Counterfeit traduction Turc
864 traduction parallèle
I was actually tracing counterfeit money.
Aslında sahte paranın izini sürüyordum.
Division 3, you are to bundle the completed counterfeit bills this morning and affix the stamps of the Overseas Bank.
3. Bölüm, hazırlanan sahte banknotları sabah desteler haline getirecek ve üzerlerine Overseas Bankası'nın pullarını yapıştıracaksınız.
Per the instructions you have just received, at exactly 11 : 00 tomorrow night you will break into the bank and replace the bills now deposited in the bank with the counterfeit bills so that the bank itself will distribute the counterfeit money.
Verdiğim yeni direktifler gereği yarın gece tam 23 : 00'te bankaya gireceksiniz ve bankada bulunan paraları sahte banknotlarla değiştireceksiniz. Böylece sahte parayı bizzat bankanın kendisi piyasaya sürecek.
How about that counterfeit you been printing?
Bastığın sahte paralara ne oldu?
Leaving the Monaco station... I realised the garage man had slipped me a counterfeit coin.
Monako istasyonunu terk ederken garaj sahibinin bana sahte bozuk para verdiğini fark etmiştim.
I need $ 450 worth of counterfeit money.
450 dolarlık sahte para lazım.
- No, just the $ 450 counterfeit.
- Sadece, sahte 450 dolar.
For having counterfeit money.
- Sahte para bulundurmaktan.
Counterfeit money?
- Sahte para mı?
Any money you put on this bar is counterfeit.
Bu barda senin paran geçmez.
Change my bills, they're not counterfeit.
Tahvillerle değiştirin, onlar sahte değil.
And on this, the counterfeit presentment of two brothers.
İki kardeşin resimleri bunlar.
- I don't take counterfeit money.
- Sahte para kabul etmiyoruz.
Counterfeit?
Sahte mi?
I said, it's counterfeit.
Sahte dedim işte.
- It is counterfeit.
- Paralar sahte.
The money is counterfeit.
Para sahte.
It is all counterfeit.
Hepsi sahte.
We know that these counterfeit notes were printed in Germany.
Bu sahte banknotların Almanya'da basıldığını biliyoruz.
- Over 100,000 counterfeit British pounds were confiscated there recently.
... 100.000'den fazla sahte İngiliz pounduna daha yeni el kondu.
No one can counterfeit its message.
Kimse bunun içinde mesaj olduğunu anlamaz.
Fly-by-night affairs and counterfeit love and disillusionment and heartbreak.
Bir gecelik aşklar, sahte adalet, uyanışlar ve kırılan kalpler.
You were the counterfeit, weren't you?
Sen sahte olandın, değil mi?
It's counterfeit.
Sahte bir bilet gibi.
The hypnotic state is a counterfeit, alas.
Hipnoz hali ne yazık ki sahte bir şeydir.
Will you let your sons idolize this phony Robin Hood who uses soup kitchens to print counterfeit money?
Oğullarınızın, çorbacı dükkanlarını sahte para basmak için paravan olarak kullanan bu düzenbaz Robin Hood'a benzemeye çalışmalarını istiyor musunuz?
It's counterfeit money.
- Bu para sahte be.
You wouldn't like a forged passport or some counterfeit money or...
Sahte pasaport, sahte para gibi şeyler de temin etmemi istemeyeceksin değil mi?
Unless the British paid their troops in counterfeit money that's Sterling.
Eğer İngilizler askerlerine sahte parayla ödeme yapmıyorsa, onlar gerçek.
I don't like passing counterfeit.
Sahte para kullanmayı sevmem. Hiç hoş değil.
Are you trying to tell me Kostas'money's counterfeit?
Kostas'ın parasının sahte olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
Counterfeit money?
Sahte para mı?
If that money is counterfeit, we may never get to unload them.
Eğer para sahte ise hiç boşaltmayacağız.
Transport of stolen goods. Purchase of space vessel with counterfeit currency.
Çalıntı mal taşıma, sahte parayla uzay gemisi satın alma.
We believe Tagoor has made a deal with DuBruis to pass the counterfeit money, which would wreck the Ghalean economy.
Tagoor'un DuBruis ile anlaşma yaparak sahte para basacağına inanıyoruz ki bu durum Ghalean ekonomisini enkaza çevirir.
- Counterfeit.
- Sahte.
Now, tell me, David, how did you make the counterfeit?
Söyle David, sahtesini nasıl yaptın?
Counterfeit?
Sahtesini mi?
The counterfeit.
Sahtesi.
And I know how to lie, steal, kidnap, counterfeit, suborn and kill.
Ayrıca yalan söylemeyi, çalmayı, kaçırmayı, sahtekarlığı, tahrik etmesini ve öldürmeyi de bilirim.
You gave us the counterfeit last night.
- Dün gece bizi atlattınız.
What counterfeit?
- Ne atlatması?
Gant is about to reissue the drug in a different form in an attempt to beat the counterfeit problem.
Gant, sahte ilaç sorununu yenmek amacıyla ilacı değişik bir formda tekrar piyasaya sürmek üzere.
Counterfeit drugs?
Sahte ilaç mı?
You know, if these people were trying to sell me counterfeit drugs, I owe you my thanks and the thanks of my patients at the Halder Clinics.
Eğer bu insanlar bana sahte ilaç satmaya çalıştılarsa ben ve Halder Klinik'teki hastalar size teşekkür borçlular.
Perhaps I could help you determine if the Dilatrin you have in your clinics is counterfeit or real.
Kliniklerinizde bulunan Delatrin'in gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu belirlemenize yardımcı olabilirim.
With someone like you on the staff of Halder Clinics, we could eliminate the problem of counterfeit drugs once and for all.
Halder Kliniklerinde sizin yeteneğinizde bir personel olsa sahte ilaçları imha etme problemini çözmüş olurduk.
They're counterfeit.
Onlar sahte.
- They're counterfeit.
- Onlar sahte.
To pay for the charms and prayers on which her life depended I replaced one sack of gold with counterfeit coins.
Tedavisi için çok para gerekiyordu hayat memat meselesiydi ben küplerden birine sahte altın koydum, gerçeklerini aldım.
Shake off this downy sleep, death's counterfeit, and look on death itself!
Ölüm taklitçisi uykuyu atın üstünüzden ve ölümün kendisini görün!
country 149
count 292
county 60
countdown 32
counter 95
countries 63
counting 29
count your blessings 22
counts 21
countess 192
count 292
county 60
countdown 32
counter 95
countries 63
counting 29
count your blessings 22
counts 21
countess 192
count me in 180
count to ten 23
count on me 45
count me out 90
count it 66
country club 18
count yourself lucky 18
counterpoint 23
count to three 25
count on it 80
count to ten 23
count on me 45
count me out 90
count it 66
country club 18
count yourself lucky 18
counterpoint 23
count to three 25
count on it 80
count olaf 29
count them 27
countrymen 23
count dracula 16
count to 48
country music playing 16
count of three 40
count odo 20
count dooku 24
count them 27
countrymen 23
count dracula 16
count to 48
country music playing 16
count of three 40
count odo 20
count dooku 24