Enjoy the view traduction Turc
133 traduction parallèle
I thought he might enjoy the view up here.
Buranın manzarasını sevebilir.
Well, enjoy the view.
Manzaranın keyfini çıkarın.
Now I can sit back and enjoy the view.
Artık arkana yaslanıp manzaranın tadını çıkarabilirsin.
That we wanted to enjoy the view.
Manzarayı görmek için döndük deriz.
Sit down and enjoy the view.
Otur ve tadını çıkar.
Well, enjoy the view, that's all we've got.
Görüntünün tadını çıkar. Bütün elimizdeki bu.
- Enjoy the view.
Manzaranın tadını çıkarın.
Have you started to enjoy the view?
Manzaradan hoşlanmaya başladın mı?
Jumping out of a perfectly good airplane is not a natural act so let's do it right and enjoy the view.
Uçan bir uçaktan atlamak doğal bir hareket sayılmaz... o yüzden bu işi doğru yapıp manzaranın tadını çıkaralım.
Enjoy the view.
Keyfine bak.
Now sit down and relax, enjoy the view.
Şimdi otur ve rahatla. Manzaranın tadını çıkar.
Enjoy the view.
Manzaranın keyfini çıkar.
You knew to shut up and enjoy the view.
Çeneni kapatıp, manzaranın tadını çıkarmayı biliyorsun.
Enjoy the view.
İyi eğlenceler.
Enjoy the view.
Manzaranın keyfini sür.
In 1938, a tea house was built on top of the high Obersalzberg so that Hitler and his guests could enjoy the view.
1939'da Obersalzberg'de bir ev yapıldı. Hitler artık konuklarını burada ağırlayacaktı.
He's also better able to enjoy the view of the lovely dabo girls than he was before and should he require another drink he need only spin back.
Ayrıca kolaylıkla dönüp, dabo kızlarının manzarasını izleyebilir ve bu esnada geri dönmek için bir içki daha içebilir.
Nothing to do but sit back and enjoy the view.
Yapacak hiç bir şey olmadan, görüntünün tadını çıkaralım.
Yeah, this is so good, that I'm gonna go enjoy it on the balcony so that I can enjoy the view whilst I enjoy my dessert.
Ben balkonda devam edeceğim. Böylece tatlımı keyifle yerken dışarıya bakabileceğim.
I enjoy the view.
Manzara hoşuma gidiyor.
Enjoy the view.
Manzaranın tadını çıkar.
- Why not go enjoy the view from your cave?
- Neden mağarana gidip oradaki manzaranın
Enjoy the view... brother.
Manzaranın keyfini sür... \ dostum.
We'll enjoy the view from here
Onları izlemekten keyif alacağız.
And did you stop there to enjoy the view this morning?
Bu sabah manzaranın tadını çıkarmak için orada durdun mu?
To forget that I'm about to get a bad sting, I'm really trying hard to enjoy the view up here.
Çok feci ısırılacağımı unutmak için, buradaki manzaradan keyif almaya gayret gösteriyorum.
- Enjoy the view.
- Sana iyi seyirler.
When I look at you, I enjoy the view
Seni gördüğüm zaman, Heyacanlandım manzaradan.
So sit back, relax and enjoy the view.
Arkana yaslan ve yolculuğun tadını çıkar.
- That's all burger, right there. - Enjoy the view?
Manzaranın tadını çıkarın.
Don't try to stop me Just enjoy the view, sir.
Sakın Beni Durdurmaya Çalışmayın, Sadece Manzaraya Odaklanın.
Enjoy the view of the harbor.
Liman manzarasının keyfini çıkarın.
You wait here by the lake, enjoy the view.
Göl kenarında kalıp manzarayı seyredin.
Have a drink, enjoy the view. Pretend we belong here.
İçki içip, manzaranın tadını çıkarıp buraya aitmişiz gibi davranacağız.
Well, I think they just want us to eat in the daylight, you know, so we could enjoy the view.
Sanırım aydınlıkta yememizi istediler. Manzaranın keyfini çıkartalım diye.
I'll go look for Eugenia and you enjoy the view with a room.
Ben Eugenia'yı aramaya gideceğim, sen de manzarayı seyret. Odanın.
Let's sit where we can enjoy the view.
İstersen başka yere gidelim.
Hiroshi, why don't you go enjoy the view from the deck?
Hiroshi, neden terasa çıkıp manzaranın tadını çıkarmıyorsun?
We always sit in the kitchen, so we might as well enjoy the view up there.
Hep mutfakta oturuyoruz, o yüzden oradaki manzaranın tadını çıkarabiliriz.
I'm just walking around to enjoy the view. Are you alone?
Ben sadece etrafta dolanıp manzaranın keyfini çıkarıyorum.
- Enjoy the view, dickhead.
- Gördüğünün tadını çıkar, sik kafa.
" but instead you sit and enjoy the view.
"Ama sen onun yerine oturup, VU'nun keyfini çıkarıyorsun."
If you want me to slow down so you can enjoy the view just say the word.
Manzaranın keyfini sürmek için yavaşlamamı istersen söyle.
In that case... enjoy the view of the moon all night.
İyi ay ile beraber bu gece burada kal.
But if your life is exciting, enjoy this break from the caviar with its view of the trivia you have surely out behind you.
Eğer yaşamınız heyecanlıysa sizi geride bırakan bu dizinin tadını çıkartın.
He'll enjoy the view...
Manzaranın tadını çıkarıyordum.
Enjoy the view.
Çıkarırım.
Enjoy it. The best view in the world.
Dünyanın en güzel manzarasıdır.
We can enjoy the view,
Elele... manzaranın tadını çıkarabiliriz. - Elele mi oturacağız?
Don't tell me you are there just to enjoy the night view!
Sakın bana o saatte oraya sadece manzara izlemek için geldim deme. Sen onu külahıma anlat.
I hope the fans will enjoy it from the same point of view I enjoyed it from, which is to see Jason for the first time again.
Umarım hayranlar da aynı bakış açısıyla Jason'ı ilk defa görmekten benimki kadar zevk alırlar.
enjoy the game 20
enjoy the ride 41
enjoy the party 80
enjoy the show 90
the view 70
view 90
views 39
viewers 44
view mirror 33
enjoy 961
enjoy the ride 41
enjoy the party 80
enjoy the show 90
the view 70
view 90
views 39
viewers 44
view mirror 33
enjoy 961