English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Days a week

Days a week traduction Turc

1,042 traduction parallèle
They say she's there several days a week.
Bir genelev. Açıkçası, haftada bir kaç kere.
I earned that money, ten hours a day, seven days a week.
O parayı, haftada 7 gün, günde 10 saat çalışarak kazandım.
Working eight days a week, we won't be able to get ready for it.
Haftada sekiz gün bile çalışsak kışa hazır olamayız.
Twenty-four hours a day, seven days a week.
Günde 24 saat, haftada yedi gün.
Five days a week.
Haftada 5 gün.
Starting tomorrow, I'm gonna spend three days a week at home. We'll just lie around, listen to records.
Tembellik yaparız, plak dinleriz, birbirimizi yeniden tanırız.
Does my friend work you seven days a week?
Arkadaşım haftada yedi gün mü çalışıyor?
Seven days a week for them.
Onlar bütün hafta çalışır.
Le Cirque d'Hiver is still open, three days a week.
Le Cirque d'Hiver hala haftada üç gün açıktır.
Each week, for six days a week... it rages and roars like a lion... throwing up rocks in an endless storm... stoning anyone who should try to cross over.
Her hafta, haftanın altı günü bir aslan gibi kabarıp kükrermiş karşıdan karşıya geçmek isteyenlere sonsuz bir fırtınada, kayaları fırlatırmış.
Two days a week.
Haftada iki gün.
Five days a week. 35 days!
Haftada beş gün. 35 gün.
I fall in love seven days a week and love everybody.
Βen haftanιn yedi günü âşιk οlurum νe herkesi seνerim.
I amuse them seven days a week.
Ben haftanın yedi günü eğlendiriyorum.
Five days a week I work on radicals.
Haftanın beş günü zor davalarla uğraşıyorum.
Every day, five days a week for 15 years, I've been sitting behind that desk.
15 yıldır haftanın beş günü, o masanın arkasında oturdum.
Six days a week, sometimes seven days a week.
Haftada altı, bazen yedi gün.
He's in the tower five days a week.
Haftanın 5 günü kulede.
I looked up at the 16th floor 8 hours a day, 5 days a week for a year and five months.
16. kata bakıyorum, Günde sekiz saat, haftada beş gün, bir yıl beş aydır.
Eight-hour shifts, around the clock, seven days a week.
Haftada yedi gün, günde sekiz saatlik vardiyalar.
First, you can count on me 25 hours a day, 8 days a week.
Bana günde 25 saat, haftada 8 gün güvenebilirsin.
I have been on call for 24 hours a day, seven days a week, and I'm exhausted.
Günde 24 saat haftanın 7 günü emrine amadeyim.Ve tükendim.
I've watched you, six days a week, for over six months.
6 gün, 6 aydan beri TV'de seni seyrediyorum
I thought you wanted to stay up here and work in the studio and come into the city a couple of days a week.
Burada kalıp atölyede çalışmak istediğini, haftada birkaç gün kente geleceğini sanıyordum.
A month maybe, a week, couple of days.
Belki bir ay, bir hafta, birkaç gün.
I paid you a week in advance but if we don't get along after two days, I'll expect a refund.
Bir haftalık peşin verdim ama 2 gün sonra anlaşamazsak paramı geri almak isterim.
Six days does not a week make.
Altı gün bir hafta yapmaz.
Six days does not a week make.
Altı gün bir hafta yapmaz mı?
I'll be gone two, three days, maybe a week.
İki, üç gün, belki bir hafta buralarda olmayacağım.
If you don't get him to Vulcan within a week, eight days at the outside, he'll die. No, now.
Hayır!
So often I've noticed that... it's the hair rebels who step into the breach when there's a crisis... whether it be a fire in the house... or to sacrifice a week's holiday... in order to give a party of slum children seven days in the country.
Bir kriz anında, söylenenlere karşı gelenlerin hep uzun saçlı asiler olduğunu gördüm pek çok kez. Bu kriz, okuldaki bir yangın ya da gecekondu mahallesinde, bir hafta sürecek bir yardım toplantısı yapmak için haftalık tatilleri feda etmek olabilir.
Lt'll be a few days, a week at least, Jim.
- Bir kaç gün, en az bir hafta.
I thought it was for a few days, but after a week, I was not eager to go home.
Birkaç gün süreceğini düşünmüştüm ama bir hafta sonra eve gitmeye hiç niyetim yoktu.
I'll need ffood ffor a week, water ffor 10 days, three packhorses.
Bir haftalık yiyecek, on günlük su ve üç tane at lazım.
But, from appearances, I'd say a week to ten days.
Fakat, görünüşe göre, bir hafta veya on gün diyebilirim.
Since we have this great passion going for us... why don't you stay around New York for a week or 10 days?
İkimiz de birbirimizi sevdiğimize göre neden New York'ta bir hafta 10 gün daha kalmıyorsun?
We propose to spend a week, maybe 10 days.
Bir hafta veya 10 günlüğüne ava çıkmak istiyoruz.
But I should say It's definitely a solid four days'practice every week
Ama her hafta kesinlikle 4 gün talim yaptığımı söyleyebilirim.
We're going to be in New York for a whole week instead of two days.
New York'ta iki gün yerine bütün bir hafta kalacağız.
A week, 10 days.
Bir hafta, on gün.
They kept him a week and it was the best seven days of the war.
Onu bir hafta tuttular, savaşın en güzel yedi günüydü.
You'll be up and movin'around in a week - 10 days
Bir hafta-10 güne ayağa kalkarsın.
You'd be there for a week, and we'd be home in three days.
Bu bir haftanı alırdı, biz ise eve üç gün içerisinde döneceğiz.
You have to go to karate class three times a week and you have three days at school.
Haftada üç kere karate derslerine katılmak durumundasın ve üç gün de okula gidiyorsun.
Next week I'll take a few days off, we'll drive to San Diego.
Haftaya birkaç gün boşluğum var. San Diego'ya gideriz.
- Three, four days, maybe a week.
- 3,4 gün belki bir haftalığına.
Well, it must've been a week or 10 days ago
Evet, 1 hafta veya 10 gün kadar önce.
I gotta count on you for 1 1 0 percent 7 days a week, 24 hours a day.
Yüzde 110 güvenmeliyim.
You couldn't buy clothes in Nairobi in those days so for a full week I could change nothing but my shoes and Emilienne, her underwear.
O günlerde Nairobi'de elbise alamazdınız bu yüzden tam bir hafta sadece ayakkabılarımı değiştirebildim Emilienne de iç çamaşırlarını.
Even if we win, even if we play so far over our heads that our noses bleed for a week to ten days, even if God in heaven above comes down and points his hand at our side of the field,
Kazansak bile!
We got to them, they'd been down for a week... maybe ten days.
Onları bulduğumuzda 7-10 gün arası su altında kalmışlardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]