Close it up traduction Turc
679 traduction parallèle
Close it up.
Kapatın.
Close it up. " Shove that damn wingtip right in his lap.
Yaklaşın. " Kanat ucunu diğerinin dibine kadar sok.
Close it up.
Yanaşın!
Close it up and let's go home.
Kobra Dört, yaklaş eve dönelim.
Close it up!
Yukardan kapatın!
Close it up!
Yukarı doğru kapatın!
Then we close it up.
Sonra kapatıyoruz.
Come on. Close it up.
Hadi yaklaş.
Close it up!
Kapatın onu!
Close it up, close it up.
Yaklaşın, yaklaşın.
Biggs, Wedge, let's close it up.
Biggs, Wedge, birleşik düzen.
Close it up there.
Yaklaştık sayılır.
Let's close it up.
Saat 6 : 00 oldu.
As it comes close to the surface, it froths up, the magma, the liquid rock, and it causes it to explode, just like when you uncork a champagne bottle.
Yüzeye yaklaştıkça, magmayı sıvı haldeki kayayı köpürtür ve tıpkı bir şampanya şişesinin tıpasını açtığınızda olduğu gibi patlamasına neden olur.
If it's up before us, we close the shutters.
Bizden önce kalkarsa, kepenkleri kaparız.
Close the joint up if it bothers you so much.
Seni rahatsız ediyorsa dükkanı kapatabilirsin.
It does something to her. Makes something inside her close up tight so if it happens again, she won't let it hurt her so much.
Kadınlar bu durumda, kederlenir ve içine kapanır sonra aynı şey tekrar olursa, Annen bunun kendisine çok acı vermesine izin vermeyecektir.
- Put it up close, will you?
- Yakınına koyun, olur mu?
Well, if it wasn't that I was losing money, I'd just soon close the place up and really take care of him.
Ortada para kaybetme gibi bir sıkıntı olmasa istasyonu kapatır ve onunla iyi bir şekilde ilgilenirdim.
" Close it up.
" Yaklaşın.
If we can't have it that way, we'll close the track up.
Bunu yapamazsak hipodromu kapatırız.
We were still dining when it started. You are even lovelier close up.
Başladığında akşam yemeğindeydik.
You close this operation down till you find a way to clean up that stream... or I'll close it for you. Oh?
Nehri temizleyene kadar bu işlemi durdurun yoksa ben sizin için kapatırım.
Look, here you can see it up close.
- Bak, burada daha yakın çekimi var.
Joe, it's time to close up.
Joe, kapatma zamanı.
- Close the window. It's freezing. - Shut up.
- Pencereyi kapat, çok soğuk.
Only when you get this close can you see what a huge monster it is.
- Close up like this, you can see just how big it is.
Hurry up, it's gonna close!
Çabuk olun, neredeyse kapanacak!
I made a close-up of it, too.
Zaten daha yakın bir detay almıştım.
And this is how it looks from a close-up.
Bu da yakından görünüşü.
I want you to see it close-up, with your own eyes.
Senden daha yakından, kendi gözlerinle görmeni istiyorum.
Well, I'd appreciate it if you could close up for me, Al.
Kapatırsan... makbule geçerdi, Al.
It's a close-up of Lurch.
Kırsal bölge boyunca bazı bitişik arazilerimiz olduğunu öğrendim.
Get up close to it and take a little look at what's in it.
Arabaya yaklaş ve içine bir göz at.
But what do look nice when you get close up to it?
Ama yakından bakınca iyi duran şey var mı?
Now it should be burnt to close up the wound.
Şimdi yarayı kapatmak için dağlamak gerek.
Well, if we show it a close-up view of our system, if it has no point of reference, it won't know any more than it does now.
Eğer sistemimizi gösterirsek, fakat bir referans noktası da olmazsa, bir şey öğrenemeyecek.
It's time to close up.
Kapatma zamanı.
- Well, I can get right up close to it.
- Ona iyice yaklaşabilirim.
From up close it's even more beautiful.
Yakından bisikletin daha da güzel.
And you you come up here from Texas and close it down.
Ve sen sen Texas'dan buraya kadar geldin ve onu kapatıyorsun.
Let me close him up and sit on it for...
Kapatıp beklemeliyiz...
Now, would you run along and tell the director... that it's too late to try for my close-up.
Şimdi koşup, rejisöre yakın çekimim için denemenin geç kaldığını söyler misin?
And you know what you sometimes pick up in such places... which he did and which he'd rather not have them treat in Atlanta so close to home, for fear of it getting back and embarrassing his mother.
Ve bilirsiniz böyle yerlerde bazen arabanıza bayan alırsınız. O da öyle yaptı. Ve Atlanta'da bundan bahsedilmesini istemiyordu.
Now, would you run along and tell the director... that it's too late to try for my close-up.
Yakın çekimlere için geç olduğunu yönetmene söyler misin?
It was too much close stops that the torpedo blew up.
Çok yakındı. Bu nedenle torpido patlamadı.
You know, if it wasn't for the money, well, I'd just close up shop here, and I'd put a sign up on the front door and I'd go up to Jackson.
Yani anlarsın, eğer param olsaydı şu dükkânı öylece kapatır dükkânın ön kapısına da Jackson'a gitti diye yazardım.
If it comes too close we'll be burnt up.
Eğer çok yakına gelirse kül olacağız.
I have to close this joint and seal it up.
Bu tekkeyi kapatmak ve mühürlemek zorundayım.
I mean, it's not like anybody needs me to do some close-up magic, right?
Yani, sanki kimse benim biraz sihir yapmamı istemiyormuş gibi, değil mi?
So she's set it up so that the doors close automatically during night.
O yüzden geceleri kapılar otomatik kapansın diye ayarlamış olabilir.
uptight 38
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up guy 119
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up now 50
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up guy 119
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up now 50