Cell phone vibrating traduction Turc
43 traduction parallèle
( CELL PHONE VIBRATING ) Oh. Hold on.
( Telefon titreşiyor ) Dur biraz.
( cell phone vibrating ) Who's texting me?
Kim yazdı ki şimdi?
It's your cell phone vibrating, not an earthquake.
Deprem falan yok, titreşim cep telefonundan geliyor.
( cell phone vibrating ) It's possible we're about to find out.
( cep telefonu titriyor ) Sanırım nedenini öğrenmek üzereyiz.
[Cell phone vibrating] Oh, you know how most producers are...
Yapımcıların çoğunun nasıl olduğunu bilirsin.
[Cell phone vibrating ] [ Southern accent] This is Dan Silversmith with Carolina Mutual.
Carolina Mutual çalışanı Dan Silversmith'ın telefonu.
[Cell phone vibrating, beeps] Oops, sorry.
Aman, özür dilerim. İş.
- ( CELL PHONE VIBRATING )
- Bana mı bu?
[Cell phone vibrating] But Gabby should not be accepting compliments about her body from Matt.
Ama Gabby'de Matt'in vücudu hakkında yaptığı iltifatı kabul etmemeli.
If anything can turn off those relentless bat instincts of yours, it's this. [CELL PHONE vibrating]
Şu senin dur durak bilmeyen yarasa içgüdülerini kapatacak bir şey varsa o da budur.
( CELL PHONE VIBRATING )
[Cep telefonu titreşimli]
Of course it matters. ( cell phone vibrating )
Tabii ki önemli.
- ( CELL PHONE VIBRATING ) - Plus, it's always the spouse.
Ayrıca her zaman karısıdır.
Amanda... [cell phone vibrating]
- Amanda... - Merhaba.
- ( cell phone vibrating ) - the main course was... ( cell phone vibrating )
Asıl önemli olan... Cidden bu erken telefona bakmak zorunda mısın?
Oh, yeah. [cell phone vibrating]
Ah evet.
[Cell phone vibrating]
[Cep telefonu titreşimli]
[cell phone vibrating]
Hemşire olmadan önce emlakçılık ruhsatı almıştım.
_ [cell phone vibrating]
_ [Titreşen cep telefonu]
[cell phone vibrating ] [ narrator] Reggie Green... finally at the center of a grand call to action, and yet he can't even get his calls returned.
Reggie Green. Sonunda büyük bir eylem çağrısının merkezinde fakat aramalarına bile cevap alamıyor.
( CELL PHONE VIBRATING ) - ( CELL PHONE BEEPS ) - Hi.
Merhaba.
I think your cell phone's vibrating.
Sanırım telefonun çalıyor.
She's probably sitting there with a vibrating cell phone, pager... some kind of silent receiver.
Büyük ihtimal orada titreşimli bir telefon, çağrı cihazı... - veya bir çeşit alıcıyla oturuyordur.
( CELL PHONE BUZZING ) You're vibrating.
Titriyorsun.
It was vibrating and it was ringing like a cell phone.
Titriyor ve bir telefon gibi ses yapıyordu.
[Cell phone vibrating]
- Efendim?
[Cell phone vibrating]
- Dex.
[Cell phone vibrating]
- Kim arıyor?
( PHONE DIALING ) ( CELL PHONE VIBRATING ) SANDRINE : ( ON VOICEMAIL ) Leave a message.
Lütfen mesaj bırakın.
[Cell phone vibrating ] [ Clears throat]
- Ajan Briggs.
( cell phone vibrating ) Oh!
- Oh!
[Cell phone vibrating] What the hell's going on?
Ne oluyor yahu?
[Cell phone vibrating] Hold on a second.
Dur bir saniye.
- [cell phone vibrating]
Diane?
[cell phone vibrating]
Günümüz...
[Cell phone vibrating] One second.
Bi'saniye.
- ( CELL PHONE VIBRATING )
- Olamaz ya!
♪ But first we have some pretzels ♪ Mmm. [Cell phone vibrating]
Mmm.
[cell phone vibrating] - What's up, Alvarez?
- N'aber Alvarez?
[cell phone vibrating] I think that's your phone.
- Sanırım seninki.
- How-- Did you hear- - - [cell phone vibrating]
Duydun mu...
- [cell phone vibrating]
Siktir!
[cell phone vibrating]
DILLINGER ÖLDÜ