English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Call the doctor

Call the doctor traduction Turc

609 traduction parallèle
Would you-Andre, call the doctor.
Andre, doktoru çağır.
- Call the doctor.
- Doktoru çağırın.
Call the doctor.
Doktoru ara.
- What's happened? - Call the doctor!
Doktor çağırın!
I'm going to call the doctor.
Doktoru arayacağım.
Perhaps I should call the doctor.
En iyisi ben gidip doktoru çağırayım.
- Call the doctor on duty.
- Ona bakan doktoru görebilir miyim?
After breakfast we'll call the doctor.
Kahvaltıdan sonra doktor çağırırız.
I'll call the doctor and tell him about your legs.
Giderken doktora uğrayıp bacaklarını anlatırım.
So we'll play cut in, but I still think you ought to call the doctor.
Biz de yerine oynayıveririz ama ben hâlen doktor çağırman gerektiğini düşünüyorum.
He told me to call the doctor and just wait.
Doktoru aramamı ve beklememi söyledi.
Call the doctor here.
Şimdi buraya bir doktor getir, seni gelişmemiş palyaço!
Appuhamy, call the doctor at once.
Appuhamy, hemen doktoru çağır.
Shouldn't we call the doctor?
Doktoru arasak mı?
Call the doctor, please, someone.
Lütfen birisi doktor çağırsın.
Call the doctor.
Doktor çağırın.
- Should I call the doctor? MAC :
- Doktoru arayayım mı?
Would you like me to call the doctor before I go?
Gitmeden önce doktor çağırmamı ister misin?
I'll call the doctor.
Doktoru çağırayım.
Did you call the doctor?
Doktoru aradınız mı?
AND I'LL... I'LL CALL THE DOCTOR.
Ben doktoru çağıracağım.
- Darling, call the doctor!
- Hayatım! - Yardım et! - Hayatım!
Call the doctor.
Doktor çağır.
Oh, Angelica, call the doctor quickly.
Angelica, hemen doktoru ara.
Call the doctor!
Doktoru arayın!
Alexander, call the doctor, Quickly!
Alexander, doktoru çağır. Çabuk!
I will call the doctor, but I will not give back the mink coat.
Doktoru ararım, ama kürk paltoyu asla geri vermem.
Call the doctor, quick!
Doktoru çağırın, çabuk!
- I'll call the doctor.
- Doktoru çağıracağım.
Uh, I think she'll be all right, but you better call the doctor just in case.
Mühim değil ama doktoru çağırsanız iyi olur.
We just call the doctor.
Sadece doktor çağıracağız.
- I'm going to call the doctor.
- Doktoru arayacağım.
Shall I call the doctor?
- Nasıl bulacaksın doktor?
I'll call the doctor.
Doktor çağıracağım.
- Did you call the doctor?
- Doktoru aradın mı? Ne dedi?
Shall I call the doctor? - No.
Doktor çağırayım mı?
I was at the doctor when I heard the radio call for Inspector Gruber... of course I came immediately.
Müfettiş Gruber'ın radyo çağrısını duyduğumda doktordaydım.... tabi hemen geldim.
Get the doctor! Call police!
Polisi çağır.
If she's no better in the morning, I insist you call a doctor.
Sabaha kadar toparlanmazsa, doktor çağırmanda ısrar ediyorum.
Call the police or send for the doctor
Bir doktor çağır, hastaneye götürsünler.
Will you switch the doctor's call to the booth?
Doktor beyin görüşmesini telefon kulübesine aktarır mısın?
Don't stand there, call the doctor
Doktoru ara.
If the "Doctor" bothers you, why don't you call me "Pat."
"Doktor" demek zor geliyorsa, neden "Pat" demiyorsunuz?
And the next time I need a doctor, I'll call one in from Phoenix.
Gelecekte doktora ihtiyacım olduğunda ise, Phoenix'ten bir tane çağıracağım.
The truth itself was fabulous enough... and all the episodes you're going to see... happened to this girl whom they call Eve White... and much of the dialogue is taken from the clinical record... of the doctor that we call Dr. Luther.
Gerçeğin kendisi, zaten inanılmaz ölçüde yeterliydi. Bu film, Eve White takma adını verdikleri bayanın başından geçenleri anlatıyor. Diyalogların çoğu, Luther adını vereceğimiz doktorun klinik tutanaklarından alınmıştır.
But you've got to admit that as the only doctor in town... I have a certain interest in what we might call "the municipal state of health."
Ama kabul etmelisiniz ki, kasabanın tek doktoru olarak... kasaba halkı üzerinde tedirginlik oluşturduğunuz kanısındayım.
I wish that a phone call could pay the doctor's bills.
Keşke bir telefonla da doktor'un faturaları ödenebilseydi.
Send the waiters and the musicians home and call a doctor.
- Garsonları ve müzisyenleri geri yollayın ve bir iki doktor çağırın.
- I'll have the doctor call you.
- Doktor beye sizi aratacağım. - Teşekkürler.
The doctor on call, fast.
Çabuk ol, doktoru çağır.
The doctor and his assistant have an emergency call, and they'd like to go to Neufchateau by car.
Doktor ve asistanı acil bir çağrı almışlar ve arabayla Neufchateau'ya gitmek istiyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]