English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Can we see him

Can we see him traduction Turc

621 traduction parallèle
- Yes. - Can we see him?
- Onu görebilir miyiz?
- Can we see him from here?
- Buradan onu görebilir miyiz?
Mmm-hmm. What about it, Pop, can we see him?
Mımm hımm. ne diyorsun, Pop, görebilir miyiz?
- Can we see him? .
- Onu görebilir miyiz?
- Can we see him?
- Onu görebilir miyiz?
- Can we see him? - No!
- Onu görebilir miyiz?
- When can we see him?
- Ne zaman görebiliriz onu?
Joo Joong Won... Let's see if we can find him.
Joo Joong Won neredesin?
We'll ring the attorney general and find out when we can see him.
Onu görebilmemiz mümkün olduğu zaman başsavcıyı arar ve buluruz.
We'll keep him as long as we can, then we'll see.
Onu şimdilik yanımıza alalım, sonrasını düşünürüz.
All right, old girl. Then we'll put him into an office... and you can see him off on the 8 : 50 every morning.
Pekala, o zaman onu bir daireye yerleştiririz ve her sabah 08 : 50'de evden çıkışını görebilirsin.
I want you to check that wounded Nip, see if we can get him back alive.
Yaralı Japon'u hayata döndürebilirmiyiz bir bakalım.
I want you to go see if we can trust him.
Ona güvenebilirmiyiz, gidip öğrenmeni istiyorum.
Don't see no reason why we can't get a citation for him, too.
Ona da bir madalya vermemeleri için bir neden görmüyorum.
What future can we reasonably see for him now?
Onun geleceğini nasıl görüyoruz?
He can hear us before we can see him.
Onu göremeden bizi duyabilir.
We ought to just pull it down quick and see if I can hit him off before he strikes.
Yorganı çabucak kaldırıp..... saldırmadan önce öldürebilirim diye düşünüyorum.
Let's see how long we can hold onto him this time.
Görelim bakalım bu sefer ne yapacağını.
We can't sit back calmly and wait to see who kills him first!
Bir şey yapmadan oturup onu kim öldürecek diye bekleyemeyiz!
- We can see him anytime.
- Babamı her zaman görebiliriz.
see if we can find him.
Yanıma birkaç adam alıp onu bulmaya çalışacağım.
- Is he here? Can we see him?
- Burada mı?
Can't you see how much work there is here? Anyway, we'll go to see him in the next few days.
Görmüyor musun işler baştan aşağı hele bakalım bu günlerde bir fırsatını bulursak varıveririz Hasan'a.
Why in God's name do we elect a man president and then try to see how fast we can kill him?
Tanrı aşkına biri bana niye olduğunu söylesin... Adamın birini başkan seçiyoruz... ve sonra da O'nu ne kadar çabuk öldürebileceğimizi görmeye çalışıyoruz.
You can see from the report I've already given you... that we ourselves sought Leamas out in England... induced him to defect and finally brought him to our republic.
Size vermiş olduğum raporda da göreceğiniz gibi Leamas'ı İngiltere'den biz çıkarttık onu kaçmaya zorladık ve sonunda ülkemize getirdik.
We'll have to see if we can find him.
Hala yakalayabilir miyiz bir bakalım.
Let's see him, then we can take it or leave it
Bir görüşelim, sonra kararımız veririz.
And see if we can get him back on medication.
Tedavisine tekrar döndürebilir miyiz onu görmek.
I've subscribed to the full foster parents'plan, which is $ 250 a month. Whenever we go over to visit, we can see him.
Ziyarete gittiğimizde görebiliriz, o da büyüyünce bize yazabilir.
- Yeah, can we go to the jail and see him?
- Evet, hapishaneye gidip görebilirmiyiz?
When can we finally see him?
- Onu ne zaman görebileceğiz?
Let's see if we can find a corner for him.
Onun için bir yer buluruz.
Come on, let's go to the tunnel mouth and perhaps we can see him from the inside.
Haydi, tünelin ağzına gidelim. Belki onu içerdeyken görürüz.
In the meantime, the real killer is so close we can't even see him.
Gerçek katil o kadar yakında ki, hiçbirimiz göremedik.
See if we can get him
Hadi bakalım sen iş başına.
Speak to him, sound him, and see how far we can trust him.
Siz de bu arada onunla konuşup ona ne kadar güvenebileceğimizi öğrenin.
See if we can get him under this tail section here.
Onu kuyruğun altına yatıralım.
Can we go and see him?
Gidip onu görebilir miyiz?
Windpipe thinks he's invisible and we can't see him.
Windpipe onu göremediğimizi sanıyor.
Because He can see us while we can't see him.
Çünkü o bizi görebiliyorken biz onu göremiyormuşuz.
Let's see if we can scare him out of here.
Bakalım korkutabilecek miyiz.
lynnie, let's get in the car... drive around the neighborhood one more time... and see if we can find him.
Korkmuyorum. Ben sadece... Bence saçma.
- Let's see if we can levitate him.
- Bakalım onu uçurabilecek miyiz?
We give him a week to see If we can call him one of us.
Onu bizden biri sayabilmemiz için bir hafta süre verelim.
We can't see him.
Göremiyoruz!
I can see and hear him, and he can see and hear me, but we can't interact physically.
Ben onu o beni görebiliyor duyabiliyorduk ama fiziksel iletişime geçemiyorduk.
So unless we wanna go stone criminal... that means doing bank jobs or blackmail... or fencing stolen Oriental treasure... the best thing we could do is go back to see the D.A. in Sacramento... run this by him, see if we can work it out together.
Azılı suçlular olmak istemiyorsak... yani banka soygunculuğu, şantaj... ya da çalıntı mal satışı gibi işlere bulaşmayacaksak... yapabileceğimiz en iyi şey, Sacramento'daki bölge savcısına gidip... onunla konuşup bu işi halletmeye çalışmak.
- So why can't we see him?
- Onu niye göremiyoruz peki?
You gotta see something we can accuse him of.
Onu suçlayabileceğimiz bir şeyler bulmalısın.
Let's see if we can keep him right there.
Bakalım, orada tutabilecek miyiz?
Because, as you can see, it's a very, very hot day... and there is no air conditioning... so I think we should get him out of the sun... as quickly as possible.
Çünkü, gördüğünüz gibi, çok, ama çok sıcak bir gün... ve burada hiç havalandırma yok... Bu yüzden onu mümkün olduğunca çabuk... güneşten uzaklaştırmamız gerektiğini düşünüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]