Calling the police traduction Turc
1,023 traduction parallèle
- I'm calling the police.
- Polisi arıyorum.
I'm calling the police. Take it easy.
Sakin ol, endişe edecek...
I'm calling the police.
- Polise haber vereceğim!
- I'm calling the police.
- Anlatacaklarımı bitirmemi bekleyin.
- Calling the police. I have a transaction to propose.
Size sunacağım bir teklifim var.
I'm calling the police!
Polis çağırıyorum!
I'm calling the police.
Polisi arayacağım.
Calling the police would be a mistake, Mrs. Hagar.
Polisi çağırmak büyük hata olur, Bayan Hagar.
- I don't want neighbours calling the police.
Komşular beş dakikada bir polisi aramasınlar.
If you're not out of here in two minutes, I'm calling the police.
İki dakika içinde burayı terk etmezsen polis çağırırım.
I'm calling the police.
Polisi arıyorum.
I'm calling the police.
Polis çağırıyorum
Give me $ 10, or I'm calling the police.
Bana 10 dolar ver, yoksa polisi arıyorum.
She's calling the police!
Tanrım! Polisi arıyor.
Be on time and don't even think of calling the police.
Zamanında orda ol ve sakın polisi aramaya kalkışma.
- I would like to avoid calling the police :
- Polis çağırıp attırırım seni.
When you were talking about calling the police... I thought he was going to kill you.
Polisi aramaktan bahsettiğin zaman seni öldüreceğini sandım.
It's Leon, right? - I'm calling the police.
- Polis çağıracağım.
I'm calling the police!
Ben polis çağırıyorum!
I'm calling the police!
Durun dedim size. Alo alo.
I'm calling the police.
- Polislere haber veriyorum.
Why don't you go away now... and save me the trouble of calling the police?
Niye şimdi gidip, beni de... polis çağırma zahmetinden kurtarmıyorsun?
I'm calling the police
Polisi arıyorum
L-I'm calling the police to handle this.
Ben polisi arayacağım onlar halletsin.
I'm calling the police, just wait.
Polisi arıyorum. Bekleyin.
Don't touch a thing. I'm calling the police.
Ona dokunma, polisi arıyorum.
I'm calling the police
Polisi arıyorum.
I am calling the police, I cannot live with this anymore.
Polisi arıyorum. Artık bununla yaşayamam.
I'm calling the police.
Hemen polisi arıyorum.
I'm calling the police.
Polis çağırıyorum.
First phone we get to, I'm calling the police.
İlk bulduğum telefonla polisi arıcam.
I warn you, I'm calling the police!
Seni uyarmıştım. Şimdi yöneticiyi arıyorum.
My mother was calling the police, until I told her you had a chemical imbalance... and you are seeking psychiatric help!
Annem polisi arayacaktı ama psikiyatrik yardıma ihtiyaç duyduğunu söyledim.
Calling the police?
Polisi mi arıyorsun?
I'm calling the police.
Polisi arıyorum. Defol!
You're calling the police right now.
Şimdi de polisi arıyorsun.
We don't want the cab company calling the police.
Taksi şirketinin polisi aramasını istemeyiz.
- I'm calling the police.
Polis çağırıyorum.
I'm calling the police. I'm sorry. I'm sorry, I'm sorry!
Elbette, numarayı kendimin de çevirebileceğinin farkındayım.
I told you, they're not in there! I'm calling the police.
Ben aradım ve orada değiller, sana söyledim.
You should be calling the uniformed police, not the Homicide Department.
Üniformalı bir polis çağırmalısın, Cinayet Masası'ndan birini değil.
There were all these hippies... demonstrating in Washington Square... calling our President filthy names... and burning the American flag... on July 4th, with police all around doing nothing.
Washington Meydanı'ndan bir sürü hippi gösteri yapıp başkanımıza küfür ediyor ve Amerikan bayrağını yakıyordu. Hem de 4 Temmuz'da. Etrafta bir sürü polis vardı ama hiçbir şey yapmıyorlardı.
Calling all police in the area!
Bölgedeki tüm polislere çağrı!
With me is Inspector Frank Ochoa who's been placed in command of a police detail assigned to what we've all been calling the "vigilante murders."
- Yanındaki dedektif Frank Ochoa size bir polis olarak her bilgiyi verecek... "Kanun Koyucu" cinayetleri hakkında sorularınızı yanıtlayacak.
She's calling the police!
Polis çağırıyor!
The police are calling it an apparent suicide.
Polis olayın açık bir intihar olduğu görüşünde.
The police are trying to control the crowd who are now calling for the man to jump.
Polis şu an için adamı atlamaya çağıran kalabalığı kontrol etmeye çalışıyor.
Arrest them! I'm calling the police!
Polis çağıracağım.
Police are calling it the worst traffic accident in the county's history.
- Polis, şehrin tarihindeki en korkunç trafik kazası olduğunu söylüyor.
The police are calling it a hit and run.
Polis vurup kaçma olarak kaydetti.
If you don't get out of here immediately, I'm calling the police.
- Nasıl?
the police 666
the police are here 92
the police are coming 33
the police station 24
the policeman 19
the police came 16
the police are on their way 50
the police are looking for you 21
police 2934
policeman 131
the police are here 92
the police are coming 33
the police station 24
the policeman 19
the police came 16
the police are on their way 50
the police are looking for you 21
police 2934
policeman 131
police radio chatter 156
police officer 89
police department 47
police headquarters 23
police business 60
police officers 47
police brutality 32
police emergency 18
police station 39
police radio 17
police officer 89
police department 47
police headquarters 23
police business 60
police officers 47
police brutality 32
police emergency 18
police station 39
police radio 17
policemen 33
police work 25
police reports 18
calling 148
callie 834
calliope 37
calling me 30
calling dr 27
police work 25
police reports 18
calling 148
callie 834
calliope 37
calling me 30
calling dr 27