Dancer traduction Turc
3,640 traduction parallèle
I'm not a big dancer, but I can appoint researchers celebrities.
Çok iyi dans edemem ama elimden geleni yaparım.
DANCER NEAR SCENE IN THE LEFT SIDE
SOL TARAFTA SAHNEYE YAKIN DANS EDİYOR
I thought you were already a dancer.
Senin zaten bir dansçı olduğunu sanıyordum.
How many people make it as a dancer?
Kaç kişi dansçı olabiliyor?
Either you're a professional dancer by the end of the summer, or you come home to Cleveland and work for me.
Ya yaz sonuna kadar profesyonel bir dansçı olursun ya da evine, Cleveland'a gelip bana çalışırsın.
You're an incredible dancer.
İnanılmaz bir dansçısın.
At the end of this summer, each dancer will perform a routine of their own selection.
Yaz sonunda her dansçı kendi seçtikleri bir dans gösterisi sergileyecekler.
Then adding another dancer can only help you.
Öyleyse gruba bir dansçı daha katmak sizin yararınıza.
She's an incredible dancer.
O inanılmaz bir dansçı.
Hmm. Well, whatever he is, he's a fine dancer.
Ne olursa olsun, oldukça iyi bir dansçı.
I think it's great that you believe you can still be a dancer at your age.
Senin yaşında hâlâ dansçı olabileceğine inanman bence harika bir şey.
She was the best dancer in Egypt.
Mısır'daki en iyi dansçıydı.
Yeah, he told me you're looking for a dancer for tonight?
Evet, bu gece için dansçı aradığınızı söyledi.
Because we were in Napa at the best party ever, and now I'm really, really, really good friends with a French olympic ice dancer.
Çünkü hayatımdaki en iyi partide, Napa'daydık ve şu anda bir Fransız olimpik buz dansçısıyla çok çok çok iyi arkadaşız.
You're a really good dancer.
Gerçekten iyi bir dansçısın.
Like I said, I think you're a really good dancer.
Dediğim gibi, çok iyi bir dansçı olduğunu düşünüyorum.
You little dancer.
Seni küçük dansçı!
All right, I'm working as a dancer right now, and sometimes I do a bit of escorting, but that is not the same as being a whore.
Kabul ediyorum, şu anda dansçı olarak çalışıyorum ve bazı zamanlar eskortluk yapıyorum ama bu orospu olmakla aynı şey değil.
You know, I'm not really a dancer so much as a walker.
Dansta yürümekte olduğum kadar iyi değilim.
I'm a lousy dancer.
Ben dansı beceremem.
This ZENNE is a really great dancer.
[ALMANCA KONUŞURLAR] - Bu Zenne gerçekten çok iyi bir dansçı.
A male belly dancer?
Zenne mi?
We can always use a go-go dancer.
Alalım seni askere. Aç-aç'a DA çıkarsın. İstediğin kadar dans edersin.
He's doing a staging of "Dancer in the Dark" at the public.
"Karanlıktaki Dansçı" yı sahneleyecek.
you are a fabulous dancer.
Ünlü bir dansçı.
His footwork was impeccable. Incredible samba dancer.
Ayak hareketleri kusursuz, inanılmaz bir sambacıydı.
Honestly expressing yourself, like me being a dancer, that's what it's all about.
Dürüstçe kendini ifade etmek, bana göre dansçı olmaktır. Her şey onun içinde var.
As a dancer who battled other dancers, that was like the whole mentality.
Diğer dansçılarla kapışan bir dansçı olarak, mentalitesi tamamen aynı.
He said the dancer inside would spin, if I managed to play the chords right when I was learning the piano
- Piyano çalmayı öğrenirken dedi ki, notaları doğru basarsam içindeki dansçı dönecekmiş! - Oh...
uh... i'll bet he's a good dancer. i don't remember.
- Bahse varım iyi dans ediyordur.
He comes back two weeks later with a dancer from the Tropicana, and I'm supposed to what?
İki hafta sonra, Tropikana'dan bir dansçıyla birlikte döndü ne düşünmeliydim ki...
I-I was the best dancer at the best, most famous club in Havana-
Havana'daki en iyi kulübün en iyi ihtimalle en iyi dansçıydım ben... Belki de dünyada... Sana teklif ettiğim şey...
If Garry does the show here, would you be my leading dancer?
Eğer Garry, şovu burada yaparsa, benim baş dansçım olur muydun?
- So, Holly, you're a dancer.
- Demek, dansçısın Holly.
She's a dancer.
Dansçı.
I probably was, but now I'm a very bad dancer.
Muhtemelen öyleydim ama şimdi çok kötü bir dansçıyım.
You know, you're quite the dancer.
Çok iyi bir dansçısın.
Well, we need to see the shoes that were involved in the ballet dancer's death.
Balerinin ölümü ile ilgili olaydaki ayakkabıları görmek istiyoruz.
No one noticed that she went from dressing punk to dressing Goth to dressing like a go-go dancer in'60s Swinging London.
Kimse tarzını Punk'tan Goth'a sonra da 60'ların Swinging London dansçılarına değiştirdiğini fark etmedi.
I used to be a dancer, you know.
Eskiden dansçıydım.
I intended to dance this with my wife, a dancer.
Bu dansı dansçı olan eşimle yapmayı planlıyorum.
I'd like a turn with the best dancer in the west wing.
Batı kanadının en iyi dansçısıyla ben de dans etmek isterim.
A girl that worked for me, a dancer, she got a very generous offer, but not for sex, for blood.
Benim için çalışan bir dansçı tehlikeli bir teklif almış ama seks için değil, kan için.
You're trying to put an end to a century's old curse with a video camera that you snagged from our 12-year-old neighbour's garage sale and some seed money originally earmarked for an exotic dancer.
Bu asırlardır var olan lanete 12 yaşındaki komşumuzun garaj satışından aldığın bir kamerayla ve aslında striptizci olmak için biriktirilen parayla son vermeye çalışıyorsun.
Lindy said you're a great dancer.
Lindy harika bir dansçı olduğunu söyledi.
You're an awesome dancer.
Müthiş bir dansçısın.
Not as an actor, humanitarian, or author, but as a dancer...
Bir aktör, bir yardımsever ya da yazar olarak değil... bir dansçı olarak.
I'm a dancer.
Dansçıyım.
Mm. A dancer?
Dansçı mı?
- Dancerjust got a big "No, thanks."
- Dancer'a daha şimdi teşekkür etmişler.
A dancer.
- Balerin
dancers 31
dance 739
dances 20
danced 19
dance for me 47
dance with me 202
dance music 26
dance music playing 29
dance music plays 16
dance 739
dances 20
danced 19
dance for me 47
dance with me 202
dance music 26
dance music playing 29
dance music plays 16