English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Dance music

Dance music traduction Turc

462 traduction parallèle
And through the creaks will come the sound of this dance music... and the light of the moon and the scent of the flowers.
Ve gıcırtıların arasından bu dans müziği... ay ışığı ve çiçeklerin kokusu çıkıp gelecek.
The dance music, the moon and evening primroses.
Dans müziği, ay ışığı ve gece çiçekleri.
I'll put on some good dance music.
Güzel bir dans müziği koyacağım.
Dance music.
Dans müziği.
Play dance music.
Dans müziği çal.
And now, over to the Savoy Hotel, London... for dance music until midnight... with Carrol Gibbons and his Savoy Hotel Orpheans.
Ve şimdi, Londra, Savoy Hotel'den... Carrol Gibbons ve orkestrasından gece yarısına kadar dans müziği.
We'll dance. It's not dance music.
Onlar dinlemek için, dans müziği değil.
SALLY : [DANCE music PLAYS ON STEREO]
Köpek sadece insanın en iyi dostu değil aynı zamanda bir bekçi ve koruyucu.
- All the square dance music you know.
- Bildiğiniz bütün dans müziklerini.
- No songs. Dance music!
- Şarkı değil, dans müziği!
[Music, Dance Calling Stops]
Millet!
I'm not supposed to dance, but we have music.
Burada dans edemem sanırım, ama müziğimiz var.
To dance to gyp... sy music
Çingene müziğiyle dans ettik
Was there music and did they dance?
Müzik ve dans var mıydı?
Anitra's dance is from Grieg's incidental music for Ibsen's Peer Gynt.
Arne Dorumsgaard Ibsen'in oyunları için müzikler yaptı.
It must be very hard to love music very much and not be able to dance and to be a part of things.
Müziği çok sevmek ve dans edememek ve bunların bir parçası olmak çok zor olmalı.
I could hear the laughing and the... music from the dance hall across the street.
Ama karşı sokakta ki müzik ve.. ... eğlence seslerini duyabiliyordum.
It is Sharakubo, he teaches music and dance to girls of good family.
İyi ailelerin kızlarına şarkı söylemeyi ve dans etmeyi öğreten Edo'lu kör bir adam.
Here, ladies and gentlemen, the truth, nothing but the truth on the extraordinary life of Lola Montes, reenacted by the entire company in pantomime, acrobatics, tableaux vivants, with music and dance and with the entire orchestra.
Burada, bayanlar ve baylar Lola Montes'in sıra dışı hayatına yönelik gerçekler, sadece gerçekler tüm kumpanya tarafından müzik, dans ve tüm orkestra eşliğinde pandomim, akrobatik hareketler ve yaşayan bir tablo şeklinde yeniden canlandırılıyor.
With dance and music, Lola rises from the world of art to that of politics.
Dans ve müzikle Lola sanat dünyasından politikaya doğru yükselişe geçer.
Stop this shilly-shally music and give me a jig I can dance to.
Kes şu çaldığın ağır parçayı bana jig dansı çal.
It gives a man the urge to exchange thoughts, feelings, music, poetry, dance...
İnsanda birçok şeyi değişime zorluyor... Düşüncelerini, duygularını,.. ... müziğe, şiire, dansa olan...
Let's hear some dance music.
Emriniz olur!
You dance like they wrote the music for you.
Sanki müzik senin için yazılmış gibi dans ediyorsun.
You can dance to fiddle music. Watch the alfalfa bloom.
Keman eşliğinde dans edip yonca çiçeklerini seyredebilirsin.
If they want to dance, let'em bring their own music!
- Dans etmek istiyorlarsa kendi müziklerini getirsinler! - Hiç sıkılmak da yok.
Like beautiful music, like the dance.
Güzel müzik gibi dans gibi
I want to dance to the sound of music
Akordeonun tınısıyla kapılmak istiyorum dansa.
I like songs, I like dance I hear music and I'm in a trance
Şarkıları severim, dansı severim Müziği duyarım, transa geçerim
Gonna have dance-hall girls, music, the works.
Dans salonunun kızları olacak, müzik olacak, havai fişekler olacak.
Lord, if this wasn't a Sunday, I do believe I'd do a dance to that music Ike's playing.
Eğer bugün pazar olmasaydı Ike'ın çaldığı müzikle dans ederdim.
To dance, even though music occidental person, except classic music that was all German, Beethoven and thus, this age badly seen.
Dans etmek, klasik müzik hariç batı müziği dinlemek, uygun görülmezdi. Onların da çoğu Alman eserlerinden oluşurdu. Örneğin Beethoven'ınkiler.
When I got my certificate I moved up here so I could make more bread to send some home to LuBelle, paying for music lessons and dance classes, so she wouldn't end up hustlin'like my older sister.
Diplomamı alınca daha çok para kazanıp LuBelle'e göndermek için buraya taşındım, müzik dersleri, dans kursları alıp ablam gibi sokaklara düşmesin diye.
We hear music and dance to the music...
Müzik dinliyoruz. Müzikle dans ediyoruz.
When the official party finished, Hitler left immediately, but Eva Braun invited some people to go up to its small room for an anniversary party e one of them found a record, with a success of the time, a music to dance.
Resmî kutlama bittiğinde Hitler inzivaya çekildi. Ancak Eva Braun bazı kişileri doğum günü partisi için üst katta bulunan oturma odasına çağırdı. Dans etmek için, hit parçalardan birine ait bir kayıt bulundu.
The dutches could sit down e to be hearing music, but they could not dance.
Dans etmediğimiz müddetçe sessizce oturup müzik dinlememize izin verilmişti.
Before the bandstand revolves to bring you music for the younger dancers... one last dance from the orchestra, a good-old good one... which I personally will demonstrate at no extra charge.
Orkestra genç dansçılar için müzik tarzını değiştirmeden önce sizin için bizzat benim hiçbir ekstra ücret almadan sunacağım eski ve güzel bir dans müziği çalacak.
♪ Dance till the music is through
# Dans edelim bitene kadar müzik # #
Enough with the music, this is not a dance-hall!
Bu kadar müzik yeter, burası dans pisti değil!
Thank you, J.B. This is your brother Rod McGrew and don't forget to stick around because later on we've got two free tickets to J.B.'s Disco Dance and Show live at Howard's Grand Casino Music Hall and Rib Shack.
J. B.'nin, "Howard's Grand Casino" daki canlı disko dansına yine iki bilet veriyoruz. Müzik ve yemek var!
I'm gonna put on some music but don't dance in the aisles.
Biraz müzik çalacağım ama koridorlarda dans etmeyin.
We'll dance and I'll pick the music, for once.
Dans edeceğiz ve bu sefer müziği ben seçeceğim.
So everybody just relax and enjoy the dance and the music.
Herkes sakin olsun, dans ve müzikle eğlenmenize bakın.
These boys have shown exceptional love for the art of music, and have entered into the work of our rich amateur scene, where we act, dance, recite, paint and so on.
Bu gençler, dans, resim ve diğer amatör aktivitelerimizi yaptığımız yerde çalışmaya başladılar ve müzik sanatı için büyük özveri gösterdiler.
# If you want to dance to the music #
Müzikle dans etmek istiyorsan.
( dance music )
- Hey!
Most of the women I date don't like music they can't dance to.
Çıktığım çoğu kadın, dans edemediği müziği sevmiyor.
No, we can dance. Vinnie, can we have some music?
Hayır edebiliriz.Vinnie biraz müzik alabilir miyiz?
And if there's no music, they can't dance.
Müzik olmazsa dans edemezler.
" The music's playin Everybody dance
" çaldığınız şarkı, herkes dans edin
"... and dance to the gay music of Esther and the Black Forest Girls. "
"... Esther ve Siyah Orman Kızları'nın neşeli müzikleriyle dans. "

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]