Can we move on traduction Turc
611 traduction parallèle
Thanks Captain, can we move on with our investigation?
- Sağ olun, Komiserim. Soruşturmaya dâhil olacak mısınız?
Can we move on?
İçeri girebilir miyiz?
Can we move on, please?
Devam edebilir miyiz, lütfen?
Can we move on?
Konuyu değiştirebilir miyiz?
Can we move on?
Lşimize bakalım.
- CAN WE MOVE ON HERE?
- Artık devam edebilir miyiz?
Can we get a move on?
Gidelim mi?
If you wish, we can move on to a discussion.
Dilerseniz bir tartışma başlatabiliriz. "
If you're through with your "Fainting Bertha" tricks, we can move on.
Bayılma numaran bittiyse yolumuza devam edelim.
Yeah, then we can move on.
A evet, sonra da gideriz.
Can't do that,'cause we're always on the move.
Taksitle olmaz!
Anyway, he's only got to do some computations back in the ship and we can move on.
Her neyse, gemide birkaç hesaplama yapması gerek, sonra gidebiliriz.
If we leave them alone, they'll move on and... we can get back to work.
Durmamalıyız. Tekrar işimize - kaldığımız yerden devam etmeliyiz.
The minister's on an urgent military order We'll not stop for any meeting with local official All can return to their own office, move
Bölge hakimi Wei Huaire bakana saygılarını sunar bakan acil bir askeri görevde yerel yönetimle sahbet için durmayacağız lütfen yerinize geri dönün
After we make the move to Nevada you can leave the Corleone family and go on your own.
Nevada işinden sonra Corleone ailesinden ayrılıp, kendi yolunda gidebilirsin.
We'll probably be ready in a month or so and then we can move one of the dolphins in and... really concentrate on them.
Bir aya kadar hazır olacağız. O zaman yunuslardan birini buraya alıp onun üzerine konsantre olacağız.
The most important difference between the dimensions of time and space depends on the fact that while in space we can move in various direction consciously and purposely, the passing of time in our consciousness it were, automatic, that mean we cannot control it.
Zaman ve uzay arasındaki en önemli fark... Gerçeğe bağlı olarak uzay içinde belirli bir yöne isteğimiz doğrultuda bilerek hareket edebiliriz. İdrak ettiğimiz zaman ise özdevinimsel bir kavramdır.
Waiting for all you honkies to blow each other up so we can move on in.
Siz beyazların birbirinizin kökünü kazıyıp sahneyi bize bırakmanızı.
We should move on as quickly as we can.
Mümkün olduğunca çabuk yola devam etmeliyiz.
Now, we know from last night that you can move solids, so we conclude that your telekinetic power works on all three states of matter. Hi, Peyton.
Şimdi, geçen geceden şunu biliyoruz, eşyaları hareket ettirebiliyorsun, maddelerin üç halinde de güçlerini kullanabildiğine öğrendik.
I think we can move on. What do you mean?
Artık yolumuza devam edebiliriz.
Now we can't make a move on the plane until we rescue those people.
Şimdi, o insanları kurtarana kadar uçağa giremeyiz.
I mean, after Chicago, we can move on to L.A.
Chicago'dan sonra Los Angeles'e gideriz.
- Can we get a move on, John?
- Hızlanabilir miyiz, John? - Peki, hanımefendi.
Come on, can't we move on this? The more time we waste, the farther he gets away. Come on.
bize bir iyilik yap.
We can get that if you move on him today.
Bunu sağlayabiliriz ama üstüne gitmeniz lâzım.
It can hear every move we make on this rock.
Bu kayanın üstündeki her hareketimizi duyuyor.
Can't move on the gambling bill until after the election. Then I say we push him right now. He don't play, we roll right over him.
Sana baktığımda tek görebildiğim kibrimin kurbanı olan başka bir potansiyeldi.
But what we can expect is that on our one lousy, stinkin'day off, traffic can move us to our lousy, stinkin', pathetic destinations.
Ama bir şeyi bekleyebiliriz ki o da sahip olduğumuz tek boş... günde gitmek istediğimiz iğrenç. acınası yerlere trafiksiz gitmek.
Why can't we tell her and just move on?
Neden ona söyleyip yolumuza devam etmiyoruz?
so let me go out and clear this one issue out once and for all and let's move on to real issues, can we?
Öyleyse izin verin çıkıp hepimiz için şu konuyu tamamen açıklığa kavuşturayım ve daha gerçek konularla ilgilenelim, yapalım mı? Harika.
Data can move pretty fast, but based on what we know about the Borg, they shouldn't be able to move any faster than you or I.
Data zor arazide bile oldukça hızlı hareket edebilir ; fakat Borg hakkında bildiklerimize dayanarak, sizden veya benden daha hızlı hareket edebileceklerini sanmıyorum.
She just makes the trip so interesting that once she shows us one thing, we just naturally wanna move on to the next as quick as we can.
O kadar harika yerler gösteriyor ki bir yeri gördükten sonra hemen bir sonrakine geçmek istiyoruz ve hareket ediyoruz.
Can we get a move on?
İlerleyebilir miyiz?
And when we've taken as much as we can from each other... we simply split up and move on.
Yani birbirimizden olabildiğince çok şey alabiliriz. Sadece toparlanıp buradan gidelim.
No, we can't move on.
hayır biz devam edemiyoruz.
But I do hope we can put that behind us and move on.
Ama ümit ediyorum bunu arkamızda bırakır ve gideriz.
A couple of us were wondering if we can stay on through extracting and the move.
Acaba balı çıkarıp yüklerken kalabilir miyiz diye merak ediyorduk.
Now look, we've got a couple days before they can move on this.
Harekete geçmek için birkaç günümüz var.
Now, look, we've got a couple of days before they can move on this... and we should be able to break him out.
Harekete geçmelerine daha birkaç gün var ve bu süre zarfında onu kurtarabiliriz.
Now that we did the letter, and it's behind us, we can move on.
ve bunu mektupla hallettik, onu artık geride bıraktık ve yolumuza devam ediyoruz.
I'll get the rest of my things and we can move on. Ulysses... There's something you should know.
- Ulysses... bilmen gereken birşey var.
We have to study foreign music so we can move on as Chairman Mao said.
Mao, kendimizi geliştirebilmek için yabancı müziği de öğrenmemiz gerektiğini söyler.
Can we move on? That isn't enough, Scott.
Bu yeterli değil Scott.
- I was saving you the effort... so that after I tell you my tale of woe we can move on to happier topics.
- Biliyorum seni hiç yormayayım dedim. Yani benim keder dolu hikayelerimden sonra seninle daha neşeli kısımlara geçebiliriz.
- It's good to keep things separate for now... until we can move to the new facilities on Minbar.
- Doğru. - Minbar'da yeni binalar yapılana kadar ayrılığa katlanacağız.
All we have to do is get Mark's family to give him a proper burial, and then he can move on to wherever it is he moves on to.
Yapmamız gereken tek şey Mark'ın ailesini ona uygun bir cenaze düzenlemeleri için ikna etmek, ondan sonra ne olması gerekiyorsa o olacak.
We've had our first fight, and now we can move on.
Çünkü ilk kavgamızı ettik ve şimdi devam edebiliriz.
there are three things I don't wear, sandals, turtle necks, and italian food look, just tell April she can play right field, Sharon will pitch and we'll move Bunny to second so she can be closer to me on first
Üç şeyi giymem ben, sandalet, balıkçı yaka ve İtalyan yemeği. Bak, April'a sağ alanda oynayabileceğini söyle atışları da Sharon yapsın. Bunny'i de bana daha yakın olması için ikinci kaleye alalım.
I better go wash this off so we can... move on to gettin'covered in tree trunk brown, yep.
Böylece ağaçları en kısa zamanda bitirebiliriz.
Let's move on now, can we?
- Teşekkür ederim.
can we meet 42
can we talk 597
can we talk later 46
can we 921
can we talk in private 32
can we start over 34
can we go 232
can we talk about something else 49
can we just talk 25
can we go home 29
can we talk 597
can we talk later 46
can we 921
can we talk in private 32
can we start over 34
can we go 232
can we talk about something else 49
can we just talk 25
can we go home 29