English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Did she suffer

Did she suffer traduction Turc

60 traduction parallèle
Did she suffer?
Acı çekti mi?
- Did she suffer?
- Çok acı çekmiş mi?
Did she suffer?
Acı çekmiş mi?
Did she suffer?
Çok acı çekti mi?
How many months did she suffer before giving up and realizing she was never gonna be found?
Asla bulunamayacağını anlamadan ve pes etmeden önce kaç ay geçti?
Hey, Don, did, um... did Mom... did she suffer?
Hey, Don, şey... Annem... acı çekti mi?
What did she suffer?
Ne ıstırabı?
- Did she suffer?
- Acı çekti mi?
Did she suffer at the end, in her last conscious moments?
Şuursuz geçirdiği o son dakikalarında acı çekti mi?
Did she suffer?
Acı çekmiş mi? Kızım çok acı çekmiş mi?
When she died did she suffer? - Aah!
Öldüğü zaman acı çekti mi?
Did she suffer any injustice?
Herhangi bir haksızlığa uğradı mı?
Did she suffer?
O acı çekti mi?
Did she suffer?
O acı mı?
Did she suffer?
- Acı çekmiş mi?
Did she suffer?
Hayır.
Did she suffer?
acı çekti mi?
Oh, she knows she did wrong, so let her suffer for it.
Oh, yanlış yaptığını biliyor, bırak bunun sıkıntısını çeksin.
- She did suffer from dementia, right?
Bunama çekiyordu, doğru mu?
Did she suffer, even a little?
Acı çekti mi ki, birazcık olsun? Alın yazısı olmayan savurgan hayatında oldukça rahat görünüyor.
Did she suffer?
Ve böyle berbat bir vaziyette.
Well, the ME's report stated that Debbie Cooper did suffer before she died.
Adli tabibin raporunda Debbie'nin ölmeden önce acı çektiği yazıyor.
Medical treatment was not the answer for Emily because she simply did not suffer from a medical condition.
Tıbbi tedavinin Emily'ye yararı yoktu çünkü tıbbi bir rahatsızlık geçirmiyordu.
She wants to make everybody suffer the way she did.
Herkesin kendisi gibi acı çekmesini istiyor.
So did Mom suffer much before she died?
Annem ölürken çok acı çekti mi?
Did mom say she hates me? Because these past few years I've let her suffer
Ona son üç yıldır böyle acı çektirdiğim için benden nefret ediyor muymuş?
the man who did this. he needs to suffer like she did.
Bunu yapanı. O kız gibi o da acı çekmeli.
She said, " When we find them, to make them suffer for what they did,
Onları bulduğumuzda yaptıklarından dolayı onlara acı çektirmemizi istiyor.
My hope is that no one will suffer as she did.
Ümit ederim ki kimse onun etkilendiği gibi etkilenmesin.
I guess I just did it so she wouldn't have to suffer like the others.
Sanırım onun diğerleri gibi acı çekmesini istemediğim için yaptım.
But it's not fair that she has to suffer for what i did.
Benim yaptığım şey yüzünden onun acı çekmesi hiç adil değil.
She wanted to help people so they wouldn't have to suffer like she did.
Kendi gibi acı çekmesinler diye insanlara yardım etmeyi istemişti.
Even though Joon raped the plaintiff, she did not suffer serious injuries, and she should claim partial responsibility.
Joon'un spermine rastlanmasına rağmen, davacı yaralanmadığı için kısmi sorumluluğa sahiptir.
Did she suffer?
- Acı çekti mi?
If she did, then any telepath we might employ would only suffer the same fate.
Eğer bunu yaptıysa bulunan telepatik gücü olanların hepsi aynı kaderi paylaşacaktır.
Don't you want her to suffer for what she did to you?
Sana yaptıklarından dolayı acı çekmesini istemiyor musun?
Nobody deserves to suffer like she did.
Kimse onun kadar acı çekmeyi hak etmez.
Did she suffer much?
Fazla acı çekti mi?
I just got really scared that she would suffer the way that I did.
çok korktum o da benim gibi acı çeker diye korktum.
Being down there... seeing where I came from... I just got really scared that she would suffer the way that I did.
Aşağıdayken nereden geldiğimi görünce...
And when I thought about causing all those families to suffer the way she did, I...
Ve annemin acı çektiği gibi o ailelerin de acı çekmesine sebep olacağımı düşündüm, ben...
Mama deserves to suffer for what she did, but I don't think I can make it on my own.
Annem yaptığı şeyin karşılığını almalı ama bunu tek başıma başarabileceğimi sanmıyorum.
She wanted them to suffer for what they did to her.
Ona yaptıkları şeyler için acı çekmelerini istedi.
He never touched her, she acknowledged in an interview, and he never directly threatened her job, but she said she was 25 and she began to worry that she would soon suffer professionally if she did not submit.
İfadesinde, Ona asla dokunmadığını, doğrudan onu işten çıkarmakla tehdit etmediğini, Ancak, o zaman 25 yaşında olduğunu ve eğer bir yerlere danışmazsa yakında başına bir şey geleceğinden endişelenmeye başladığını belirtti
She did not suffer fools.
O, aptal insanlarla uğraşamadı.
That's why she did not expect there to suffer the same seems.
Başkalarının da onun yaşadıklarını yaşayıp acı çekmemesi için.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]