hoşçakal demeye geldi ben ağlamaya başladım.
Bye. She's invited me to her place tomorrow night.
Yarın akşam evine yemeğe davet etti.
I may never see her again, so I came to say good-bye.
Onu bir daha göremeyebilirim, bu yüzden veda etmeye geldim.
I'm saying good-bye to everything.
Her şeyle vedalaşıyorum.
So we took all her one-dollar bills off the stage, said good-bye to that donkey... and two days later we were man and wife.
Sonra onun tüm bir dolarlık banknotlarını sahneden topladık, ve o eşşeğe güle güle dedik... ve iki gün sonra biz karı koca olmuştuk.
No good playwright would have her art reduced to garbage for the sake of a few dinars!
- Bye bye. Hiçbir iyi oyun yazarı birkaç dinarın hatrı için sanatının bir çöplük ürettirmez!
But I thought it's better to say good-bye in person. And to say : thank you for everything.
Ama sizinle yüz yüze görüşmenin ve her şey için teşekkür etmenin daha iyi olacağını düşündüm.
Please, I wanted to say good-bye to you... and tell you everything... but when the time came to do it... I didn't think I'd be able to, so I left.
Lütfen, sana hoşçakal demek ve her şeyi anlatmak istedim fakat bunu yapma zamanı geldiğinde yapabileceğimi zannetmedim, o yüzden terkettim.
Tell her to call me. Bye.
Ona beni aramasını söyle.
Well, maybe her date didn't show up and she grabbed some pills and washed it down with a little bubbly and said bye-bye to the single life.
Belki de beklediği adam gelmedi, o da birkaç hap aldı ve... şampanyayla içti, sonra da yalnız hayata veda etti.
I want to kiss her good-bye.
Ona bir güle güle öpücüğü vermek istiyorum.
Every morning, I would kiss my real wife good-bye and head to work.
Her sabah gerçek karımla vedalaşır, işe giderdim.
It is why many of you have come here today to say good-bye to a man who was always there for you.
Bugün birçoğunuzun buraya gelme sebebi de bu, her zaman yanınızda olan bu adama bir hoşçakal demek.
Anyway, I just wanted to say good-bye.
Her neyse, hoşça kal demek istemiştim sadece.
I'm saying good-bye to everything I ever loved.
Sevdiğim her şeye hoşça kal diyorum.
- Bye, Dad. I want to hear all about it.
- Her şeyi anlatmanı istiyorum.
We just want to know that everything's all right. Okay, bye.
Her şeyin yolunda olduğunu bilelim.
Well, they're about to tow her away. You want to come say good-bye?
Eveet, arabanı pressleyecekler, ona veda etmeyecek misin?
Remarkably well... for someone whose husband tried to have her committed without so much as a good-bye.
Dikkat çekecek derecede iyi... Kocasının, hoşça kal bile demeden emanet vermeye çalıştığı biri için!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]