Everyone traduction Turc

Is everyone okay?

Herkes iyi mi?

Nightblood there, they'll find her records, and all they have to do is reverse-engineer it from Luna, and everyone lives.

Karakanı orada, bulacaklar. onun kayıtlarından bulup, Luna'dan tersine mühendislikle, yapmak zorundalar böylece, herkes hayatta kalır.

We're investigating ways to create it for everyone so we can all survive.

Herkes için onu yaratmanın yollarını arıyoruz Böylece hepimiz hayatta kalabileceğiz.

You tell yourself you have, too... the great Wanheda, the Commander of Death who says she wants to save everyone yet builds a ship for herself, for her people.

Kendine sor bakalım, Büyük Wanheda, Ölümün komutanı herkesi koruduğunu söylüyorsun ama kendin ve halkın için gemi yapıyorsun

The Nightblood solution will save everyone.

Karakan tedavisi herkesi kurtaracak.

For everyone else, Clarke pulled the master kill switch.

Herkes için, Clarke toplu imha düğmesini açtı.

So, what, I survive long enough for everyone else to die?

Herkes ölecek zaten, biraz daha yaşasam neye yarar?

Everyone's in there waiting for you.

Herkes içeride seni bekliyor.

I'm cooking dinner for everyone tonight.

Akşam için yemek pişiriyorum.

[man] Everyone back in the house right now!

Herkes derhâl eve dönsün.

Everyone said we were crying wolf, but this is our proof.

Herkes boşa evham yaptığımızı söylüyor ama işte kanıtı.

Then spiked Cheryl's yogurt when everyone else had cleared out.

Herkes çıktıktan sonra Cherly'nin yoğurdu karıştırılmış.

Jim, you were leading everyone to the gathering spot and getting there first.

Jim, herkese buluşma noktasına gitmesi için rehberlik ediyordun ve ilk sen vardın.

Huh? Were you hoping to finger that cute dispatch girl while everyone else is out looking for me?

Herkes dışarıda beni ararken telefonlara bakan güzel kıza pandik atmayı mı umuyordun?

So, I want everyone to take a deep breath.

Herkes derin bir nefes alsın lütfen.

Everyone here.

Buradaki herkesin.

So we're going to have a town meeting tonight at 7 : 30 at the school, and I encourage everyone to come out.

Bu akşam saat 19.30'da okulda bir kasaba toplantısı yapacağız. Herkesin gelmesini istiyorum.

And when your house is burning, there isn't a plan, everyone just runs for the exit.

İnsanın evi yanarken kimse plan yapmaz, herkes çıkış kapısına koşar.

The chief was taken right in front of everyone.

- Şef herkesin önünde alındı.

I defended you to everyone who said that you would never grow up and that you would never get it together!

Senin asla büyümeyeceğini ve asla kendine çeki düzen vermeyeceğini söyleyen herkese karşı seni savundum!

Everyone please, please just stand in your corners and just quietly...

Herkes lütfen, Lütfen sadece köşelerde dur Ve sadece sessizce...

Is it weird that a comfort dog is making everyone but Kelsey uncomfortable?

Rahatlatması gereken köpeğin Kelsey hariç herkesi rahatsız etmesi tuhaf değil mi?

What you said is what everyone else needs to hear.

Söylediklerin herkesin duyması gereken şeyler.

Do one thing! Get a mic announce this thanks to everyone!

Tek tek teşekkür etmene gerek yok.

If everyone's on board, we can leave!

Herkes bindiyse gidelim.

I asked everyone else to leave.

Herkesin gitmesini istedim.

Dad, everyone knows that Ravunni uncle is your benami and that he has gone to jail for you!

Baba herkes Ravunni amcayla ortak olduğunu biliyor şimdi de senin için hapse girdi.

Everyone wants to go home!

Herkes evine gitmek istiyor.

- Everyone, get in!

- Herkes binsin!

Didn't I say bye to everyone?

Herkesle vedalaştım ya.

Everyone I went to school with works on one of two things... theoretical particle physics or the next great start-up.

Gittiğim okulda herkes 2 şeyden biri üzerinde çalışırdı. Teorik parçacık fiziği veya ileri düzey yenilikçi bir şirket.

But not everyone out there's a savage.

Ama dışarıdaki herkes vahşi değil.

If I'm out of a job, then I can finally earn some of that money everyone's always talking about.

Eğer işten ayrılacaksam, sonunda herkesin bahsettiği paranın birazını kazanabilirim. Öyle olsun oğlum.

Hello, everyone.

Herkese merhaba.

Police are... are, of course, trying to keep everyone calm and safe here.

Polis herkesi sakin ve güvende tutmaya çalışıyor.

Is everyone clear?

Anlaşıldı mı?

Everyone calls me Maggie.

Herkes bana Maggie der.

Everyone's afraid.

Herkes korku içinde.

Okay. Step it out for everyone.

- Pekala herkese açıkla.

And like you said, Bobby... in the end, everyone else is cannon fodder.

Dediğin gibi Bobby en nihayetinde herkes kayıp verilebilir.

Today at Armstrong-Parker, I told everyone how bad I wanted to fight for them.

Bugün Armstrong-Parker'da herkese onlar için ne kadar çok mücadele etmek istediğimi söyledim.

So that's why everyone is here.

Tanrım. Demek herkes ondan burada.

The Green Party that runs the city asked everyone here not to use wood-burning stoves and not to drive their car today.

Şehri yöneten Yeşil Parti Buradaki herkese odunla çalışan sobaları kullanmamasını istediler Ve bugün arabalarını sürmemelisin.

Of course, not everyone I meet will be friendly.

Tabii ki tanıştığım herkes samimi olacak.

After we'd rescued James, he stupidly suggested that, to solve the problem, we should ruin everyone's holiday.

James'i kurtardıktan sonra, O aptalca, sorunu çözmek için, Herkesin tatilini mahvetmeliyiz.

Thank you, everyone.

Herkese teşekkürler.

I tell you what, i love being in Scotland because everyone here speaks their mind.

Ne diyeceğim, İskoçya'da olmakta çok seviyorum Çünkü burada herkes akıllarını konuşuyor.

It's what everyone would do.

Herkes böyle yapardı.

The great thing is, everyone, the great thing is...

En iyi şey, herkes, en iyi şey...

You can buy a cheap pair from a market stall, or you can buy an expensive pair with gold thread in them, or you can do what everyone does, you go to marks Spencer's.

Bir pazar stallından ucuz bir çift satın alabilirsiniz, Ya da satın alabilirsin Pahalı bir çift Altın ipliklerle, Ya da ne yapabilirsin Herkes yapar, sen git Marks Spencer'a.

Not a happy ending for everyone, but a positive result for the rest of the galaxy.

Herkes için mutlu son değil, Ama galaksi için olumlu bir sonuç.