Comply traduction Turc
824 traduction parallèle
If you comply with my demands immediately,
Eğer taleplerimi hemen karşılarsanız, hepinizin yaşamasına izin verebilirim.
Per my orders, the letters incriminating the signatory of the Overseas Bank were not returned to him, even when very large sums were offered, until he agreed to comply completely with our demands.
Emriniz üzre, Overseas Bankası imzalı suçlayıcı mektuplar, isteklerimizi tümüyle kabul edinceye dek büyük meblağlar teklif ettiğinde bile ona iade edilmedi.
He feels it essential that Herr Bomasch should be persuaded to comply with our wishes... before he reaches headquarters.
Bay Bomasch'ın ana karargâha varmadan önce isteklerimizi yerine getirmesi için ikna edilmesinin daha uygun olacağını düşünüyor.
We would have no choice but to comply.
Boyun eğme dışında, seçeneğimiz olamaz.
Any officer or cadet who finds himself unable to comply with its requirements will fall out to the right of the battalion.
Bu yemini edemeyecek olan subay ve öğrenciler taburun sağ tarafına çıksın.
If I accept, comply.
Beni alırsanız elimden geleni yaparım.
If you do not comply, return to prison.
Elinden geleni yapmazsan, hapse geri dönersin.
Charles, sorry, I to comply with my duty.
Charles, özür dilerim yapmam gereken işler var.
If this is true, I to comply with my duty.
Leydi Hattie, eğer bu öyküde ısrar ederseniz görevimi yapmak zorunda kalacağım.
Comply with its duty, how even more.
Bay Corrigan'ın yapması gereken işi var. Hepimiz için aynı şey geçerli.
And, since their concern is for our safety, I can do nothing but suggest that we comply.
Ve, endişelendikleri konu bizim güvenliğimiz olduğundan, isteklerine uymayı önermekten başka yapabileceğim bir şey yok.
As your senior officer, I should comply with this request and order you to go.
Senin üstün olarak, bu ricaya uyarak gitmeni emredebilirdim.
I can guarantee you full amnesty if you comply with...
Eğer boyun eğerseniz, size tam bir af garantisini de verebilirim...
Failure to comply...
Yerine getirmediğiniz takdirde...
( sneezes ) Of all the blithering idiots, I give you exactly five seconds to comply with my order or I'll ruddy well have you taken out and shot!
Tamamen su katılmamış bir salaksın, emrime uyman için sana beş saniye veriyorum yoksa seni dışarı çıkarıp vururum!
( imitates Mackenzie ) : Of all the blithering idiots, I give you exactly five seconds to comply with my order or I'll ruddy well have you taken out and shot!
Hepiniz su katılmamış salaksınız, emrime uyman için sana beş saniye veriyorum yoksa seni dışarı çıkarıp vururum!
"... to comply
"... yarın akşam saat 6'ya kadar vaktiniz var.
And did they comply?
Ve buna muvafakat ( onay ) vermişler mi?
If you don't comply, you go to jail. That's what the judiciary is for.
Eğer muvafakat verilmezse, hapsi boylarsın.
As an Ashby, you will be expected to comply and not make your own rules.
Bir Ashby olarak senin de başına buyruk hareket etmeyip o kurallara uyman gerekecek.
- I had no choice but to comply.
Boyun eğmekten başka seçeneğim yoktu.
I waltz just enough to comply with tradition then I sneak off to more rewarding activities.
Sadece adet yerini bulsun diye vals yaparım....... sonra daha önemli işler için çekilirim.
He's most happy to comply with your request for escort to Denver.
Yüzbaşı Slater, hizmetinizdeyim. Albay Gearhart en iyi dileklerini sunuyor.
But, anyway, I don't intend to comply.
Ama, her neyse, boyun eğmek niyetinde değilim.
- Unable to comply.
- Yapamıyoruz.
Unable to comply.
Yapamıyoruz.
Sister... Stop it, I'll... If you don't comply you'll all die one more word and I'll kill you
abla... durun, ben... acırsanız, ölürsünüz konuşursan, ölürsün
Er, I'm sorry to comply with your statement, but misfortunately, all of the answers to these questions are yes.
Ee, cümlenizle boyun eğdiğim için üzgünüm ama talihsizce, bu soruların bütün cevapları, evet.
I'll give you water if you comply, but if you don't, I'll shave your head, I'll tear out your nails and I'll choke you!
Razıysan sana su vereceğim,... ama razı değilsen,... kafanı tıraş edecek, tırnaklarını sökecek ve seni bağlı halde bırakacağım!
Are you ready to comply or must I use force?
- Hazırlanacakmısın yoksa güç kullanmalımıyım?
If you won't tell me that, how do you expect me to comply?
Eğer bunu bana söylemezsen, sana itaat etmemi nasıl beklersin?
Your refusal to comply with my orders has endangered the entire success of this mission!
Emirlerime uymayı reddetmeniz, bu misyonun başarısını tehlikeye atıyor.
- Comply, Mr Sulu. - Aye, sir.
Yerine getir, Bay Sulu.
Your order - to annihilate the Halkans unless they comply. No alternative.
Emriniz - uzlaşmazlar ise Halkanları yok etmekten başka alternatif yok.
I understand that Captain Bennet told you, you had until Monday morning to comply with my writ of habeas corpus.
Sanırım Yüzbaşı Bennet sana, mahkeme celbine uymak için... pazartesiye kadar vaktin olduğunu söylemiştir.
I'm sorry for my inability to comply with your request
Ne yazık ki sana yardım edecek durumda değilim!
Then, Mr. Spock, comply.
- O zaman itaat et.
As for me, I'm ready to comply.
Bana soracak olursan ben buna razı olmaya hazırım.
Unable to comply. Comparison coordinates too complex for immediate readout.
Karşılaştırma koordinatları, hemen sonuç vermek için fazla karmaşık.
Are you sure that the captain will comply with your order in his present state of mind?
Kaptan'ın bu ruh halindeyken emrinize uyacağından emin misiniz?
I will comply with your wish
Sizi kırmak istemem!
I have to comply with an instruction from higher authority.
Yukarıdan gelen emirlere uymak zorundayım.
I must comply with the rules.
Kurallara uymak zorundayım.
We have responsibilities that we should comply to.
Yerine getirmemiz gereken sorumluluklarımız var.
But the two gents in question refused to comply.
Ancak sözkonusu iki bey, reddetti bu teklifi.
First... there are certain formalities we must comply with.
Önce, halletmemiz gereken belli formaliteler var.
Failure to comply with this order can result in a one-year suspension of your right to bargain collectively.
Bu düzene uyulmaması durumunda ortak işlem haklarınız, bir yıl süreyle ertelenecektir.
Oh, I`m afraid that doesn`t comply with our policy.
Oh, korkarım bizim prensiplerimize uymaz.
The general tax the as will comply.
Baş savcı size görevimin ne olacağını söyleyecek.
I comply with this request all the more, for it also coincides with my own wishes.
İmparatoriçe Hazretleri de siz Majestenin taç giyme törenine katılsınlar böylece kendisi de ayni gün Macaristan Kraliçesi tacını giyeceklerdir. Bu isteğinize zevkle uyarım çünkü benim arzumla da uyuşmaktadır.
Forward phaser, will comply.
İleri fazer, anlaşıldı.
complete 94
complex 46
complain 24
complicated 268
completely 450
complications 49
compliments 18
completed 30
compliments of the house 24
completely naked 17
complex 46
complain 24
complicated 268
completely 450
complications 49
compliments 18
completed 30
compliments of the house 24
completely naked 17